TFF, camiayı toparlıyor galiba…
Mehmet Büyükekşi ve yönetimi, göreve geldiğinden beri komplekssiz, kaprissiz, son derece samimi çalışmalar yapıyor.
Belki hakemlik müesesesindeki tartışmaları bitiremedi ama futbolun geleceğiyle ilgili ciddi projeler üretiyor ve tüm camiayı toparlayacak, ortak aklı da devreye sokacak bir çaba içinde…
Yıllarca gelenin gidenle uğraşmaktan icraata zaman bulamadığı, en verimli çağındaki başkan, yönetici, hoca, uzman insanları dışlayıp küstürdüğü bir spor yapısına şahitiz…
***
Bakanlar da böyle yapıyor, spor teşkilatı da, federasyonların çoğu da… Tabii TFF de…
Şenes Erzik gibi FIFA ve UEFA’da yıllarca İcra Kurulu üyeliği yapmış Türk futbolunun en önemli aktörlerinden biri de, Dünya Üçüncüsü Türkiye’nin TFF Başkanı Haluk Ulusoy da, onlarla çalışan ekipler de dışlandı yıllarca…
Şimdi çok sayıda yerli yabancı başkan, uzman gibi Şenes Erzik de vardı programda, biz de davetliydik…
Başkan Büyükekşi’nin mesajları da çok kucaklayıcıydı…
***
Türkiye Futbol Federasyonu’nun futbolun tüm paydaşlarıyla Türk futbolunun strateji planının oluşturulması için başlattığı “The Game Plan” çalıştayıyla önemli bir adım attı, çok güzel mesajlar verdi….
Büyükekşi, “Hep birlikte Türk futbolunun stratejisini belirleyerek kısa, orta ve uzun vadeli bir uygulama planı ortaya koyacağız.
Bu salonda alt yapımızdan gelen U-15’den U-19’a kadar millilerimiz bulunuyor. Kulüplerimizin alt yapılarından gelen genç futbolcularımız var.
***
Duayenlerimizle birlikte çok değerli, genç ve gelecek vadeden hakemlerimiz, antrenörlerimiz ve gözlemcilerimiz de aramızda.
İşte onlar 5 yıl sonra, 10 yıl sonra, dünya arenasında ülkemizi başarıyla temsil edecek futbol elçilerimiz.
Hep birlikte ortaya koyacağımız yol haritası ışığında bu değerlerimizle birlikte, Türk futbolunu bugünkünden de daha iyi noktalara taşıyacağız.” diyor.
İşte anlayış bu olmalı… Tebrikler… Başarılar…
BİR ATAN, BİR TUTAN, BİR DE YATAN…
Futbol takımlarının temel oyun kurgusu “bir atan ve bir tutan” üzerine yapılır… Eğer iyi bir tutanınız varsa, iyi gol atan bir oyuncuyla galibiyet getiren bir sonucu alabilirsiniz…
Veya iyi bir atanınız varsa, iyi bir tutanla maçı kotarabilirsiniz… Bunun için de en önemli iki mevki kaleci ve santrfor sayılabilir… Nitekim de pek çok büyük kupa, sayısız şampiyonluklar ve de kritik maçlar, kaleciler sayesinde kazanılabiliyor…
***
Milli Takım kalecileri Uğurcan, Altay Bayındır ve Mert Günok, Volkan Babacan yıllarca ligimize damgasını vuran isimler. Bu sebeple de Ay-Yıldızlı formanın vazgeçilmez eldivenleri…
Ülkemizin en iyi kalecilerinin 1 hafta içine sığdırdıkları hatalar, “tutanlar”ın işinin ne kadar zor olduğunu da bir kere daha gözler önüne serdi…
Büyük başarıların kahramanları bir maçlık kötü performansla tu kaka edilebiliyor, taraftarın hışmına uğrayabiliyor…
Bunun için de kalecilik için “nankör meslek” diyenler hayli fazla…
***
Milli Takım formasını da başarıyla taşıyan Uğurcan Çakır, son yılların tartışmasız en önemli eldiveni. Hele geçtiğimiz sezon Trabzonspor’un şampiyonluğunun da en önemli aktörü…
Ancak 5-0’lık yenilgiyle biten Alanyaspor maçında alışık olmayan goller yedi ve yadırgandı…
Aynı hafta geleceğin kalecisi kabul edilen milli eldiven Altay Bayındır, Kadıköy’de 3-0 mağlup oldukları G.Saray maçındaki performansı sebebiyle taraftarın tepkisini çekti…
