Türkiye güreşe minnettar
Grekoromen Güreş Milli Takımı’mızın Dünya Şampiyonluğu, büyük bir başarı kuşkusuz… Rıza Kayaalp’ın 5. Dünya Şampiyonluğu da bambaşka büyük bir hikaye…
Gerçekten Rıza Kayaalp, tam bir istikrar abidesi… İlk Pekin Olimpiyatları’na götürdüğümüzde 17 yaşındaydı. Bugün, ülkemize rekor madalya kazandıran tecrübeli fedakar bir pehlivan…
***
Belki Kübalı efsane rakibi olmasa dünya şampiyonluğu sayısı da 10’u geçecek, 3 kere Olimpiyat şampiyonu olacaktı…
Ancak bu kadarı da büyük başarı. Helal olsun sana koca pehlivan
Bu kadar uzun süre özel hayatından, günlük yaşamdan fedakarlık yaparak sürekli salonları mesken tutmak, minderi yatak olarak kullanmak kolay bir şey değil.
***
Ata sporumuz belli dönemlerde milletimizi üzecek sonuçlar alsa da zaman zaman da küllerinden doğuyor ve ülkeyi sevince boğan sonuçlar alıyor…
İşte onlardan biri daha. Türkiye, takım halinde 125 puanla birinci oldu. Azerbaycan 118 puanla ikinci, Sırbistan da 110 puanla üçüncü oldu.
130 kiloda Kaptan Rıza Kayaalp ve 82’de Burhan Akbudak altın, 72’de Selçuk Can, 77’de Yunus Emre Başar ve 87’de de Ali Cengiz bronz madalya elde ettiler. 97’de Metehan Başar ve 67’de Murat Fırat sıkletlerinde 5.olup takıma puan getirdiler.
Kadınlar 76 kiloda Yasemin Adar Yiğit, 2. defa kürsüye çıkıp altın madalya kazandı.
***
Elbette ki Ukrayna’yı işgali sebebiyle ambargolu olduğu için hiç bir sportif aktiviteye katılmasına müsaade edilmeyen Rusya’nın yokluğu büyük avantajdır.
Ancak unutulmasın ki, biz Rusya’nın da katıldığı şampiyonalarda da kürsünün 1. basamağında yer almıştık…
Genel Müdürlük dönemimizde 2006’da Çin’in Guangzhau şehrinde ve 2009’da da Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 3 yıl arayla 2 defa Dünya Şampiyonu olmuştuk…
***
Bu sebeple de Rusya’nın yokluğunu ileri sürerek başarıyı küçümsemeyelim ve başta madalya alan sporcularımız ile, taze Federasyon Başkanı’mız Şeref Eroğlu, yönetimi, hocalarımız, güreşçilerimizi yetiştiren başta İBŞ Belediyespor ve ASKİ olmak üzere kulüplerimiz ve keşfeden ilk hocalarımızı tebrik ediyoruz…
BAŞKAN VE GÜREŞİN ASLANLARI
Başkan Şeref Eroğlu, 2006’da kazanılan Dünya Şampiyonası’nda ABD ve Rusya’yı geçerek Dünya Şampiyonluğu yaşayan Grekoromen Milli Takımı’mızın kadrosunun güreşçisiydi…
Bugün de Başkan olarak bu başarıyı tekrarladı…
Türkiye 2006’da 39 puanla 1. sırayı alırken, Rusya ve ABD 34’er puanla 2. Ve 3. basamakta yer almıştı…
Nazmi Avluca gümüş madalya alırken Hamza Yerlikaya, İsmail Temiz ve Bünyamin Emik bronz madalya elde etmişti….
***
Başkan Şeref Eroğlu, “Haklı bir gururu yaşıyoruz. Kısa bir sürede zor bir iş başardık. Bu çocukların hepsi aynı anda dünya şampiyonu olsa ben şaşırmam.
Rüya takımı tekrar yakalamak çok anlamlaydı. Güreştiğimiz dönemlerde sporcu olarak dünya şampiyonu olan takımın içindeydim. Bugün de dünya şampiyonu olan takımın başkanı olarak buradayım. Rıza ile takım arkadaşıydık. Gerçekten gurur duydum” diyor ya aslında çok şey anlatıyor…
ENGELSİZ BİR TÜRKİYE ÇOK MU ZOR?
