Zeytin Dalı Harekâtı’ndaki en önemli husus
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı, altıncı gününe girdi.
Bugüne kadar yüzlerce hedef başarıyla imha edildi.
Birçok köy ve stratejik öneme sahip tepe, ABD destekli PKK/PYD’nın elinden alındı.
Aynı anda 72 savaş uçağının katıldığı operasyonlarda sergilenen organizasyon dehâsı sayesinde, harekât sahasının darlığına rağmen en ufak bir kaza bile yaşanmadı.
Uluslararası ilişkiler de kazasız belasız yürüyor; ABD, Rusya ve İran’ın harekâta tepkilerinin sınırlı kalmasından, bazı hatırı sayılır Avrupa devletlerinin Türkiye’ye destek açıklamaları yapmasından, Fransa’nın toplantıya çağırdığı BM Güvenlik Konseyi’nin Türkiye aleyhinde karar almaya yanaşmamasından anlıyoruz ki, diplomasi de mükemmel.
Bu ülkenin her sadık çocuğu gibi benim de göğsümü kabartıyor bunlar.
Hem cephede hem de masada üstün başarılar gösteren hükümetin basiret ve feraseti ile iftihar ediyorum.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriyeli müttefiklerinin zaferleri ile iftihar ediyorum.
Zeytin Dalı Harekâtı’nda kullanılan mühimmatın yüzde 70’inden fazlasının yerli imalat olmasıyla da iftihar ediyorum.
Ama en çok iftihar ettiğim, göğsümü en çok kabartan şey başka.
***
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, 20 Ocak Cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, Zeytin Dalı Harekâtı’nın başladığını şu sözlerle duyurdu:
“Hudutlarımızda ve bölgede istikrarı sağlamak maksadıyla Suriye’nin kuzeybatısında Afrin bölgesinde PKK/KCK/YPG/PYD ve DEAŞ mensubu teröristleri etkisiz hale getirmek, dost ve kardeş bölge halkının bunların baskı ve zulmünden kurtulmasını sağlamak üzere Zeytin Dalı Harekatı’nı icra etmeye başlıyoruz… Harekatın planlama ve icrasında sadece ama sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, bina, silah, araç, gereç ve saire hedef alınacak, sivil ve masum kişilerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilecektir.”
Vurgu yoğunluğuna dikkat ettiniz mi?
“Sadece ama sadece teröristler”in hedef alınacağını söyledi Akar; “teröristler” deyip geçmedi, “sadece teröristler” demekle de yetinmedi, üstüne basa basa “sadece ama sadece teröristler” dedi. Vurgu üstüne vurgu.
“Sivil ve masum kişilerin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösterilecektir” ifadesindeki vurgular da dikkate değer; “sivil kişiler” değil “sivil ve masum kişiler”, “dikkat gösterilecektir” değil “dikkat ve hassasiyet gösterilecektir” dedi Genelkurmay Başkanı. Yine vurgu üstüne vurgu.
Benim en çok iftihar ettiğim şey bu işte: Zeytin Dalı Harekâtı’nın en başında, ilk iş olarak, sivillerin yaşama hakkına saygının altının çizilmesi.
Bugüne kadar, başta ABD olmak üzere birçok devletin sınır ötesi askerî operasyonlarına şahit olduk, bunların ilan edildiği resmî açıklamaları dinledik yahut okuduk; hiç gördük mü böyle bir şey?
Yaşasın Türkiye farkı!
***
Devlet erkânının harekâtla ilgili açıklamalarında tekrar tekrar sergilenen bu “dikkat ve hassasiyet”in sahiciliğinden hiç kuşku yok.
Ne var ki PKK/PYD teröristlerinin bunu boşa çıkarmak için ellerinden geleni yaptıkları, propaganda maksadıyla kullanabilmek için Afrin’de sivil can kayıplarının olmasını fena halde arzu ettikleri ve buna zemin hazırladıkları da kuşkusuz.
Kilis ve Reyhanlı’yı füzelerle rastgele vurmaları da Türkiye’nin ayarını bozmaya, Afrin’in aynı şekilde rastgele vurulmasını temin etmeye yönelik bir provokasyon olsa gerek.
Onların hunharlığı, Türkiye’nin şefkat yolundaki azmini kamçılamalı.
Sivil canlar konusundaki titizlik, gerekirse harekâtın süresini uzatmak ve daha fazla risk almak pahasına, büyüyerek devam etmeli.
Hür Suriye Ordusu 23. Tümen Komutanı Ebu Hamşe’nin Anadolu Ajansı muhabirine dediği gibi: “Biz Allah yolunda insanlık için çaba gösteriyoruz.”
Ne olursa olsun, insanlık bizde kalsın.