FETÖ’yle siyasi mücadele

Siyaset belirleyicidir. Hayatta her şey siyasidir çünkü. Siyaset kavramının etimolojisine falan girmeyeceğim. 15 Temmuz gecesi her şeyin siyasi olduğunun idrakine vardık zaten, toplum olarak, hep birlikte, demokrasiye ve seçilmişlere sahip çıkarak. FETÖ’yle mücadele yazılarına devam. Bugün sıra siyasette. Başka bir deyişle, hayatın kendisinde.

Siyaset kurumu, iktidarıyla, muhalefetiyle, parti örgütleriyle, aktif siyasi kamuoyuyla, büyük ve yıllarca sürecek bir mücadeleye girmiş bulunuyor. Öncelikle şunu bilelim: Bu bilinci koruyamazsak kaybederiz. Türkiye üzerine bin bir tahayyülü ve tasarrufu olanlara kaybederiz. İçeriden, dışarıdan, fark etmez, bu devletin köküne kibrit suyu ekmeye çalışanlara kaybederiz. İstiklal ve istikbal mücadelesi yavan bir kavram değil. Bizim mücadelesini verdiğimiz şey geleceğimiz.

Aynı minval üzere, Yenikapı Ruhu da yavan bir kavram değil. Yüzde yüz bütünleşmek bir ütopyadır elbet. Böyle olduğunu söyleyecek değilim. Ama Yenikapı’da milletin en az dörtte üçü temsil edilmiştir, bunu söyleyebilirim. Bu milleti tanımanın gönül rahatlığıyla ve çeyrek yüzyıla uzanan siyasi danışmanlık tecrübesiyle.

Yenikapı Ruhu Ak Parti’yi, MHP’yi, CHP’nin yerli ve milli kanadını, HDP’nin son bir ya da iki seçimde şu ya da bu nedenle buraya meyletmiş mütedeyyin kesimini içeriyor. Bu yönüyle de büyük değer taşıyor. Bu dörtte üçlük mutabakattan bir Türkiye geleceği çıkarabilir ve içini doldurabiliriz. Tek ve en büyük umudumuz bu. Yeter ki siyaset buna ayak uydursun.

Bugün FETÖ’yle ve onun taşıdığı zihniyetle en büyük mücadelede iş devlette değil, siyasettedir. Sorumluluk siyasetin üzerindedir. Bunu okumayı başaranlar yarın siyaseten ayakta kalacaklar, diğerleri ise siyasi mevta olacaklar. Siyasetin aritmetiği karmaşık değil, basittir. 2+2’nin cevabı nettir. Siyaset 15 Temmuz itibarıyla entrik, taktik ve stratejik olmaktan çıkmıştır, siyasi olan en doğal haliyle ve toplumun her kesiminde vücut bulmuştur.

Lütfen bunu siyasi hamaset sanmayınız, siyasi gerçeğin asli yansıması olarak okuyunuz. Çünkü siyaset esasen yalındır ve her bir öğenin toplumdaki yansımasıdır. 15 Temmuz alışıldık siyaset yordamlarının, klasik muhalefet etme biçimlerinin geçersizleştiği gündür. Bunu okuyamayanlar sınıfta kalır.

FETÖ ve onun dışsal uzantıları hep tetikte kalacak ve hep fırsat kollayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta ben davranamam” dediği yerde yerleşik kodlara dayalı siyaseti sürdüremeyiz. Yerleşik muhalefet biçimlerinden mikro iktidar kavgalarına kadar her şey FETÖ’yle ve uzantılarıyla mücadelenin ciddiyetini zedeleyecek bir kötülüktür artık.

Lütfen bunu üstü örtülü bir yazı sanmayınız. Muhalefet için yerleşik yordamlar ölmüştür, buna tevessül edip kendinizi ve Türkiye’yi küçültmeyiniz diyorum. Ak Parti için, mikro iktidar savaşlarına gönül indirip fitnecilere alan açarak siyasete sıvanmayınız diyorum. Türkiye’nin lideri de taşıyıcı partisi de bellidir. Sadece Ak Parti’den daha ileride yer tutmayı becereceklerin siyasi geleceği vardır. Bozgunculara yer vermeyiniz.

Siyaset kurumu bu bakışla yol alacaktır. FETÖ’yle ve uzantılarıyla hem iç hem dış siyasette bu yöntemle başa çıkacaktır. Muhalefet, tıpkı MHP’nin 15 Temmuz’dan beri yaptığı gibi, kendi konumunu tahkim ederken, Ak Parti de içindeki ve çevresindeki safraları dışa atacaktır. Son 3-4 yılın Ak Parti’ye çok şey öğrettiği kanaatindeyim. Siyaset kendini lüzumsuz uzantılardan temizlemeyi başarırsa çok şey kazanmış olacak. Sadece FETÖ’yü değil, FETÖ zihniyetini besleyen bakış açılarını da temizlerse. Onca yıllık mücadele hedefine ulaşacak. Yeter ki siyaset kazansın. Tek çare siyaset olsun.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum