Merhum Erbakan ve Milli Görüş’ün spor serüveni

Belki tahmin edilebilen ama çok bilinen bir şey değil Milli Görüş’ün spor politikaları.  

Türkiye’de ağır sanayiden ekonomiye, dış politikadan tarıma, terörle mücadeleden kardeşlik hukukuna kadar her konuda çözümü olan deha  bir bilim adam Prof Dr Necmettin Erbakan. 

Bekraundunu siyasette de uygulayan  ve Türkiye’nin neredeyse 30 yılına damgasını vuran ve özellikle gelecekteki öngörüleriyle bundan  sonra da etkisini gösterecek olan ve değeri de her geçen gün daha iyi anlaşılan bir lider Merhum Erbakan... 

Hem ölüm yıldönümü, hem de 28 Şubat dolayısıyla bu önemli liderin esrarengiz spor dünyasına da biraz girelim ve bildiklerimizi sizlerle paylaşalım istedik... 

***

Bu kadar önemli gündem varken, geleceğimiz olan gençlerle ilgili belki en organize ve disiplinli çalışmalara fazlasıyla yer vermiş ama sporla ilgili politikaları genelde ortaklık kurduğu partilere devretmiş bir hareket oldu Milli Görüş... 

Erbakan Hoca’nın  Başbakan Yardımcısı olduğu  1974, CHP-MSP koalisyon hükumetinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı, CHP’den Muslihittin Yılmaz Mete yaparken hemen akabinde AP-MSP-MHP-CGP arasında kurulan Milli Cephe hükumetinde de Gençlik ve Spor Bakanlığı, yine Demirel’in Adalet Partisi’nden Ali Şevki Erek’e verilmişti. 

1996-97’deki Refah-Yol  hükumetinde de sporun patronu, Prof Tansu Çiller’in DYP’sinden Bahattin Şeker olmuştu. 

***

Merkezi hükumetlerin spora bakışı, aslında belediyelere de yansımıştı. Sporla ilgili söylemler, genelde sınırlıydı... Gazete yöneticiliği yaptığımız yıllarda belediye başkanlarından sporla ilgili görüşler alırken mesela konuşma ustası Şanlıurfa Belediye Başkanı İbrahim Halil Çelik’e, büyük uğraşlar sonunda ancak “Ben Güreş Milli Takımı”nı tutuyorum” dedirtebilmişti muhabir arkadaşımız... 

Tabii  Kırkpınar geleneği yağlı güreş şenliklerine ilgi çok yüksekti. Ferdi branşlara mekan tahsisleri ve ciddi imkanlar da veriliyordu. Bunu da inkar etmeyelim. 

Türkiye adına madalya kazanan sporcuları,  illerinde törenle karşılayıp ev dahil önemli hediyeler de veriiyordu. Sivas BB Temel Karamollaoğlu gibi. 

***

Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın sporla ilgili en büyük ilk icraatı, bütün zamanların en büyük boksörü, ezilenlerin gür sesi, İslam dünyasının gururu Muhammed Ali’yi Türkiye’ye davet ederek ağırlaması, İstanbul’da yüzbinlerce insanı  ortak selamlaması ve Sultanahmet’te cuma namazı kılmasıydı. Tarihi ve dünyada da büyük yankıları olan bir olaydı bu. 

Tabii, İslam dünyasından bir siyasi liderin bu daveti o günkü şartlarda çok önemliydi ve ciddi cesaret isterdi. Muhammed Ali için de 40 ülke, 1 milyarlık İslam dünyasının desteğini arkasında hissetmesi de büyük moral değerdi. Bu açıdan da çok çok önemli bir hamle oldu... 

***

Milli Görüş’ün yayın organı kabül edilen Milli Gazete’de spor sayfası yoktu. Gazetenin başında Sadık Albayrak vardı ve biz de, Karadeniz gazetesinde spor yazıları yazan, üniversite öğrencisi  bir gençtik. 

Sadık Abi, beni  çağırdı ve Milli Gazete’de spor yayınına başladık. Gazete içinden ve farklı takımları destekleyen üniversitedeki arkadaşlarımız da muhabirimiz  oldular... Bu da bir ilkti. 

***

Spor yayınına başladığımız için bizi ve gazete yönetimini eleştirenler de olsa, çok büyük bir kitle, özellikle de gençler, çok memnun olmuştu. 

”Spor yüzünden başka gazeteleri okumaya gerek kalmayacak, hatta, spor sayesinde Milli Gazete’yi, arkadaşlarıma da okutabileceğim” diyorlardı. Aradan 36 yıl geçti hala o mektupları arşivimde saklarım. 

