Okuyucu ne ister ne istemez?

Müşterinizin eğilimlerini, sizden ne istediğini öğrenmek her satıcının arzusudur. Biz yazar-çizer takımının müşterisi de okuyucularımızdır tabi… Bu konuda biraz fikir sahibi olabilmek için bizim millidusunce.com sitesinde bir anket düzenledik. Millî Düşünce sitesinin okuyucu sayısı Karar’ın pek altında ama anket yapılmayacak kadar da küçük değil. Ayda 120 000 sayfaya kadar çıkan bir kitleye hitap ediyor. Bu rakam, 40 000 civarında okuyucu demek. 

ANKET NE ZAMAN YANILIR?

Önce bir dikkat notu… Bir İnternet sitesinin veya bir medya yayınının yapacağı anket, kamunun eğilimini yansıtmaz. Çünkü o yayının okuyucusu, zaten onun savunduğu fikirleri benimsediği için o yayının okuyucusudur. O fikirleri benimsemeyenler, başka yayınları okur. O halde böyle anketler kamunun değil, o yayının okuyucu kitlesinin kanaatini aksettirir. Anketle kamuoyunu öğrenmek için örnekleme, mutlaka rastgele yapılmalıdır. Literary Digest dergisinin 1936 ABD başkanlık seçimlerinde yaptığı 2,5 milyonluk anket, Alfred Landon’un, Franklin D. Roosevelt karşısında kazanacağı sonucunu veriyordu ve 19 puanla yanıldı. Bu anket tarihinin en büyük yanılgılarından biridir. Hâlbuki Gallup anket şirketi rastgele seçilmiş 50 000 kişilik bir anketle doğru sonucu tahmin edebilmişti.

O halde, bizim anketimiz, sadece bizim okuyucularımızın kanaatlerine bir yaklaştırmadan ibarettir. Bu çekince kaydıyla – kaydı ihtiraz ile- hikâyemize devam edelim. 

DEMOKRASİ ANKETİ

Anketi hazırlarken, çoğu anketteki gibi tahminlerimiz, ön yargılarımız bize yol gösterdi. Çünkü elimizdeki veriler geçen üç yılda Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran’ın “Kuvayı Milliye Nedir?” başlıklı makalesinin en çok okunduğunu gösteriyordu. En çok okunanlar arasında Hande Araz Tekin’in, “Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Egemenlik Yolunda Atılan Adımlar”ı ve Oğuz Karakartal’ın, hatıra kategorisinden, “Vahdettin’in eşi Mustafa Kemal için ne dedi?” makaleleri yer alıyordu. Bu bulguların ışığında, bizim okuyucumuz galiba, en ziyade Osmanlı’nın son yılları, Millî Mücadele ve Cumhuriyet’in ilk yılları ile ilgileniyor, diye düşünmeye başladık ve anketi şöyle hazırladık: 

MDM ve MİSAK sitelerinde, aşağıdakilerden hangisi üzerine daha çok yazı görmek istersiniz?

1. Günümüz gelişmeleri ve sorunları.

2. Son 50 yılın (1970-2020) hatıraları, değerlendirme ve yorumları.

3. Millî Mücadele- Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk yılları.

4. Başlangıcından beri Türk tarihi, siyaseti, sosyolojisi.

Burada asıl sorguladığımız ilgilenilen dönemdi. Bizim tahminimiz, “Millî Mücadele- Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk yılları”nın başı çekeceğiydi. 

Anket tek şıkkın işaret edilmesine izin veriyordu. 

Bir de bizim anket, ancak İnternet’te yapılabilecek, diğer anketlere pek benzemeyen bir özellik taşıyordu. Okuyucu bizim cevaplarımızı beğenmezse, kendisi de bir cevap ekleyebiliyordu. Fakat en farklı tarafı, okuyucuların ekledikleri cevabı diğer okuyucuların da görüp onu seçebilmeleriydi. Anket yazılımının adı, “Democracy Poll- Demokrasi Anketi” idi. Katılanı, anketi yapanın seçeneklerine mahkûm etmeyen bir anket. 

MİLLÎ MÜCADELEYLE İLGİLENİYORUZ- ÇÜNKÜ…

Sonuç hepimizi şaşırttı. Bir okuyucumuz, şöyle bir cevap eklemişti: Türkiye’ye, Atatürk’e ve cumhuriyete ihanet edenler. Bu cevap, anketin asıl seçeneklerini açık ara geride bırakarak birinci geldi. Demokrasi bu! Eklenmiş daha başka cevaplar da vardı, fakat bizim ilk seçeneklerimizle okuyucunun eklediği bu seçeneğe oy verenler toplamda yüzde elli beşe varıyordu ve bu yüzde elli beşin yarısına yakınını da Türkiye, Atatürk ve Cumhuriyet cevabı teşkil ediyordu. Bu ne demektir? “Evet, biz geçmişle ilgileniyoruz ama bu ilgimizin sebebi kurucu değerlerimizi savunmaktır!” 

KESKİN SİRKE KÜPÜNE ZARAR VE İNTERNET’TE UZUN YAZI

Okuyucumuzun bize verdiği ders bundan ibaret değil. İki ders daha var. Birincisi, anketten daha sonra. Boğaziçi Üniversitesi’nde olan bitene çok kızmış ve o öfkeyle sertçe iki polemik yazısı yazmıştım. Birden fazla noktadan şu tepkiyi aldım: Bu sizin üslubunuza benzemiyor! En güzeli de şu nottu: “Ben, sizin her yazınızdan yeni bir şeyler öğrenirdim. Bu yazı öyle değil. Bu yazınız, partilerin Salı günkü grup konuşmalarında atılan nutukları andırıyor.” 

Anketle ilgili olmayan, fakat önemli, ikinci ders de şu: Bizim, bir birine bağlı iki sitemiz var. Biri, https://millidusunce.com , daha kısa, daha aktüel, köşe yazısı niteliğinde yazılar yayımlar. Diğeri, https://millidusunce.com/misak ‘ın yayınları daha akademiktir, daha uzun ve makale boyundadır. Yani, köşe yazısından yaklaşık üç kat uzundur. Yukarıda en çok okunan diye verdiğim üç yazı da ikinci siteden. Bu sonucu yabancı mecralarda da okumuştum. İnternet okuyucusunun uzun yazı okumadığı doğru değil. İnternet okuyucusu uzun yazıyı da kısa yazıyı da okuyor. Karar verdirici unsur, yazının boyu değil, içeriği.

YORUMLAR (27)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
27 Yorum