‘Enes Kara’ların sesine kulak verin

Enes Kara’nın elim bir şekilde ölümü, yüreklerimizi parçaladı… Tabii ki ateş düştüğü yeri yakıyor, başta ailesi olmak üzere bu acıyı yüreğinde hisseden ve üzüntüyü yaşayan herkesin başı sağolsun…

Evlat sahibi olup da bu büyük yangını yaşamayan hiç bir ailenin olmadığını düşünüyoruz. Bütün milletimizin her ferdinin kendi öz yavrusunu kaybetmiş kadar üzüntü yaşadığını düşünüyoruz…

***

Bir tıp öğrencisinin yaşanacak o kadar büyük güzellikleri göremeyecek şekilde sadece hayatın zorluklarını ve olumsuz bütün düşüncelerini nasıl biriktirip de bu kadar karamsar bir atmosfere teslim olduğunu anlamak kolay değil…

Elbette ki derinlemesine irdelenmesi, incelenip sonuçlar çıkarılması ve çözümler üretilerek gençliği anlayabilecek bir elkitabının, yaşamın her alanına hakim kılınması gerekir…

Enes Kara’nın kısacık videosundan çıkarılacak o kadar çok dersler var ki… Hocalarımızın pedagog-psikolog saygın bütün hocalarımızın bu konuyu çalışmaları ve aileden başlayarak okul öncesi eğitimden, ilk-orta-lise-üniversite-doktora aşamasına kadar her dilimi lime lime işleyerek gençlerimize şırınga edilecek bir hayat iksirine dönüştürmesi gerekiyor…

***

Ne tek başına aileyi, ne sadece cemaat yurtlarını, ne de başka bir alanı zan altında bırakmadan, gençliğe dokunacak her yeri yeniden dizayn etmek ve bilgileri çağa uygun bir şekilde güncellemek gerekiyor.

Gençlerimiz geleceğimizdir, asla siyasi mülahazalara alet edilmemelidir… Görüyoruz da, Enes Kara üzerinden demagoji üretme ve bunu kendi siyasi çıkarları için kullanma yarışı başladı.

Kim nereden bir şey devşirecekse oradan saldırıya geçti… Özellikle de dine mesafeli gazeteci-yorumcuların cemaat yurtları üzerinden itibarsızlaştırma yapması asla tek başına gerçekçi değil… Olsa olsa, oradaki hatalı uygulamaları istismar etme fırsatçılığıdır…

***

Tek başına babayı hedef tahtasına da oturtmak yanlıştır… Öğrenciyi müşteri gibi gören, okulları, üniversiteleri, eğitim sistemini,yurtları, iş başvurularını, adamkayırmacılığını, torpili, liyakatten kopuşu, adalet duygusunun zedelenmesini, ekonomik sıkıntılarını, gelecek kaygılarını, insanı ilişkileri mutlaka kocaman birer etki olarak görmeliyiz.

Sosyal hayattaki dalgalanmaları, kolektif yaşamın getirdiği yükleri, kavgaları, insanı yoran ve ömür boyu süreceğine inanılan her türlü olumsuzlukları, tabii bunların oluşturduğu karamsarlıkları…

Hepsi olumsuz etkiliyor gençlerin kafa yapısını…

***

Enes Kara’nın videosunda bütün bunları göreceksiniz… Nasıl bir toplum olmuşuz, ne gibi bir ortama boğmuşuz, nasıl bunları tedavi edecek bir gelecek sunamamışız ve aile-okul-yurt işbirliğini işletemeyip bunları çözememişiz, derman olabileceğimize inandıramamışız… Acilen bunlar üzerinde sıkı bir çalışma başlatmalıyız…

Yeni kayıplar vermeden, hiç bir gencimizi feda etmeden aklımızı başımıza toplamalı ve kalıcı, geçerli, bütün zamanları kapsayacak değişen şartlara da cevap verecek çözümler üretmeliyiz…