86 milyonluk Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli var… Engelliler yıllarca eve hapsedilen, asla dışarıya çıkarılmayan, hiç güvenilmeyen, eğitilmeyen, piyasaya sürülmeyen, Allah’ın verdiği büyük yetenekleri keşfedilmeyen ve yararlanılmayan insanlardı…
Ancak zamanla farkındalıklar oluşunca, engellilerin de başta olmak üzere, iş dünyası, kamu kurumları, kültür, spor sanattaki becerileri, ekonomiye katkıları da gözle görülür bir başarı hikayesi oldu…
***
Özellikle 2002 sürecinden sonra üst üste yapılan düzenlemeler, devlet- millet-engelli üçgeninde alınan ciddi mesafeler, fark edilebilir seviyedeydi…
Her kurum, kamu ve özel sektör, yeni inşa edilen bütün yapıların, fiziki mekanların engellilere uygun düzenlenmesi için büyük bir samimiyetle tam bir değişim başlattılar…
Ne yazık ki zamanla bu heyecanda aşınmalar görülmeye başlandı… Bugün engelliler dünyasında verilen sözlerin yerine getirilmeyişinden ciddi şikayetler başladı…
***
TESYEV’in kurucusu, Türkiye Paralimpik Komitesi eski Başkanı Yavuz Kocaömer de bu konuda en çok çaba harcayanların başında geliyor.
Gerek vakıf faaliyetlerinde gerekse yazı yazdığı iki büyük gazetede bunları dile getiriyor…
Yine engelli derneklerinde faaliyet gösteren yerel yazarlardan Ali Rıza Koyun da etkin bir şekilde verilen sözlerin yerine getirilmeyişini dile getiriyor…
***
İşte şikayetlerin ana unsurları:
Engelliler camiası için milat olarak değerlendirilen 5378 Sayılı Engelliler Kanunu 7 Temmuz 2005 yılında çıkarıldı.
Kanun çıkarılalı 17 yıl oldu. Engellilere pozitif ayrımcılık yapılması amacıyla 2010 yılında Anayasa’nın eşitlikle ilgili 10. maddesinde değişiklik yapıldı.
Bu da 12 yıl oldu. 5378 Sayılı Engelliler Kanunu’nun geçici 2. ve 3. maddelerinde belirtilen erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik düzenlemeleri için verilen 7 yıllık süre 2012 yılında doldu.
***
Kamu idarecileri için göz açıp kapayana kadar geçen bu 7 yıllık süre, yeterli olmamış olacak ki, 2012 yılında kanun değişikliği yapılarak 1 yıl direkt 2 yıl da endirekt uzatma verilerek toplam süre 10 yıla çıkarılalı da 10 yıl oldu.
Kanun ile sürelerin uzatılması yeterli görülmemiş olacak ki bu defa da 2013 yılında Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği çıkarıldı. Yönetmelik çıkarılalı ise 9 yıl oldu.
İKTİDARA DA MUHALEFETE DE ELEŞTİRİ
Yönetmelik kapsamında valiliklerde Aile ve Sosyal Hizmetler, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlıkları ile engellilerle ilgili konfederasyonların temsilcilerinden komisyonlar oluşturuldu.
Bu komisyon tarafından, kamu kurum ve kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü kapalı ve açık yapılar ile toplu taşıma araçlarının denetimi yapılmaya başlanmıştı...
***
Ancak sağlıklı bir işleyiş sağlanamadan sürekli erteleme çabaları hizmetleri sekteye uğratıyor…
Hadi kendi çıkardıkları kanunu sürekli öteleyen iktidar partisi milletvekilleri tamam da, muhalefet partilerinin kaygısızlığı ve ilgisizliği neden?
Erteleme yasalarını iptal için Anayasa Mahkemesi’ne bile taşımadılar…
***
İktidarı ve muhalefeti ile, kanunu “engelsiz bir Türkiye” amacıyla çıkaranlar, ne yazık ki aradan 17 yıl gibi büyük bir zaman geçmesine rağmen bir arpa boyu yol alamayarak sınıfta kaldılar.
Sadece siyasiler değil elbette, yapılan ötelemelere ciddi anlamda bir tepki göstermeyen ve mücadele etmeyen, engellilerle ilgili sivil toplum örgütlerinin geneli de ne yazık ki görevlerini yapamadılar….