***
Bir zamanlar Milli Takım’ın güvenilir kalecisi Volkan Babacan, Trabzonspor’un Başakşehir’i 1-0 yendiği maçta Bakasetas’tan beklenmedik bir gol yedi ki, uzun süredir böyle bir hata görülmedi…
***
Ve Mert Günok, Milli Takım’da görev yaptığı sürede bütün Türkiye’nin en çok güvendiği altın eldivendi. Mert Günok Dünya Şampiyonu Fransa maçlarının panteri, grubun da en az gol yiyen kalecisi olmuştu…
Beşiktaş’ın kalesini devralıp G. Antep ve Kasımpaşa maçlarındaki kurtarışlarıyla alkışlanan Mert, 2-1 kazandıkları Konya’daki maçta 1. dakikada kendi kalesine gol atacak kadar talihsiz bir gün yaşadı…
***
Futbol böyle bir şey… Kalecilik ise daha başka bir şey… Bir atan veya tutanın da kötü günü olabiliyor, kazaya uğrayabiliyor…
O zaman da takım kendi içinden yeni bir kahraman çıkarıyorsa telafi edebiliyor, yoksa mağlubiyet kaçınılmaz oluyor…
Bütün takımlara sesleniyoruz. Siz siz olun, bir atan ve tutanın da hata yapabileceğini hesaba katın, tedbirinizi alın… Yoksa eyvah kar etmiyor…
Aynı anda atanlar ve tutanlar kötüyse, yatanlar olmayacak… Onlar ekstra rol alıp takımı ayakta tutacak…
KIŞ SPORLARINDA BİR İLK HELAL SANA FURKAN AKAR
Kış sporları geleneğinde henüz hiç bir başarımız yoktu… Esasında 2006 Torino Kış Olimpiyatları’na kadar barajı geçip kota alan sporcumuz da yoktu…
Dahası karla kışla hobi dışında performans sporu olarak profesyonel anlamda tanışıklığımız da yoktu…
Uluslararası standartlarda yarış pistimiz, buz hokeyi, buz pateni, sürat pateni ve körling salonlarımız ve tesislerimiz de yoktu…
***
Bütün onlar olmayınca başarı kovalayacak sporcularımız da olmamıştı…
Tuğba Karademir’in buz patenindeki ilk şovunu Torino’da yaşamış, milli gururumuz olmuştu…
Türkiye’de tesis olmadığı, varolan da kapatılıp çürümeye terkedildiği için ailesi varını yoğunu satmış Tuba’yı Kanada’ya götürüp orda eğitmiş ve Torino’da yarişa hazır bir sporcu bulmuştuk…
***
Şimdi ise dünya çapında olimpik tesislerimiz var… Zaten varolan yetenekli olimpik gençlerimiz ve onları eğitecek eğiticilerimiz de var…
Ve nihayet madalyamız da oldu…
***
Erzurumlu gencimiz 21 yaşındaki Furkan Akar, ülkemize ilk madalyayı sürat pateninde getirdi ve gençlerimizin yolunu açtı…
Avrupa Kısa Kulvar Sürat Pateni Şampiyonası’nda ülkemizi temsil eden Olimpiyat 6.sı milli sporcumuz Furkan, 1000 m finalindeki 1:37.78’lik derecesiyle Avrupa 3‘üncüsü olarak ülkemize branşının ilk madalyasını kazandırdı.
***
Furkan Akar, bir Türk Olimpiyat kısa pist sürat patencisidir. Kısa kulvar sürat pateninde Türkiye’nin Olimpiyat Oyunları’ndaki ilk temsilcisidir.
Çin’in Pekin şehrinde düzenlenen 2022 Kış Olimpiyatları’nda 1000 metrede 6. bitirerek Kış Olimpiyatları’nda “İlk 10”a giren ilk ve tek Türk sporcusu olmuştu…
Bosna-Hersek’in Saraybosna şehrindeki 2019 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’nde Erkekler 500 m yarışında bronz madalya ve 1500 m’de gümüş madalya kazanmış ilk sinyalleri vermişti…
***
Şimdi de bunu büyüklerdeki madalyasıyla daha ileriye taşıdı…
Erzurum GSİM lisanslı sporcusu ve Atatürk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Antrenörlüğü bölümü öğrencisi aynı zamanda….
Helal olsun sana Furkan Akar. Bahtın açık olsun, nice başarılara, nice şampiyonluklara…