Geçen yazımda Batı’nın Filistin konusundaki aşağılık tavrından bahsederken tabii ki ana akım Batı siyasetini ve onun borazanlığı mahiyetindeki ana akım Batı medyacılığını kast ettim.
Bunların çizdiği çerçeveye girmeyi reddeden, vicdanlarının sesini dinleyip Siyonist işgal rejimini lânetleyen, mazlum Filistin’in hukukunu savunan, kalpleri bombardıman altındaki Gazzelilerle beraber atan Batılılar da var; onları candan selamlıyorum.
ABD’de, İngiltere’de, İrlanda’da, Fransa’da, Hollanda’da Filistin’le dayanışma için sokaklara dökülen on binleri…
İsrail’i protesto için ABD Kongresi’nde oturma eylemi yapan “Barış İçin Yahudi Sesi” aktivistlerini…
Celtic - Atletico Madrid maçında Filistin bayrakları sallayarak Filistin için (de) “You’ll Never Walk Alone” (Asla Yalnız Yürümeyeceksin) şarkısını söyleyen Celtic taraftarı İskoçları…
Filistin halkının “planlanmış bir soykırım”dan geçirildiğini söyleyen ve İsrail’e yaptırım uygulanmasını isteyen İspanya Sosyal Haklar Bakanı İone Belarra’yı…
İrlanda Parlamentosunda Siyonist işgal rejiminin melanetlerine dikkat çekip “İsrail’in kendini savunma hakkı var da Filistin’in kendini savunma hakkı yok mu?” diye soran milletvekili Matt Carthy’yi, Hollanda Parlamentosunda “Nehirden Denize Özgür Filistin” diye haykıran milletvekili Stephan Van Baarle’yi, İsrail’in işlediği savaş suçlarına ve ABD’nin bu suçlardaki ortaklığına dikkat çeken ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’i…
Siyonist lobilerin hışmına uğrayıp işsiz kalma tehlikesini göze alarak Filistinlilerin yanında duran Susan Sarandon ve John Cusack gibi Hollywood yıldızlarını…
Filistinlilerle dayanışma çağrıları yapan ve İsveç Parlamentosunun önünde “Filistin İçin Adalet” pankartı açan dünyaca ünlü çevre aktivisti Greta Thunberg ve yoldaşlarını; sosyal medya hesaplarında İsrail’i ırk ayrımcılığı ve soykırımcılık ile suçlayan uluslararası “Fridays For Future” (“Gelecek İçin Cumalar” / İklim değişikliği ile mücadele yolunda Cuma günleri protesto) hareketinin temsilcilerini…
Ve daha nicesini…
Bir vicdan ayaklanmasını temsil ediyor bu insanlar.
Gün geçtikçe büyüyen bir ayaklanma bu.
Gazze’deki katliamın görüntüleri dünyaya yayıldıkça İsrail’e tepki artıyor, “Yeter artık!” diyenlerin sesleri yükseldikçe yükseliyor ve onlara yeni sesler ekleniyor.
Gazze’nin internetini boşuna kesmedi İsrail!
Ve İsrail zulmüne isyan eden vicdan sahiplerini itibarsızlaştırmak için boşuna çırpınmıyor statükonun bekçileri!
Almanya Federal Hükümeti Antisemitizm(le Mücadele) Sorumlusu Felix Klein mesela.
Geçen cuma günü verdiği beyanatta -Greta Thunberg’in 2018’de (15 yaşındayken) İsveç’te başlattığı ve kısa sürede uluslararası bir gençlik hareketine dönüşen- “Fridays For Future” adına yapılan İsrail aleyhtarı açıklamaları güya yerin dibine batırdı Klein.
Bunlar “dayanılmaz şekilde antisemitik”miş ve “demokratik değerlere yer vermeyen siyasi bir dünya tasavvuru”nu yansıtıyormuş!
“Böyle tavırların propagandasını yapanlar, kendilerini gençliğe örneklikten diskalifiye ederler”miş!
Yani?
Siyonist işgal rejiminin zulümlerini kınamak Yahudi düşmanlığıdır ve dolayısıyla bunu kınayan Yahudiler de Yahudi düşmanıdır!
Gazze’de binlerce masum sivilin terörle mücadele namına taammüden ve hunharca katledilmesine karşı çıkmak demokratik değerlerle bağdaşmaz ve dolayısıyla demokratik değerler Gazze’nin yerle bir edilmesini gerektirir!
75 yıldır işgale, katliama, gaspa, ırkçılığa maruz kalan ve şu günlerde Gazze’de soyları kırılmaya çalışılan Filistinlilerle dayanışmayı savundukları için Greta Thunberg ve yoldaşları gençliğe örnek olamaz ve dolayısıyla gençliğe örnek olabilmek için İsrail’in vahşetini savunmak lazım!
Almanya’da yaşayan 100’ü aşkın Yahudi aydın, sanatçı ve ilim adamının imzaladığı -24 Ekim tarihli- bir açık mektupta “İsrail’e yönelik her eleştirinin antisemitizmle eşitlenmesi” reddedildi, “Gazze’de yitirilen insan hayatları için yas” hakkı savunuldu ve hükümet -genel olarak da siyasetçiler- ifade hürriyetine saygı göstermeye çağrıldı (o açık mektubun altındaki imzaların sahiplerine de selam olsun) ama bu zihniyetin değişmesi çok zor.
Vicdan ayaklanmasına kuvvet diliyorum.