Sadık Albayrak ve yönetimdeki diğer arkadaşları Ekrem Kızıltaş ve Abdülkadir Türker, bu eleştirileri göğüsledi ve spor, gazetenin ayrılmaz bir parçası oldu.Tabii gazetenin patronu görünen Hazım Oktay Başer’e de minnet borçluyuz. 

***

12 Eylül darbesiyle yasaklı hale gelen Necmettin Erbakan ve diğer liderler, bir taraftan yasağı kaldırmaya çalışırken bir taraftan da sportif faaliyetlere katılıyorlardı. 

1995’te İstanbul’da Spor ve Sergi Sarayı’nda gururumuz Avrupa Profesyonel Boks Şampiyonu Cemal Kamacı ile Yugoslav Sinisa Popoviç müsabakası organize ediliyordu. Organizasyonun sahibi de  EROK Spor Kulübü’ydü. Kulübün Başkanı da 2002-2007 arası 5 yıl Spor Bakanlığı yapan, tarihin en başarılı spor bakanı Mehmet Ali Şahin’di... 

Prof Erbakan da davet edildi. Kamacı’nın galibiyetiyle biten maçta içerisi tıklım tıklım, dışarısı mahşeri kalabalıktı. Erbakan’ın geleceğini öğrenen onbinler, salon ve çevresini bayram yerine çevirmişti. Yasaklı Erbakan, uzun bir süre sonra Türkiye gündemine oturmuştu... 

***

Merkez medyanın gündemi ise, ülkenin gururu bir büyük sporcuya karşı çok acımasızdı. 

“Kendini Erbakan için feda etti” diye kestirip attılar. Cemal Kamacı, eleştirilere o gün benim Milli Gazete’deki yazımı baştan sona okuyarak cevap verdi. Bu da sporun medya ayağının daha da güçlendirilmesinin işaretiydi aslında... 

Ancak muhafazakar kesimin spora, spor medyasına sakat bakışı hep böyle devam etti... Efsane Tercüman gazetesinin amiral gemi olduğu spor basınında, bugün bile eksiklikler o kadar fazla ki. 

***

1990’larda Zaman’da Spor’un başındayım. “Yılın Sporcusu Anketi” düzenliyoruz. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Yıldırım Akbulut, siyasi liderler dahil, herkese oy kullandırdık ama Erbakan Hoca’nın kurmaylarını  bir türlü aşamadık. 

Ödül alacaklardan biri yılın futbolcusu seçilen ve Süper Lig’de fırtınalar estiren Aydınspor’un Cezayirli, FIS üyesi Cemal Amani’ydi. “Ödülünü kimin vermesini istersin” diye sorduğumuzda Konya Belediye Başkanı Halil Ürün’ün adını vermişti. 

Cemal Amani, dönemin Aydın Valisi, efsane Recep Yazıcıoğlu ile beraber geldiler, ağırladık. Halil Ürün’ü davet ettik geldi ve ödülünü verdi.  

Bir diğer isim de Kağıthane Belediye Başkanı RP’li Arif Calban’dı, en uzun sporcu F.Bahçeli basketbolcü Larry Richard’ın ödülünü ona verdirdik. Boy farkı yüzünden oluşan görüntü, salonu gülücüklere boğdu. 

***

Milli Görüş’le spor kovalamacası 92’de İstanbul İl Başkanı Tayyip Erdoğan’la tanışınca yoluna girmeye başladı. 

Erdoğan’ı, 93’ Sporcu  Ödül Töreni’ne davet ettik,  RP’li belediye başkanlarıyla geldi, Fatih Terim, Aydın Örs ve Fevzi Şeker’in ödüllerini verdi.  

2 ay sonra İBB Başkanı olunca, spor Milli Görüş camiasında artık resmi politika haline geldi ve yeni kazanılan belediyeler dahil, her yere yayıldı... 

***

Bizim pek çok spor faaliyetinde  Prof Necmettin Erbakan’la yolumuz kesişti. Her birinde gördük ki, spora hiç de yabancı değil, konulara vakıf, dinamiklerine saygı duyuyor ve seviyor. 

1996-97  Başbakanlık Kupası maçındaki  tuzaklar, Avrasya Maratonu’nda startı vermesi, Milli Gençlik Vakfı’nın gençlik şölenindeki tavırları ve dahası da var... 

Bunları da gelecek yazımızda sizlere aktarmaya çalışacağız. 

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum