Kim gelir?
Yaklaşık 5 yıl önce
2015 yılının Ocak ayında yabancıların ülkemizdeki finansal yatırımlarında stok durumu şudur:
Hisse senedi varlıkları: 62 milyar 799 milyon dolar.
Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yatırımları: 50 milyar 978 milyon dolar.
Repo piyasasında ise: 12 milyar 101 milyon dolar
Özel sektör tahvil varlıkları: 1 milyar 161 milyon dolar
Ve ülkemizdeki toplam varlıkları 127 milyar 039 milyon dolardı.
Bugün durum nedir? Yabancılar Türkiye’ye yatırım yaparak ne kazanmışlar ne kaybetmişler?
Son verilere göre (Şubat 2020) yabancıların toplam finansal varlıkları artık 47 milyar 955 milyon dolara düşmüş durumda.
Yani yabancılar kendi paraları üzerinden 79 milyar 084 milyon dolar zarar etmiş gözüküyor. Ama bu net zararları değil. Çünkü anılan dönemde 12 milyar 615 milyon dolarlık varlık satışı yapmışlar. Böylece yabancıların ülkemizdeki finansal yatırımlarından son 5 yılda net 66 milyar 469 milyon dolar zarar etmiş olduklarını görmüş oluyoruz.
Bu zarar öyle sineye çekilecek bir zarar değil tabii. Düşünsenize, 50 milyar 978 milyon dolarlık bu ülkenin devlet kağıtlarına para yatırıyorsunuz. Ve 5 yıl sonra paranız -sadece 4 milyar 710 milyon dolarlık satışa rağmen- 13 milyar 862 milyon dolara düşüyor.
Türkiye’nin devlet iç borç senetlerine 51 milyar dolarlık yatırım yapıyorsunuz ve paranızın 32,4 milyar dolarını kaybediyorsunuz. Zarar oranı yüzde 63,6...
Neden zarar ediyorsunuz?
Faiz kazandınız ama kazandığınız faiz kur zararını karşılamıyor. TL’nin dolar karşısındaki değeri 2,30’dan 6,0 liraya düşüyor. Kur zararı faiz kazancının kat be kat üzerinde.
62,8 milyar dolarlık hisse senedi varlığınız, ek 1 milyar 231 milyon dolarlık alışa ve borsa endeksinin 84 binden 114 bine çıkmasına rağmen 33,2 milyar dolara geriliyor. Hisse senedinden net zararınız da 30 milyar 845 milyon dolara ulaşıyor.
En likit denilen repo piyasasında bile 12,1 milyar dolarınız -8,3 milyar dolar satışa rağmen 541 milyon dolara geriliyor. Burada bile 3,3 milyar dolar net zarar yazıyorsunuz.
Şimdi şu soruyu sormak gerekmez mi?
Son 5 yılda Türkiye’de hangi yabancı kazandı? Bu ülkeye gelen ve kendi parası yerine TL’ye yatırım yapan yabancıların hali nedir?
Yabancı kazanamazsa, tabiri caiz ise kazıklanırsa bir daha gelir mi? Ya da kendimize soralım: Kandırıldığımız pazara bir daha gider miyiz?
Nitekim gelmiyorlar...
Bu yılın başından beri hızlı faiz indirimleri ile oluşan finansal baharımızda bile tam 2 milyar 295 milyon dolarlık varlık satışı yapmışlar.
En büyük satış 1 milyar 642 milyon dolar ile DİBS’lerde olmuş. İkinci büyük satışları ise 694 milyon dolar ise hisse senedi piyasasında yaşanmış.
Tamam, bakın “Geldikleri gibi gitsinler” anlayışında olabilirsiniz. Bu sefer de zarar etsinler diyebilirsiniz... Ya da “Yabancının hakkını savunmak sana mı kaldı” diye trollük de yapabilirsiniz...
Ama bilin ki bu görüşlerin sonucu açlığa, fakirliğe ve işsizliğe çıkmaktadır.
Yabancı DİBS alınca TL faizleri asıl o zaman daha çok düşüyor. Bir bakıma bize piyasa üzerinden -kur riskini üstlenerek borç vermiş oluyorlardı. Şimdi bütçeden deli gibi harcama yapıyoruz ama bir türlü para yetmiyor. Emeklilerin maaşları ve ikramiyeleri üzerinden kesintiler tartışılıyor şu günlerde.
Yabancı gelseydi ya da gitmeseydi, Hazine daha rahat borçlanacak ve faiz yükselmeyecekti. Yani kabadayılık ve trollük karın doyurmuyor gördüğünüz gibi.
Dün değindim... Mısır son 5 yılda rezervlerini 15 milyar dolardan 45 milyar dolara yükseltmiş. Yabancılar Türkiye yerine Mısır’a, Nijerya’ya gidiyor.
Türkiye öngörülebilir ülke olmaktan çıktı. Ne zaman hangi kural, hangi fiili durum öne çıkacak bilen yok. Kurallar bir anda değişebiliyor. Daha önemlisi kurallar yerine fiili durum geçerlilik kazanabiliyor.
Mesela İş Bankası örneği...
Hazine’nin olsun diyebilirsiniz. Ben yaptım oldu diyebilirsiniz. Ama bilmeliyiz ki, sermayenin güvencesiz olduğu yerde yerli bile yatırım yapmaz. Nitekim yapmıyor da...
O nedenle sürekli şunu diyorum: Bu düzende ekonomi düzelmez. Sadece tüketime dayalı dalgalanmalar yaşarız o kadar. Kronik işsizlik, yoksulluk artık bizim kaderimiz olmuş durumda.
Tablo bunu gösteriyor. Umarım bu tablo ve kaderimiz değişir.