3 takımımızdan tur beklediğimiz perşembenin gelişi, çarşambadan belli olsun
KUTLU ÇARŞAMBANIN MUTLU TRABZONSPOR'U
Milli Takım’ıyla, kulüp takımlarıyla dışarda bir türlü isteneni veremeyen ve tam bir hezimet dönemi yaşayan Türk futbolu, Avrupa Kupaları’nda bu yıl da düşe kalka gidiyor…
Trabzonspor çarşamba günü-yarın Şampiyonlar Ligi’nde, F. Bahçe ve Sivasspor, UEFA Avrupa Ligi’nde, Başakşehir de Konferans Ligi play-off turunda gruplara kalma mücadelesi verecek...
Daha önce direkt gruplardan başladığımız Avrupa’da artık bir kaç ön eleme maçlarına çıkmak zorunda kalıyoruz…
***
Türkiye Ligi’nin şampiyonu da ilk defa bu yıl, ön eleme oynamak zorunda kaldı.. Bunda Trabzonspor dahil, neredeyse her kulübün olumsuz rolü var… Özellikle de Dört Büyükler’in…
Avrupa Kupaları’nda Türkiye’yi şahlandırması gereken büyükler, ligi önceleyip Avrupa’yı yedekleyince, hatta kurtulması gereken lüzumsuz bir meşgale görünce olan kendilerine oldu…
Takımlarımız seri başı oldukları dönemden dip yaparak eleme oynamak zorunda kaldıkları bir süreç yaşıyorlar…
***
2000’lerin başında ilkn7’ye girmişken, geçtiğimiz sezon Avrupa’da ülkeler arasında ilk 15’i kovalarken, bu sezon üst üste başarısız sonuçlarla, düşe kalka aldıkları galibiyetlerle koca Türkiye’yi 20.sıraya kadar gerilettiler…
Daha 5-6 yıl önce Şampiyonlar Ligi gruplarında kükreyen, UEFA’da kupaya dört nala koşan Beşiktaş’tan eser yok…
UEFA Şampiyonu G. Saray’ın son 5 yıldaki Şampiyonlar Ligi macerası tam bir hezimet… Sadece geçen yıl, Barcelona kayasına toslayana kadar UEFA’da iyi bir performans sergiledi Sarı-Kırmızılı ekip…
F. Bahçe, 2008’de Şampiyonlar Ligi ve 2013’te UEFA’da gösterdiği çıkışı bir daha tekrarlayamadı…
BAŞARILAR YERLİ HOCALARDAN GELDİ
Aslında Avrupa’daki en büyük başarılarımız istisnalar hariç hep yerli hocalarla oldu…
Mesela çok uzun süre Gordon Milne ve Christoph Daum’la yıllarca şampiyon olan Beşiktaş, bu hocalar döneminde Avrupa’da ülkemizin yüzkarası oldu..
F. Bahçe’yi de ligde şampiyon yapan Daum, Avrupa’da hiç bir varlık gösteremedi…
İlk büyük başarısı çok kısa süre görev yapan kendi öz evladı, eski kalecisi Rasim Kara’nın 1996-97’deki teknik direktörlük döneminde yaşandı… Sonra da ödül olarak görevine son verildi…
***
Diğer başarıları ise yine yerli Şenol Güneş’in 2015-2017 döneminde oldu. Şampiyonlar Ligi’nde en çok puan, 4 galibiyet, 2 beraberlikli, namağlup grup liderliği, UEFA’da seri galibiyetler ve inanılmaz bir coşku süreci…
G. Saray’ın en büyük başarıları da yine iki büyük hoca önce Mustafa Denizli ve sonra Fatih Terim devriydi…
Mustafa Denizli 1988-89 sezonunda G. Saray’a, bugünkü Şampiyonlar Ligi, o günkü Şampiyon Kulüpler’de yarıfinal oynattı… Türk futbolu için inanılmaz bir başarıydı bu…
Diğeri ve en büyüğü de 2000’de Fatih Terim’le UEFA Kupası’nın kazanılması ve Lucescu’yla Süper Kupa’nın Türkiye’ye getirilmesiydi.
***
F. Bahçe’nin en iyi dönemi Zico ile 2008’de Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final ve Aykut Kocaman’la 3013’te, UEFA’da yarıfinal yaşanmasıydı…
Trabzonspor’a gelince özellikle 1976-80 döneminde Türk futbolu hezimetler yaşarken Bordo-Mavililer, Ahmet Suat Özyazıcı ile galibiyeti mağlubiyetinden fazla olan tek Türk takımıydı…
Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi’ndeki tek macerası Şenol Güneş yönetiminde, UEFA’nın şike gerekçesiyle F. Bahçe’yi ihraç edip yerine Bordo-Mavili ekibi dahil ettiği 2011-2012 sezonuydu…
Ki İnter deplasman galibiyetinin olduğu tek mağlubiyetli bir grup yaşandı…
***
Ahmet Suat ve Özkan Sümer’le gerçekleşen Liverpool, Barcelona galibiyetleri, Şenol Güneş’le Aston Willa tur atlaması hep yerli hocalarla gerçekleşti…
Mesela Başakşehir Okan Buruk’la, Osmanlıspor da Mustafa Reşit Akçay’la çok başarılı bir Avrupa performansı gerçekleştirmişti…
1967-68 sezonunda 5 tur atlamayı başaran Göztepe, tamamı yerli oyuncularla Fuar Şehirleri Kupası’nda yarıfinal oynayan ilk Türk takımı olmuştu…
DÖRT CEPHEDE TÜRK SINAVI
Dört takımlı bir Avrupa macerası, inşallah, kötü hatıraları unutturur ve beklediğimiz başarıyı bize yaşatır...
Şu ana kadar tek fire verdik... Başarılı hocası İlhan Palut ve örnek yapılanmasıyla istikrarı yakalamış Konyaspor takımı...
O da, ligi bile olmayan 30 bin nüfuslu Liechtenstein devletinin 5 bin nüfuslu bir köy takımı Vaduz’a elendi...
Yani hiç beklenmedik anda ihtimalleri yok eden bir kazaya uğradı… Demek ki çok tedbirli olmak lazım…
***
F.Bahçe Şampiyonlar Ligi’ne Dinamo Kiev’e, çifte mağlubiyetle dramatik bir şekilde veda ettikten sonra Çek Slovacko’yu elemeyi başardı...
Sarı-Lacıvertli ekip Avustria Wien’i deplasmanda devirerek gruplara kalmak için büyük avantaj sağladı…
Daha önce Denizlispor’la çok iyi bir Avrupa performansı sergileyen Rıza Çalımbay, geçtiğimiz sezon da Sivasspor’da büyük bir başarı elde etmişti.
Şimdi deplasmanda 3-1 mağlup olduğu güçlü İsveç takımı Malmö’yü elerse önemli bir iş başaracak…
***
Başakşehir Emre Belözoğlu ile evinde 1-1 berabere kaldığı Belçika’nın Antwerp takımını deplasmanda eleyip yoluna devam edebilir, etmeli…
Takımlarımız perşembeyi 3’te 3’le firesiz geçip gruplara kalmalı… Hiç biri imkansız değil… Gruplarda da mutlak ilk 2’ye girerek yollarına devam etmeli…
Tabii perşembenin gelişi de çarşambadan belli olmalı… Deplasmanda Kopenhag’a 2-1 mağlup olan Trabzonspor, Çarşamba’yı geçip Perşembe’ye moral bırakmalı…
KOPENHANG TÜRK TAKIMLARINA TERS GELİYOR
Şampiyonlar Ligi grubuna kalmamak için hiç bir sebep yok. Kopenhag bugüne kadar . 2 kere Trabzonspor’u elerken hep hakem faktörü önplana çıkmıştı.
Kopenhag, 2020’de Başakşehir’i, geçen sene de Sivasspor’u mağlup etmişti… Türk takımlarıyla 5 kez eşleşmiş, 10 maç oynamış, 3 mağlubiyet, 6 galibiyet almıştı. 7 gol atıp 16 gol yemişiz Kopenhag’dan…
Galibiyetler, Trabzonspor, G. Saray ve Başakşehir’den… Dördü de deplasmanda yenilmiş Danimarka takımına…
***
Avrupa’da önemli bir başarısı yok Danimarka takımının ancak Türk takımlarına de genelde ters gelmiş hep…
2010-11 sezonunda zayıf rakipler denk gelince ilk 16’ya kalmış, Chelsea’ye elenmişti. Ancak Danimarka takımının daha ilerisi hiç olmadı…
Bu yüzden Trabzonspor’un kendi sahasında ve 40 bin taraftarının önünde oynamanın avantajıyla Kopenhag’ı elemesini bekliyoruz…
2-1’lik deplasman yenilgisi, evsahibi ekip için dezavantaj değil, avantajdır, yeter ki bunu iyi kullansın…
***
Bir yol kazasını andıran 5-2’lik Antalyaspor hezimetine çok takılmadan, moralini bozmadan, hatalarından da ders alarak rövanşa çıkmalı ve 90 dakika boyunca terinin son damlasına kadar mücadele etmelidir…
Takım geriye düşse bile maçı çevirebilecek güç ve yıldızlar, Bordo-Mavili kulüpte fazlasıyla vardır..
Bu özellikle Trabzonspor, genellikle de Türk futbolu için dönüm noktasıdır..
***
Bu da yarın Trabzonspor’un Kopenhag’ı saf dışı bırakıp Şampiyonlar Ligi’ne katılması ve grubundan da çıkıp yoluna devam etmesi, hem çok para kazanması, hem de ülkeye puanlar getirmesi gerekir…
Bütün hoca ve futbolcularımıza olduğu gibi Abdullah Avcı ve öğrencilerine inanıyor, güveniyoruz… Yolunuz açık, yeriniz gruplar olsun…