Çözüm Sürecinin Serencamı-9 Akil İnsanlar Deneyimi

Çözüm Sürecinin içeriği ve hedefi kadar, süreç yönetimi de oldukça önemliydi ve belki de masadaki en önemli tartışma başlığı idi. Dönüp bakıldığında; süreci ilerletmek için İmralı Görüşme Trafiği, Akil İnsanlar Heyeti, TBMM Çözüm Komisyonu, Çözüm Kurulu gibi araçlara başvurulduğu görülecektir.

İmralı’da MİT müsteşarlığı ile Öcalan arasında sürdürülen görüşmelerin dışa açık ilk hamlesi Akil İnsanlar Heyetinin oluşturulması oldu. Bunu TBMM Çözüm Komisyonu ve Çözüm Yasasına bağlı oluşturulan Kurul takip etti.

Görüşme notları ve Öcalan/PKK’nın genel söylemine baktığımızda; teklif edilen tüm heyetlerin nihai olarak bir tür arabulucu/gözlemci rolüne kavuşması hedeflenmekte idi. Akil İnsanlara biçilen bir rol de; kendi içinden bir 3. Göz grubu çıkarması ve “hakikat ve yüzleşme komisyonlarının” bir nüvesini oluşturması idi. Ancak Erdoğan, bazı önerileri hayata geçirse bile bu yapılara kendi formunu vermeyi bildi. Öcalan’ın dışarı ile temasını, sadece HDP heyetleri ile sınırlı tuttu. Ne Akiller'in ne de TBMM komisyonu üyelerinin Öcalan ile temasına izin verilmeyerek "mahremiyet” önemli ölçüde korunmuş oldu. Bu görüşmelerle elde edilecek "meşruiyet"e dair kaygılar da bu tutumda belirleyici oldu.

Bu yazımızda Akil İnsanlar Heyeti Türkiye deneyimi üzerinde duracağız. Dünya örneklerine bakıldığında Türkiye Deneyimi adlandırmasını hak eden bir örnek oluştu. Çünkü Angola, Somali, Kolombiya, Latin Amerika, Güney Afrika gibi değişik çatışma bölgelerinde oluşan uygulamalardan farklı bir Akil İnsanlar deneyimi ortaya çıktı.

Akil adamlar diye açıklanıp cinsiyetçilik eleştirileri üzerine ismi Akil İnsanlara dönüşen heyetin tam olarak nasıl oluşturulduğu kamuoyunca bilinmedi. Heyet üyeleri, Başbakanlıktan yetkililerin telefonları ile teklif edilen bu görevlendirmeyi birkaç kişi dışında genel olarak kabul ettiler.

Aydınlar, sanatçılar, meslek örgütleri, sendikalar, gazeteci, yazarlar, aktivistler, akademisyenler, siyasetçiler gibi farklı meslek gruplarından 63 kişilik heyet 7 bölge şeklinde örgütlendi. Heyette; kendini, İslamcı, liberal, sosyalist, milliyetçi, devrimci, demokrat veya başka şekilde tanımlayacak oldukça renkli insanlar vardı. Heyet üyelerine bakılınca listenin ya müzakere edildiği veya HDP cenahının önerilerinin ciddiye alındığı anlaşılıyordu. Heyete ilişkin eleştirilerden biri de kadın üye sayısının yetersizliği oldu.

Heyet ilk toplantısını 9 Mayıs 2013’te Başbakan Erdoğan'la Başbakanlık Dolmabahçe Ofisinde gerçekleştirdi. Erdoğan tüm katılımcıları memnun eden oldukça geniş çerçeveli ve kodları iyi oluşturulmuş bir konuşma yaptı.

Toplantıda Akil İnsanlara bir görev tanımı verilmesinden özenle uzak duruldu. İstenen tek bir şey vardı; Çözüm Sürecinin toplumsallaştırılması, sürecin halka anlatılması, halkın da beklenti, kaygı ve eleştirilerinin karar alıcılara ulaştırılması. Bu maksatla birer rapor da talep edildi.

