Pazar bitmiş...
Havalimanı açılışı için gittiği Tokat’ta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan;
“Biliyorsunuz ülkemizde birileri her ağızlarını açtıklarında Türkiye’de tarımın öldüğünü, bittiğini, çiftçilerin perişan olduğunu söylüyor. Çiftçilerimize geçtiğimiz 20 yılda bugünün rakamlarıyla yaklaşık 470 milyar lira destek ödemesi yaptık. Bu yıl için 25,8 milyar lira olarak planlanan tarımsal destekleme bütçesini de ilavelerle 29 milyar liraya yükselttik. Böylece bu yıl buğday, arpa, çay, yulaf ve tritikale üreticilerine mazot, gübre, sertifikalı tohum ve ek girdi desteğiyle dekar başına 116 lira ödemiş olacağız. Geçtiğimiz yıl tarımsal ihracatımız bir yıl önceki yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara dış ticaret fazlamız ise yüzde otuz bir artışla 7,2 iki milyar dolara çıktı. Sizlerin gayretli çalışmaları sayesinde sebze ve meyve üretiminde Avrupa’da ne durumdayız biliyor musunuz? Birinci sıradayız. Son 20 yılda oluşturduğumuz güçlü altyapı sayesinde gıda tedarikinde sorun yaşamayan, kendine yeterlilik oranı yüzde 140 olan bir ülke konumuna geldik.”
***
Bunları ben söylemiyorum; Cumhurbaşkanı Erdoğan söylüyor.
Peki, ya pazar ne söylüyor?
İstanbul Hal fiyatlarından verelim durumu... Biber 8-10 liradan 18-20 liraya çıkmış. Domates 3-5 liradan 20-25 liraya artmış. Kuru soğan ise 1-1,5 liradan 6-7 liraya yükselmiş.
Ekte tabloda ürünlerin artışlarını görüyorsunuz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa’da 1. sıradayız dediği sebze fiyatlarından başlıca ürünler yer alıyor. Fiyatlar geçen yılın aynı gününe göre 2-2,5 kat artış göstermiş.
Veya şöyle izah edelim; Türkiye’de enflasyon yüzde 60 civarı artmış ama sebze fiyatları yüzde 250 civarı bir artış yaşamıştır.
***
1 kıvırcık 2-3 liradan 12-13 liraya nasıl çıkar ki?
İyi ama daha dün Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacağız” dedi.
Kim bunlar?
Kim bir kıvırcığın fiyatını 10 kat artırdı? Kim tarlada para etmediği için hasat bile edilmeyen kuru soğanı
6-7 liraya yükseltti?
Kim bunlar?
***
Cevap vereyim mi? İHRACATÇILAR
Evet, evet ihracatçılar yüzünden üretimde 1. sırada olduğumuz bu sebze fiyatlarını yüzde 250-300 zamlı alıyoruz.
Bunun böyle olacağını da defalarca yazmış ve söylemiş birisiyim. Zaten böyle olmasını da bizzat HÜKÛMET istiyor.
TL değer kaybedecek, mallarımız ucuzlayacak ve ihracatımız artacak... Parola buydu.
Şu anda da tam da bu oluyor.
Satın aldığımız ürünlerin fiyatı arttı ama sattığımız ürünlerin fiyatı öyle artamadı. İşte bu noktada biz de elimizde avucumuzda ne varsa satmak durumunda kaldık.
Kendi ihtiyacımız olan domatesi de satıyoruz, kıvırcığı da satıyoruz. Çünkü artık 1 avro 16 liradan fazla.
Eskiden kıvırcığı 1 TL’ye biz alırken, şimdi Avrupalı o kıvırcığı bizden 1 avroya alıyor. Bizim ürünlerimiz bize pahalı ama Avrupalı’ya çok ucuz. Çünkü onların parası değerli...
O nedenle pazarlarımız çöktü, fiyatlarımız uçtu.
Maaşlara yüzde 30-50 zam yapılırken; ürünlere yüzde 300-500 zamlar geliyor.
Yeni modelimiz bu... Sabredin hele biraz daha... Daha çekeceğiniz acılar ileride çünkü.
Sabredin sabredin... Evladınızı da bu yokluğa sabrederek mahkum edin... Sabredin!