***

Gençlik konusunda çok kafa yormuş, z kuşağı dahil her kademede sürekli iletişim halinde olmuş, her kesimi dinlemiş, her rengi kucaklamaya çalışmış bir takımın oyuncusu olarak bütün bu birikimimizle uyarıyoruz…

Nerde okursa okusun, sınıfı ne olursa olsun, sivil veya okul hayatında, zengin ya da yoksul, içinde fırtınalar kopan, açığa vuran veya içine atan sayısız Enes’ler var toplumumuzda…

Bütün bir hayatın yükü altında ezilen, psikolojik sorunlar yaşayan, bunu farkedemeyen, anlatmak istese de beceremeyen veya ifade etse bile dinletemeyen binler var.

Kendi küçük dertlerini, yokedecek veya küçültecek bir el ulaşmayınca, bunları dağ gibi büyütüp içinden çıkılmaz hale getiren azımsanmayacak bir çoğunluk var…

***

Bunları hastalığa dönüşmeden ortaya çıkarıp yokedecek büyük bir çalışma gerekiyor…

Her çocukla ilgilenecek, iç dünyasına girecek, oradaki canavarı ortaya çıkarıp tereyağından kılçeker gibi çıkarıp atacak bir eğitim sistemini ve mekanizmayı devreye sokmamız lazım.

Babası Mehmet Kara’nın “Sürekli telefonla oynuyordu. İçine kapanık birisiydi. Fazla konuşmazdı” ifadeleri çok şey anlatıyor aslında…

Hemen bir psikologla temasa geçilseydi, neler değişmezdi ki…

Hadi baba es geçti, Tıp Fakültesi’ndeki hocaların hele de derslerdeki not ortalaması 25’ken bir sorunun farkına varması ve derhal psikolojik-pedagojik desteğe yönlendirmesi gerekirdi…

Aynı şekilde kaldığı yurtta mutlaka bir psikologun bulunması ve sorunları bilinmesine rağmen terapiye başlanması lazımdı…

***

Baba ile yurttaki yönetici konuşuyor, katı disiplin kurallarının sorunu çözeceğine hala inanılıyor, zamana bırakılıyordu…Genç çok şey anlatıyordu ama anlaması gereken hiç kimse anlamıyordu.

Bu kadar ayrı kurum tam ihmaller zincirinin halkasını oluşturunca olan oluyor ve çok rahat kurtarılacak bir genci kaybediyorduk...

Baba, “Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık." diyor ama geçmiş olsun tabii, iş işten geçti…

*

Ne diyor Enes: “2 kız kardeşim var. Ailemden şunu rica ediyorum. Kardeşlerime daha toleranslı davranın. İlerde muhtemelen okuyacağı üniversiteyi ve kalacağı yeri kendisi seçemeyecek,. Lütfen hatanızın farkına varın. Çocuklarınızın hayatını zehir etmeyin”…

“Biliyorum ailem beni seviyor, bunları benim için yapıyor ama…” diye de ekliyor.

Ana babaların kendi inandığı doğruları çocuklarına dayatmaması, onların tercihlerine saygı duyması, enazından diyaloga açık olması, ailede tartışma kültürünü geliştirmesi ve çocuklarını da mutlu edecek bir noktada buluşması zarurettir…

*

Hiç bir cemaatin katı kuralları öğrencilere benimsetme ve özgürlükleri esir alma hakkı asla yoktur. Gençleri köleleştirecek, özgürlüğünü yokedecek bütün zorbalıklardan vazgeçmek zorundalar…
Devlet özel veya resmi bütün yurtlara psikolojik-pedagojik destek zorunluluğu getirmeli ve uygulamaları da denetlemeli…

Enes Kara’ları yaşatacak, hayata sımsıkı sarılmasını sağlayacak bütün sempatik, sevgi dolu sıcak ortamları inşa edecek türlü tedbirleri, gecikmeden almalı…
Bu gençler bizim ve gençleri yaşatabildiğimiz kadar ailemizi, milletimizi, devletimizi de yaşatabiliriz. Yoksa eyvah kar etmez…

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum