Sermayenin şişmanı işçi düşmanı
Türkiye’de 38 milyon maaşlı insan var.
Bunların 16 milyonu emekli.
22 Milyon çalışanın 18 milyon 300 bini SGK’ya ve 3 milyon 700 bini de Emekli sandığına prim ödüyor.
Not: Rakamları aşırı oranda yuvarladım, dileyenler daha detaylı ve dakik verileri SGK web sitesinde inceleyebilir.
2024 Ocak ayında emekliye, memura, işçiye, asgari ücretliye velhasıl neredeyse herkese %50 civarında zam yapılmıştı.
Temmuz 2024’te memur ve memur emeklilerine %19,3 ve işçi emeklilerine %24,73 ilave zam yapıldı fakat asgari ücrete zam yapılmamıştı.
Temmuz zamlarının ağırlıklandırılmış ve yıllıklandırılmış oranını da on puan kabul edip Ocak 2024 zammına eklediğimizde, maaşlılara, toplamda en az %60 zam yapıldığını söyleyebiliyoruz.
Özetle, 38 milyon çalışan 12 ay esasına göre en az %50, en çok %87 zam aldı. Bu zam toplamlarının ağırlıklandırılmış yıllık ortalaması da yaklaşık %60 oldu.
2024 yılında, enflasyon da %46 oldu/olacak.
2025 ÜCRET ZAMLARI VE ENFLASYON
2025 Ocak ayında memur ve emeklilere en çok %17 zam yapılacak bu kesin; asgari ücrete de en çok %46 zam yapılabilir; %46 zam yapılırsa asgari ücret 24.823 TL’ye yükselir.
Temmuzda da memur ve emeklilere %14 civarında zam yapılabilir; asgari ücrete Temmuzda zam yapılması beklenmiyor.
Modelime, “diğer her şey sabit, acaba yukarıdaki zam varsayımlarına göre Enflasyon en yüksek yüzde kaç olabilir” diye sordum
Özetle cevap en düşük %25 ve en yüksek %29 olabilir.
“Peki, asgari ücret verisini %46’dan %30’a indirdiğimizde enflasyon nereye düşüyor”
Cevap: %20 - %25 aralığına.
Özet: Bu modele göre asgari ücrete %46 zam yapılırsa, enflasyon %25 - %29 ve %30 zam yapılırsa enflasyon %20 - %25 aralığında gerçekleşiyor.
Kısaca asgari ücrete %46 yerine, %30 zam yapılırsa enflasyon %4,5 puan daha düşük gerçekleşebilir.
Enflasyonla mücadele süreci kararlılıkla devam ederse, asgari ücrete yapılacak %46 zam oranı, hedeflenen enflasyona ulaşmanın süresini tahminen altı ay civarında uzatabilir.
Enflasyon, satın alma gücünü aşırı oranda aşındırdığı için yüksek enflasyonun asgari ücretlilere verdiği zarar, yüksek faizin verdiği zararlardan daha fazladır.
Doğrusu, asgari ücretliler için enflasyon, faiz oranlarından daha önemlidir çünkü asgari ücretlilerin bankalar nezdinde kredibilitesi yok veya çok az.
Bu gerçekliğin çarpıtılmaması ve çalışanlar aleyhine suiistimal edilmemesi sadece ahlaki bir tercih değil aynı zamanda toplumsal barış için de zorunlu bir tercihtir.
Ekonomi yönetimi, bankalar, kredi kullanmış ve kullanacak olanlar, hazine tahvili almış veya alacak olanlar, sıcak para sahipleri, borsacılar, gayrimenkul pazarlamacıları vs. gibi varlığı olanlar bir an önce kârlarını realize etmek istiyorlar.
Bunun için de enflasyon ve ardından da faizlerin çok hızlı düşmesi gerekiyor; enflasyonun çok hızlı düşmesini sağlayacak en önemli iktisadi karar da asgari ücret zammının düşük tutulmasıdır.
KOMŞULARIN ASGARİ ÜCRETİ
Komşularımızın asgari ücreti her yıl istikrarlı olarak iyileşiyor.
Bu yıl kurlar baskı altında tutulduğu için bizim de dolar bazında asgari ücretimiz fena değil fakat hiçbir ülkede enflasyon %5 bile değilken bizim minimum %45 olacak.
Sermaye, kârlılığını artırarak çoğalmak ister; sermaye için ütülenler ve kaybedenler doğal kurbanlardır ve onlara acınmaz.
Sermayenin doğası bilindiği için devletler, sosyal güvenlik yöntemleriyle en düşük gelir gruplarını korumaya çalışırlar; asgari ücret de bir sosyal güvenlik tedbiridir.
Ne yazık ki mevcut hükümet sosyal güvenlikle ilgili bütün görevlerini hakkıyla yerine getirmek için yeterli çabayı göstermiyor.
Toplum, karar mevkiinde olan bazı kamu görevlileriyle kamuya mal ve hizmet satan bazı şirket sahibi ailelerin zenginleştiğini görüyor.
Zenginler, zenginleşen aileler ve “kariyer delisi” bürokratlar günde bir kahve parası tutan asgari ücret zammını kısıtlamak için elbirliğiyle çalışıyorlar.
Ekonominin acil faiz indirimine ihtiyacı yok, Şubat’a kadar bekleyebilir; faiz indiriminden önce, artış oranı kaç olursa olsun, önce asgari ücret zammının hazmedilmesi şart.