Bürokratik oligarşi sporu da kilitliyor

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok şikayet ettiği şey, bürokratik oligarşiydi… Yenmek için çok çaba harcandı…

Hele bir dönem, ciddi mesafe de alındı… Ancak her defasında küllerinden doğuyor ve reformları kilitliyor, hizmetleri aksatıyor.

Anlamayanlara çok zordur anlatmak da, anlamak istemeyenlere imkansız...

Yaza yaza kalemimizde mürekkep kalmadı, konuşa konuşa dilimizde tüy bitti ama yine de anlatamadık...

Çünkü anlamak istemiyorlar… Ya da işlerine öyle geliyor… TBMM de kim, biz koskoca devlet memurlarıyız, biz ne desek o olur” diyorlar…

***

CumhurbaşkanI veya Başbakan’ın iradesi var. Devletin bütün organları, Maliye Bakanlığı dahil bütün bakanlıklar mutabık ve destekliyor…

İlgili bütün taraflar, kulüpler, federasyonlar dahil hepsi beklenti içinde…

Hükumet tasarısı olarak TBMM’ye sevk ediliyor… Önce ilgili komisyonda görüşülüyor…

***

Konu spor olduğunda da iktidar muhalefet bütün partiler destekliyor, tasarı Genel Kurul’a sevkediliyor, orada da oybirliğiyle kabul ediliyor, kanunlaşıyor… Cumhurbaşkanı da imzalıyor ve yürürlüğe giriyor…

Spor kulüpleri ve federasyonlar bayram ediyor, spor camiası rahat bir nefes alıyor…

***

Kanun; spora, sporcuya, spor kulüplerine yeni haklar getiriyor. Tıkanan konularda mevzuat engeli aşıldı diye düşünülüyor…

Oysa, Maliye, Orman, Sayıştay ve teftiş kurullarının veya başka ilgili kurumların, daha hayat tecrübesi kazanmamış 20’li yaşlardaki bürokratları yeni yorumlar yumurtluyor…

TBMM VE HÜKUMET İRADESİ YOK SAYILAMAZ

Daha siyasi iradeyinin ne olduğunu bilmeden, TBMM’nin en büyük mevzuat organı olduğunu anlamadan, yasaları hiçe sayarak elindeki kalemi silah olarak kullanıp racon kesmeye başlıyor…

“Stadları üçüncü şahıslara kiraya veremezsin, şu kadar yıldan fazla kiralayamazsın, ticari alan yaptıramazsın, sporculara ödül dağıtamazsın, biz olmadan nefes alamazsın, soluklanmak istersen, bizden izin almak zorundasın” diye meydan okuyor…

***

Devletin ilgili bakanlığı veya kurumları da, “ Sen kimsin, kanunla aldığımız hakları, bir çocuğun şahsi iradesinin kendini tatmin için yapacağı keyfi kararlara kurban edeceğimizi mi sanıyorsun.

Kanuna karşı suç işliyorsun, seni dava ediyoruz” diyeceğine, Sayıştay Başkanlığı, Maliye Bakanlığı nezdinde girişimde bulunup o çapsız uzmanın raporunu yok sayacağına, korkuyor, tırsıyor ve paniğe kapılarak hemen savunmaya geçiyor…

***

Bir deli bir kuyuya taş atıyor, bütün bir ülke onu çıkarmaya çalışıyor… Tam da böyle… Koca devlet de siyasiler ve kanunu uygulama görevi olanlar da, eli kolu bağlı, çaresizce teslim oluyor…

Hükumet reform yaptık diye övünürken, haddini bilmez bir memur, koca devleti kilitliyor…

Türkiye de ne yazık ki bu sendromu hep yaşıyor….

***

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok şikayet ettiği şey, bürokratik oligarşiydi… Yenmek için çok çaba harcandı…

Hele bir dönem, ciddi mesafe de alındı… Ancak her defasında küllerinden doğuyor ve reformları kilitliyor, hizmetleri aksatıyor.

TRABZONSPOR STADI KİMİN?

Bundan tam beş yıl önce bir yazı yazmıştık…

Mesela Trabzonspor’un Şenol Güneş Stadı’nın, Trabzonspor’a uzun süreli tahsis edilmemesiyle ilgili çözümleri dile getirmiştik…

Gerek Gençlik ve Spor gerek Maliye Bakanlığı, gerekse de mağdur Trabzonspor yönetimi, “sen ne demek istedin, 2008’de çıkardığınız kanunla neleri çözdün, o kanun hala yürürlükte olduğuna göre biz niye halledemiyoruz” demedi…

***

Yıl, 2022, bundan tam 14 yıl önce tarihe karışması gereken konular, kanun yürürlükte olmasına rağmen, hala sorun olmaya devam ediyor…

Ellerindeki kanuna rağmen, yeni yönetmelikle bakanlıklar işin içinden çıkmaya çalışıyor… Tabii ki çözülmeyecek bir sorun yok… İnşallah da çözerler…

***

Ancak şüpheniz olmasın… Yasaları çiğneyen zihniyet, yönetmelikleri, protokolleri ayaklar altına alır, hiç bir şekilde uygulamaz… 2030’da da aynı konuları konuşmaya devam ederiz… Bizden söylemesi… Sonra demedi demeyin…

Hadi Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün işine öyle geliyor, Gençlik Spor’da yıllardır görev yapan teşkilat mensupları, niye stadına sahip çıkmıyor?

29 11 2017’de Habertürk gazetesinde yazdığımız yazı…

“5 YIL ÖNCE, 10 YIL SONRA”

Olay şu... Trabzonspor Kulübü, Akyazı Şenol Güneş Stadı’nı bir yıllığına Spor Genel Müdürlüğü’nden kiralıyor... Haliyle de kira ücretini, Trabzon İl Müdürlüğü’nün kasasına yatırıyor...

Milli Emlak Trabzon İl Müdürlüğü de, “Olmaz, yerin göğün, karaların denizlerin bütün arazilerin patronu benim, paraları bize vereceksiniz” diyor...

Ültimatom veriyor, bütün bakanlıklar gibi Gençlik ve Spor Bakanlığı’na meydan okuyor...

***

Yani, Akyazı arazisi, Milli Emlak’tan kiralanmış bir arazi değil...

2011 Gençlik Olimpiyatları’nın yapılabilmesi, Trabzonspor’un müsabakalarını oynayabilmesi…

Türkiye, Avrupa Şampiyonası’na Dünya Kupası’na ev sahibi olduğunda, maçların oynanabilmesi için yapılmış bir stat.

Bunun için de özel kanun çıkarılmış bir yer, yani deniz doldurularak elde edilen 860 dönümlük bir arazi...

***

Ne şehir hastanesi yapılsın, ne de Milli Emlak bir yer kazansın diye değil, sadece spor amaçlı ve sadece Trabzonspor’a tahsisli bir spor alanı...

Milli Emlak’la hiçbir ilgisi yok, asla da olmamalı....

Lakin, yazdığı yazıda, “Kiraya verirseniz, bize ödeyeceksiniz” yani, “Malına sahip çıkamayan sahipsiz teşkilatın haracını biz yeriz” demek istiyor...

Gençlik ve Spor Bakanlığı da çaresiz, ellerini ovuşturuyor...

***

Zaten parasızlıktan stadın elektrik ve su faturalarını bile ödeyemeyen, okul sporları, kamp ve müsabaka faaliyetlerini bile ertelemek veya iptal etmek zorunda kalan koca teşkilat, çaresizce akıbetini bekliyor...

Fakat kusur kimde?..

Tabii ki kendi “tuzak”ını kendi hazırlayan, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın evine sahip çıkmaz, mevzuat okumaz, dersine çalışmaz, ağzındaki lokmayı bile kaptıracak yöneticilerinde...

***

Stadın Trabzonspor’a kiralanabilmesi için bile, Milli Emlak’tan izin alınmasını söyleyen, bu Bakanlık...

Patronu olduğu, sahibi bulunduğu bir stadı, yine diğer sahibi Trabzonspor’a verirken bile “başka bir kuruma sor” diyor...

Yani, bir babanın “Evladıma harçlık verebilir miyim?” diye başka bir adama sorması gibi bir şey...

Elindeki yetkileri, başkalarına devretmek gibi bir iş... Siz öyle yaparsanız, Maliye de gelir senin avucundaki parayı alır ve seni sonra da, kendine dilendirir...

KANUNLAR, YÖNETMELİKLE BAYPAS EDİLEMEZ

Bugün Maliye Bakanımız Naci Ağbal olduğu halde, yani bürokratken Spor Bakanlığı lehine çıkarılmış bütün kanunlarda desteği olan biri görevdeyken...

Gençlik ve Spor Bakanlığı lehine çıkarılan bütün kanunlar hala yürürlükteyken, her türlü ayrıcalıklı maddeler, istisnai düzenlemeler sporun ve spor tesislerinin hizmetindeyken, bunlar böyle oluyorsa…

Kusur, Milli Emlak’ın değil, elinde kanunla elde ettiği hakları, başka kurumların yönetmeliğiyle başkalarına teslim eden ve kendi stadına sahip çıkamayanlardadır...

***

O stat, Trabzonspor için yapılmıştır, gerekirse ücretsiz de tahsis edilebilir...

Tıpkı Seyrantepe’nin G.Saray’a verildiği gibi... Diğer bütün kulüplere devredilmesinde hukuki bir engel olmadığı gibi...

Kirayla verirse de para Gençlik ve Spor Bakanlığı’nındır...

***

Temmuz 2008’de çıkan Kıyı Kenar Kanunu, hala yürürlükte... Orman Kanunu, yürürlükte... Atatürk Orman Çiftliği Kanunu, Sonsorluk Yasası yürürlükte… Stad isim haklarını satma hakkını kulüplere verdiğimiz düzenleme yürürlükte…

Devletin bütün imkanları, her çeşit arazisi, gençlik ve spor faaliyetlerinde kullanılmak şartıyla Anayasa gereği devletin spor faaliyetlerini yürüten, sporun patronu olan Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndadır...

***

Maliye Bakanı Nurettin Nebati ve Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, gerekirse diğer bakanlıklar, kafa kafaya verip bir daha konuşulmamak üzere bu konuları kanunla çözmelidir...

Türkiye bürokratik oligarşiden çok çekti, bari bundan sonra çekmesin…

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum