Çok olumlu adımlar bunlar
Gerçekten amaç üzüm yemek olmalı her zaman, hiç bir zaman bağcı dövmek olmamalı...
Çok sıkıntılar yaşadık ülkemizde, çok büyük bedeller ödedik sporumuzda ve yıllarımızı heba ettik futbolumuzda...
Ancak artık bıçak kemiğe dayanınca Kulüpler Birliği ve TFF ortak bir çözüm buldu ve gerçeğe giden yolları keşfetmeye başladı...
***
Önce Dört Büyükler’in öncülüğünde başlayan, sonra da diğer bütün kulüpleri kapsayacak şekilde şekillenen ve nihayet Türkiye Futbol Federasyonu ile gerçekleştirilen uzlaşma ile çok önemli adımlar atıldı...
TFF yönetimindeki hukuki kurulların genel kurulda seçilmesi kararıyla sonuçlanan çalışmalar, neresinden bakarsanız çok önemli adımlardır...
Ayrıca da yayın gelirleriyle ilgili sürecin Kulüpler Birliği’nin organizasyonunda kurulacak Süper Lig AŞ’ye devredilecek olması da ayrı bir reform olmuştur...
Tabii yabancı sınırlamasıyla ilgili TFF kararının devamı da isabet olmuştur...
***
Kulüplerimizin kısır çekişmeleri bir yana bırakıp ve bitmeyen kavgayı nihayetlendirip uzlaşma kültürünü seçmesi Türkiye adına çok gerekliydi ve nihayet gerçek oldu...
Bu, taraftarının desteğini alma, kendi arkasında kenetleme, tribüne oynama garabetinin terkedilmesi ve olmazsa olmaz gerçeğe dönülmesi için çok önemli bir fırsat olmuştur...
Dileğimiz, bağcı dövmek yerine, üzüm yemek adına bu birlikte hareket etmenin, devam etmesi ve kalıcı reformları ardarda sürdürülmesi...
***
Esasen her alanda çok geri kalan, mali açıdan batağa saplanan, günceli yakalamada dip yapan, çağı okumada çok geride kalan ve nihayet saha sonuçlarında da artık hezimetleri yaşayan bir futbol yapısı, Türkiye adına taşınmaz bir yük olmuştu ve bu anlayışı yıkmaktan başka çare kalmamıştı...
Her yıl, her sezonu hakemlik sistemini konuşarak başlayan ve lanetleyerek bitiren, birbirini operasyonla suçlayan ve spordaki barış ortamını yerlebir eden, huzuru kılıçtan geçiren politikaların hiç bir kulübe faydası olmadığı net bir şekilde görüldü...
***
Ne Profesyonel Disiplin Kurulu, ne Tahkim Kurulu, ne de Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararları kulüplerimizce hiç beğenilmedi... Hep itiraz, hep itiraz...
Hiç kimseye yaranamadı bu kurullar... Linç edildiler çoğu defa. Tartışılmadıkları hafta kalmadı.. Galip de şikayet etti mağlup da... Ceza alan da feryad etti, daha fazla alması gerekirdi diyen de...
Herkes kendisiyle ilgili karar kadar, rakipleri hakkındaki sonuçlarla da ilgilendi ve konuştu...Bu, liglerimizin sıhhatini o kadar bızdu ki, anlatmakla bitmez...
***
Aslında sorunun kaynağı kulüplerdi, çözümün kaynağı da onlar oldu... Başkanlarımız kendi aralarında anlaşabilseler ve ortak bir noktada uzlaşabilselerdi, kurulları genel kurulda seçebilirler, sonra da herkesin kabül göreceği otoriter isimlerle kurulları oluşturabilir, sistemi daha adil bir şekilde işletebilirlerdi...
Ancak kulüpler bunu başaramayınca yetki TFF’ye verildi ve onun organizatörlüğünde bugünlere gelindi...
TFF ve hukuk kurulları da hiç kimseyi tatmin edemeyince, ne İsa’ya, ne de Musa’ya yaranamayınca gerçeği keşfetme yoluna gidildi...
***
TFF ile Kulüpler Birliği arasında bir süredir devam eden gerginlik, yerini uzlaşmaya bıraktı.
En önemli maddeler, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Tahkim Kurulu ve Disiplin Kurulu’nun üyelerinin atanması ile ilgiliydi.
Kulüplerin, “Bu üç kurulu bundan sonra Genel Kurul seçsin, maaşları da kesilen hukuki harçlardan ödensin” önerisi, uzun tartışmalar sonunda TFF tarafından uygun bulundu...
Genel Kurul’da yapılan oylamada da taslak kabul edildi.
***
Buna göre üç kurul için 13’er üyeden oluşan bir seçim komisyonu olacak. Aday sayısı 39’a düşürülecek ve Genel Kurul’a sunulacak. Yeni Tahkim, PFDK ve UÇK’nın maaşları hukuki olarak ödenen harç, pul ve gelirlerden karşılanacak. Hukuk kurulları federasyon yönetiminin seçildiği genel kurulda değil, bir sonraki genel kurulda seçilecek.
Ayrıca 1., 2. ve 3. Lig kulüpler Birliği temsilcileri, TFF Başkanı Özdemir’e sorunlarını iletti, çözüm istedi ve söz aldı... Sonra da ibra konusunda TFF’ye destek verdi. Böylece futbolun bütün paylaşları arasında çok önemli bir diyalog dönemi başladı...
***
Beklentimiz bu bahar ortamının yaygınlaştırılarak ve her alanı kapsayacak şekilde genişletilerek devam ettirilmesi...
Tabii ki de verilen sözlerin tutulması, mağduriyetlerin giderilmesi. Olmazsa olmaz adaletin sağlanması...
Kulüplerin de önce isimlerin belirlenmesinde uzlaşmayı devam ettirmesi ve sonrasında verdikleri kararlarda kurulların arkasında durması...
Türk futbolunu kurtaracak hareketler, doğruda uzlaşmaktan geçer. Çok olumlu adımlar bunlar...