Öğrenmek mi sınav puanı mı?
İki türlü motivasyon var: İç motivasyon ve dış motivasyon.
Bütün öğretim boyunca - okul öncesi, ilk ve orta öğrenim, yükseköğrenim- çocuklar ve gençler, bu motivasyon türlerinden biri veya diğeriyle okuyor, çalışıyor, öğreniyor. Veya öğrenmeden sınav geçiyor. Kim diyor? APA: Amerikan Psikoloji Derneği. APA, bilim çevrelerinde itibarlı, güvenilen bir kurumdur.
Motivasyonun Türkçesine baktım. Google, “motivasyon” diye çevirmiş! Google haklı tabii. Çünkü o, günlük kullanıma bakıyor; nasıl çevirsem iyi olur diye bir tasası yok. Demek Türkler, genellikle motivation’a motivasyon diyormuş. (Google’ın çeviri için yapay zekâ kullandığını biliyor musunuz?) Sonra Öztürkçe üstatlarının sözlüğüne baktım. Bir sürü karşılık bulmuşlar ama başta gelen ikisi şöyle: Güdülenme, güdüleme… Nasıl beğendiniz mi? Yüzümü buruştururken üçüncü satırı okudum: “Bir hayvanda bir amaca yönelik bir davranışı kontrol eden iç faktörler.” Eh doğru anlamışım. Güdüleme bana da bu izlenimi vermişti.
TDK sözlüğü iki karşılık vermiş: İsteklendirme ve güdüleme diyor o da.
Geçen yazımda, seviyemiz düşüyor mu diye sormuştum. Motivasyon kelimesi için yaptığım arama da teorimi teyit etti. Ben heves, şevk, teşvik kavramlarını tercih ederim. Arzu edenler güdülene dursun.
HEVES VE ZORLAMA: APA’NIN BULGULARI
APA’nın, bana göre en önemli belirlemesi şu: Dış kaynaklı motivasyondansa iç kaynaklı motivasyon daha etkilidir. Başkalarının size vaat ettikleri değil, sizin içinizden gelen heves. Eğitimde de hevesin, isteğin, öğrencinin içinden gelmesi… Sonra da örnekler veriyor. Aşağıya aldığım bölümler, APA’nın yükseköğrenim raporundan. Çok benzer sonuçlar, okul öncesi- 12 sınıf (K12) raporunda da var. Aşağıdaki misalde, bir öğretmen okulu öğrencisi örnek alınmış:
“Öğrencilere notları ve not ortalamaları konusunda ne söylediğinize dikkat edin. Notları ve ortalamaları öğrencilerin gelecekteki başarısıyla ilişkilendiren hocalar, mesela, “Bu dersten geçmek için ortalamanın 3,5’tan aşağı düşürmemelisin.” , “Notlarını arttırmazsan öğretmen olamazsın.” gibi mesajlar verenler, iç hevesi kırar ve öğrencide tehdit altında olduğu endişesi yaratır. Not ve ortalamayı öğrencilerin ustalaşması ve konuya hâkimiyetiyle ilişkilendiren hocalar, mesela, “Bu derste başarın, esaslı bir öğretmen olman için gerekenleri kazandığını gösterecektir.” “Bu dersteki öğretme becerilerinde ustalaşan öğrenciler, yüksek not alacaktır.” yaklaşımları, öğrencinin şevkini güçlendirir; bağımsızlık hissini, hayatlarının kendi kontrollerinde olduğu duygusunu destekler.”
USTALIK KAZANMA MI YARIŞI KAZANMA MI?
APA’nın dikkat çektiği bir başka ikilik, ustalığa karşı performans hedefleri ikiliği. Ustalık, öğrencinin konulara hâkim olması, becerilerini arttırması demek. “Ben bunları bileceğim, bunları ustalıkla kullanacağım.” duygusu. Performans ise “Sınavda, diğerlerini geçeceğim.” düşüncesi. APA, tabiatıyla birinciyi destekliyor ve ikinciden pek hoşlanmıyor:
“Öğrenciler, öğrenme ortamına farklı amaçlarla gelir. Amaçları, heveslerini, konuyu ne kadar benimsediklerini ve kazanımlarını etkiler. Araştırmacılar, kazanımlar hakkında çok geniş iki amaç tipi belirledi: Ustalık amaçları (hâkimiyet kazanma- öğrenme amacı) ve performans amaçları (benlikle ilişkili sonuç veya yetenek amacı). Ustalık amaçlı öğrenci, anlama ve gelişmeye odaklanır; gelişmeyi, yeni beceri ve yetenek kazanmayı önemser. Buna karşılık performans amaçlı öğrenci, aldığı sonuçlara, yeteneklerinin tasdik belgesi diye bakar.“
SEBAT, DERİNLİK VE ÖZÜMSEME
“Ustalaşmayı amaç edinen öğrenci performans amaçlıya göre daha bir sebatla öğrenmeye çalışıyor. Bilgiler daha derinden özümsüyor.”
“Ustalık amacı, performans amacına göre ders bilgilerinin zihinde daha derinlikli işlenmesini ve daha uzun süre hatırlanmasını sağlar. Performans amacı ise daha yüzeysel işlenme, daha kötü hatırlamaya … yol açar. “
Nihayet APA’dan son bir alıntı:
“Performansı amaçlayan öğrenci, ustalığı amaçlayan öğrenciye kıyasla kopya çekmeye daha yatkındır.” Öyle ya; mesele puan yükseltmekse ve öğrenmek önemli değilse kopya başarıya giden yollardan biridir. Öğrenmek zor; sınava hazırlanmak kolay… Öğrenciler akıllıdır!
O halde hedefimiz, öğrencinin malumatla doldurulup boşaltılması ve çoktan seçmelideki marifetleri olmamalı. Konulara hâkimiyeti ve kazandığı ustalık önemsenmeli. Sistem buna odaklanmalı, bunu uygulamalı.