Bu kadar renkli ve yetkin bir gruba bir çerçeve verilmemesi avantaj olduğu kadar dezavantajdı da belki. İlk toplantıdan sonra her grup; programını, mesajlarını, çalışma biçimini, partnerlerini kendisi belirleyerek sahaya dağıldı.

Geniş halk buluşmaları, atölye çalışmaları, sanatsal buluşmalar, nokta ziyaretleri, STK buluşmaları, radyo tv programları ile az konuşuldu çokça dinlenildi.

Sahada neredeyse bütün detayları Valilerle çalışan gruplar olduğu gibi, Valileri ziyaret dahi etmeyen gruplar da oldu. Gruplar bazı illerde halaylar ve şenliklerle karşılanırken bazı illerde şiddetli protesto hatta düşük dozlu saldırılarla karşılaştılar.

Gruplar kendi seçtikleri kişilerle kendi belirledikleri usullerle ve kendi mesajlarını vererek bir çalışma yürüttüler. Muhatap kitlenin beklentisine/ihtiyacına göre “Keşke Öcalan burada olsa idi” diyen de oldu, “Öcalan zinhar dışarı çıkmayacak bundan emin oldun” diyen de.

Bir örnek olarak üyesi bulunduğum Güneydoğu Anadolu grubu; Siyasi partiler, STK’lar, medreseler, manastırlar, düşünce gruplarını ziyaret etti. İllerde birden fazla toplantı ile örgütlü örgütsüz her düşünce grubundan temsilciler ve kanaat önderleri ile yuvarlak masa toplantıları yapıldı. Korucular ve mülki idare dinlendi. Çatışmalı dönemde mağdur olan; Ceylan Önkol, Roboskili aileler, İç göç mağdurları, Bilge Köyü, Kasaplar Deresi, öldürülen DEP mv Mehmet Sincar’ın eşi, Barış Anneleri ve Şehit aileleri gibi simgesel ziyaretler yapıldı.

7 bölgenin 7 farklı nabzı, destek ve muhalefetin "renkliliği" “çerçevesizliği” bir avantaja dönüştürdü. Bırakın her grubu, her üye, kendi “barış hayalini” anlattı. Bunu yaparken de muhatap kitlelerin hassasiyetlerini dikkate aldı. Mesaj vermek istediğinde de ülkenin tüm sosyolojisini dikkate alıp sürece zarar verecek bir doz aşımı olmamasına özel dikkat gösterdi.

Başta Bahçeli olmak üzere ulusalcı ve milliyetçi grupların maddi manevi saldırıları altında çalışmalar tamamlandı. 7 renk akil’in, 7 bölgede 7 çeşit insana “kendi rüyasını” anlatmasına rağmen tüm toplumu rahatsız eden bir olay yaşanmadı.

Bu çalışmanın en büyük sonucu Sürecin toplumsallaştırılması oldu. Sürece olan destek %50’lerden %80’lere çıktı. Hiçbir zaman bir araya gelmeyecek insanlar salon toplantılarında bir araya gelerek kaygı ve eleştirilerini ifade ettiler. Batı’da bir Devrimci ile bir milliyetçi aynı masada buluşurken, Güneydoğu grubunda Hizbullah ile PKK’lılar bir masada konuştular.

Süreçte Başbakan Erdoğan grupların başkan, vekil ve sekreterleri ile bir ara toplantı, tüm heyet üyeleri ile de final toplantısı yaptı. Gezi olaylarının hemen devamında gerçekleşen final toplantısına Gezi geriliminin damgasını vurduğu rahatça söylenebilir.

