Beşiktaş’ın önünde çok ciddi bir fırsat alanı açılmış durumda. Sözde hep istikrar arayan, ama uzun yıllardır bunun tam tersini yapan Beşiktaş yönetimlerini bıkıp usanmadan eleştirdik. Kongrede rakipsiz olarak güven tazeleyen Fikret Orman yönetiminin bu konuda farklılaşmasını bekliyorum. Son birkaç yılın kadro yapılanmasına ve bu sezon başındaki teknik direktör tercihine bakınca umudum da artıyor.
Herkesin dilinde aynı şey var: Bu daha başlangıç. Bunun gerçekten de böyle olabilmesi için, bu sezonun bu sezondan ibaret kalmaması gerekiyor. Üç sezon süren statsızlık halinin finalini çok iyi yaptı Beşiktaş. Son demlerde stadına kavuşurken, şampiyonluğa da futbol kalitesini sürekli yükselterek ulaştı.
Şenol Güneş, Karakartal’ın genlerinde bulunan, ama uzun süredir kuvveden fiile çıkamayan hücum futbolu anlayışını eksiksiz uyguladı. Hem takım oyununda, hem bireysel performanslarda ciddi bir sıçrama yakaladı Beşiktaş. Şimdi bunu kalıcı hale getirme ve çok iyi bir planlama yapma zamanı.
YÖNETİME AĞIR SORUMLULUK
Evet, Beşiktaş yakın geleceği için büyük düşünmeli. Büyük düşünmenin de tek bir yolu var: Uzun vadeli düşünmek! Beşiktaş nicedir uzun vadeli düşünmenin uzağında kaldığı için, yapısal sorunlarını bir türlü çözememişti. Şimdi sadece sportif başarıya ulaşmanın değil, yapısal sorunlarını geride bırakmanın da fırsatını yakalamış durumda.
Beşiktaş tarihinde rahmetli Süleyman Seba döneminden bu yana ilk kez bir yönetime bu kadar ağır bir sorumluluk düşüyor. Başkan Fikret Orman’ın ve yönetim kurulunun bu sorumluluğun bilincinde olduğuna kuşkum yok. Mesele, bu bilincin gerektirdiği adımları atmakta. Beşiktaş’ta kalıcı bir yönetsel model oluşmalı, kongreler yazboz tahtası olmaktan çıkmalı, kulübün ihtiyaçlarını karşılayan bir tüzükte karar kılınmalı ve üzerinde fazla oynanmamalı.
Her şeyden önce de Beşiktaş’a Şenol Güneş’le ve mevcut oyuncu kadrosuyla hakim olan oyun felsefesinin kalıcı kılınmasına özen gösterilmeli. Kadro yapısının korunmasını ve üzerine eklenerek kalitesinin Şampiyonlar Ligi düzeyine çıkarılmasını bu yüzden çok önemsiyorum. Şenol Güneş’le uzun yıllar çalışılması gereğini de. İlk sendelemede uzun vadeli hedeflerden yüz geri yapılıp popülizme başvurulmamasını da.
Stadına kavuşan, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılım hakkı kazanan Beşiktaş, çıtasını her sezon biraz daha yükseltmeli. Bunu yaparken de gerçekten uzun vadeli bakmalı her konuya. Para kazandıran transferin kendi başına stratejik bir değeri yoktur. En değerli oyuncular kadroda kalıcılaşmalı, Şenol Güneş sonrası için şimdiden aynı oyun felsefesine sahip teknik adamlar mercek altına alınmalı. Beşiktaş yarına dünden hazır olmalı.
