Akademinin kendisiydi Özkan Sümer
Bilge adam”dı, Özkan Sümer. Geçtiğimiz yıl bu günlerde kaybetmiştik. Futbolcu,hoca, başkan, bir keşif ustası ve yetenek avcısıydı.
.Trabzonspor, Milli Takım ve Türk futbolunun kilometre taşlarından biriydi..
Sürekli üreten, okuyan, düşünen ve uygulayan, yenilikler getiren bir eylem adamıydı.
Adeta kendi ekolünü oluşturmuş, bizatihi okulunu kurmuş, kendisi akademi olan, bizatihi oluşturduğu kürsünün profesörü idi…
***
Türkiye’mizin ve Trabzonspor’un yetiştirdiği en önemli spor adamlarından Trabzonspor, G.Saray, Konyaspor, Samsunspor, Malatyaspor ve Petrolofisi’ni çalıştırıp başarıya ulaştırdı.
Merhum Özkan Sümer, Maçka’daki kabri başında ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi Hamamizade Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliklerle anıldı.
Yıllar geçse de ürettikleri, vecizeleri, eserleri duruşu söylem ve eylemleriyle hep anılacak bir futbol otoritesi. Mekanı cennet olsun…
***
Trabzonspor’un futbolcusu, teknik direktörü, başkanı. Milli Takım Teknik Direktörü, Futbol Federasyonu Başkanvekili.
Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin kurucu Genel Başkanı ve eğiticilerin eğitildiği modern seminerleri başlatan en önemli aktörlerden biri.
Her türlü araştırma planlama programlama uygulama toplantılarının olmazsa olmaz aktörü…
Kulüpler Birliği’nin kurulması ve naklen yayın gelirlerinin kulüpler arasında adil dağılımını sağlanması için oluşturulan havuz sisteminin öncülerinden biri…
***
Trabzonspor ve Türk futbolunun her karesine o kadar dokunmuş ki, bugün meyvesini topladığımız çok alanda bizzat rol alan bir sporadamı.
Bırakın futbolu spordaki her düzenlemede mutlaka görüşüne başvurulan ve yararlanılan bir otorite…
Cesaretiyle, hocalara, yöneticilere öncü olan, organize eden bir söylem ve eylem adamı…
Yorulmak nedir bilmeyen, her talebe icabet eden ama ilkelerinden asla taviz vermeyen bir yönetici modeli…
***
Bizim sporun dümeninde olduğumuz yılların hemen başında yapmayı planladığımız her reform için de, en iyi mesai arkadaşıydı…
Stadları, sahaları hapishaneyi andıran çağdışı görüntülerden, tel örgü ve şiddet olaylarından kurtarıp festival alanlarına çevirecek taraftarı eğitip sevgi dostluk barış ortamını inşa edecek reformlarımızda en öncü başkan oldu.
Trabzonspor Başkanı’yken tel örgüyü Avni Aker’den kaldıran, taraftara güvenip eğiten ve başarıyla da uygulayan bir başkan…
***
Spora maddi desteğin en yüksek olduğu, spor tesislerinin en modernlerinin yapıldığı, eğitim imkanlarının en uygun hale geldiği ortamlarda insana yatırım yapılması gerekirken, ihmal edildi…
Hemen gözümüzün önündeki yetenekleri keşfetmek yerine üçüncü sınıf futbolcu transferleriyle kulüpleri borç batağına soktuk…
***
Paraları Anadolu’nun yıldızlarına vermek varken her yıl dışarılara akıttık.
Bunca futbolcuyu keşfedip Özkan Sümer’den sağlığında tam yararlanamadık, kıymetini bilemedik…
Onun yolundan giden yürekli hocalar, Serpil Hamdi Tüzün, Ali Hoşfikirer, Sadi Tekelioğlu gibi hocalara da gerekli imkan veremedik…
Tesadüfen yetişen yıldızları bile söndürüp kalıcı bir sistem kuramadık…
‘Hocaların hocası’ndan vecizeler
Trabzonspor’u hiç yaşamamış insanlara, Trabzonspor’u yaşatma görevi verdik.”
“Bilgi küçükse, yanlışlar büyük olur.”
“Bir yerde işler doğru gitmiyorsa işin içinde yanlış insanlar vardır.”
AA’da yayınlanan röportajdan bir bölüm:
“Trabzonspor’da ilk yıllar çok sancılıydı. 2’nci Lig’de mücadele ediyorduk ve bir an önce 1. Lig’e çıkmayı hedefliyorduk.
Transferler, oyuncu almalar vermeler, 7 yıllık böyle bir çaba sonuçsuz kaldı ve üzücü sonuçlar oldu.
Nihayet 7 yıl sonra Trabzonspor kendi gerçeğine döndü. Kendi özgünlüğü içinde kendi oyuncularıyla onları bir araya getirdi ve o potansiyeli etkinleştirerek de 1. Lig’e çıktı.
Çıkar çıkmaz da fark edilir bir performans ortaya koydu ve sonraki yıllarda da şampiyonluklar ve kupalar geldi.”
***
“Galatasaray 4 sene art arda şampiyon oldu, UEFA Kupası’nı da aldı ve battı. Böyle bir şey olabilir mi? Bu şampiyonluklardan kazançlı çıkması gerekirken.
Ancak Galatasaray’ın yapmadığı bir şey var, başarılı olurken o başarıyı nasıl pazarlayacağının hesabını yapmadı.
***
“Bursaspor 2009-2010 yılında şampiyon oldu. Kadrosunda altyapıdan 10 oyuncu var. Bunun 6’sı oynadı.
Daha sonra Bursaspor şampiyon olduktan sonra bunları yetersiz gördü ve gönderdi. Kendini de nereye gönderdi ortada.”
“Bir genç, bir kısım uygulamalardan rahatsızlık yaşayacak. Yaşayacak yani ama gençlerin zorlanmadan gelişmenin olmayacağını bilmesi lazım. O zorlukları aştığı zaman gelişme yolunun da açıldığını bilmesi lazım. Her zorluk onun gelişmesine önemli bir katkıdır. Bedel yoksa ödül de yoktur.”
***
“Doğru bir azınlık, yanlış bir çoğunluktan fazladır. ““Evrensel tanımıyla futbol, savaşın barışıdır”.” Spor, savaşın barışıdır”.
“Kağıttan toplar yapar ya da teneke kutularla futbol oynardık”.
***
“Futbolum en yüksek değeri, her şeyinin insana dayalı olması. Bütün malzemesi insan. İnsan, insan için kutsaldır felsefesi vardır.
Futbolda da bütün değerler insan üzerinedir. İnsanları birleştirmek, buluşturmak ve etkinleştirmek içindir.
Bu etkinleştirme şiddete ya da barışa dönük olabileceği gibi bir şenlik havasına dönüştüğü dönemler de olabilir.
***
İnsanların ihtiyaç duyduğu taraf da o şenliği yaşamaktır. Zaten olayı kıymetli kılan da o şenliğe ulaşma çabası.
Şenlik, her durumda, her tutumda, her ihtiyaçta veya her sonuçta ortaya çıkan bir şey değildir. Futbolda biz çoğunlukla işin teknik tarafına bakıyoruz ama bu, şenlik için yeterli değil.
Teknik tarafının kıymetli olabilmesi için etik ve estetik değeri de olması lazım. Bu yok ise o teknik tarafı yetmiyor. Onunla birleşmesi lazım, onunla uyumlu hale gelmesi lazım.”