Akiller raporlama aşamasında da herhangi bir telkine tabi tutulmadılar. Yine serbest usul ve içerikle raporlar kaleme alındı ve Başbakanlığa sunuldu. Akil İnsanlar Heyetinin sekretaryasını yürüten Kamu Düzenliği ve Güvenliği Müsteşarlığı raporları bir bütün olarak kamuoyuna açıklamadı ancak bir düşünce kuruluşu olan UKAM bu raporları derleyerek bir arada yayınladı. (http://www.ukam.org/pdf/UKAM-Rapor4-Akil-Insanlar-Raporlari(1).pdf)

Hükümet bu raporlardan da faydalanarak 30 Eylül 2013’te Demokratikleşme Paketini açıkladı. Raporlar incelendiğinde; toplumun sürece dair beklenti ve kaygılarının sansürsüz bir şekilde paylaşıldığı, geleceğe dair önerilerin yer aldığı görülecektir. Bu bağlamda idari düzenlemeden, Uluslararası Sözleşmeler ve Yeni Anayasaya kadar çok geniş bir skalada öneriler getirilmiştir.

Süreçte taraflar dışındaki ilk aktörler olan Akil İnsanlar Heyeti çok önemli bir deneyim oldu, kısa vadede sürece katkıları olduğu gibi uzun vadede de önemli bir tecrübe birikimini sağladılar.

Başbakan Davutoğlu da 6-8 Ekim olaylarından hemen sonra akillerle 10 saati aşan bir toplantı yaptı. Bu toplantıda devlet heyetinin akillerin önemli bir kısmını sürecin devamlılığı ve gerekliliği noktasında motive etmesi gibi ilginç bir görüntü ortaya çıktı.

Heyete, çalışmalarına ve sonuçlarına dair bazı tesbitleri sıralamak gerekirse;

1. Heyet, taraflar dışında çalışan, tarafların reddetmediği ve resmiyet kazanmış ilk mekanizma oldu.

2. Heyet, barış arayışının toplumsallaşmasını sağladı, sürece desteğin artmasında büyük rolleri oldu.

3. Bu çalışmalarda; heyet üyeleri birbirleri ile, katılımcılar karşıtları ile, devlet ise vatandaş ile konuştu. Bu ortamı belki de ilk kez yaşayanlar muhtemelen çoğunlukta idi. Farklı kesimler zihinsel “çarpışmalarını” sağlıklı bir zeminde yaşamış oldular. Sadece bu bile, yepyeni ve çok değerli bir deneyim idi. Bütün renkliliğine rağmen, farklılıklarını konuşmayı sevmeyen bir ülkeyiz sonuçta ve belki de ilk kez karşıdan eleştiri yerine bir masa etrafında hasbihal, hatta müzakere gerçekleşmiş oluyordu.

4. Devletin de vatandaşını bürokrasi veya siyaset dışı bir kurumla dinlemesi ilk kez bu araçla oldu.

5. Heyet, sürece dair olumsuz eleştirileri kendinde eriten bir paratoner gibi görev gördü, bu nedenle muhaliflerce heyete “mayın tarlasına sürülmüş eşekler” benzetmesi dahi yapıldı.

6. Heyetin, ilk mesajları, içerik ve raporlamada serbest bırakılması ile sadece Türkiye’ye özgü değil her grupta “kendine özgü” bir deneyim oluşması sağlandı.

7. Ortaya konulan raporlar ile kaygı ve beklentilerin emarı çekilmiş oldu. Süreç yürütücülere önemli bir perspektif sunuldu.

SERİNİN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYINIZ


https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serancami-1-isimlendirme-meselesi-358

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-2-silahsizlandirma-girisimleri-359

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-3-ak-parti-donemi-silahsizlandirma-girisimleri-360

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-3-ak-parti-donemi-silahsizlandirma-girisimleri-360

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-4-muhataplik-temsiliyet-meselesi-361

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-5-aktorler-refleksler-tutumlar-362

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-6-yapilanlar-devlethukumet-363

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-6-yapilanlar-devlethukumet-363

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-7-devlet-ve-hukumete-yonelik-elestiriler-364

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-8-pkknin-surecte-tutumu-3652

https://www.karar.com/yazarlar/m-emin-ekmen/cozum-surecinin-serencami-9-akil-insanlar-deneyimi-367

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum