‘Atatürkçü’ asabiyet demokratlığa manidir
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Şehir Tiyatroları Necip Fazıl, Mustafa Kutlu ve İskender Pala’nın piyeslerini repertuarından çıkarınca, ‘Hani Ekrem İmamoğlu herkesi kucaklayacaktı?’ diye teessüf ettik.
İmamoğlu, Nuri Pakdil’in Umut adlı piyesinin sahnelenmesi için Şehir Tiyatroları’na talimat verdi; bu sefer de ‘Hani İmamoğlu Atatürkçüydü?’ diye teessüf edenler oluyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı kast ederek ‘Biz onlar gibi değiliz, onlar farklı fikirlere tahammül edemiyorlar, halbuki biz farklı fikirlere saygılıyız’ diyor, ama CHP tabanında yaygın olan ‘Vurun Atatürk düşmanlarına!’ asabiyeti kolay kolay aşılacak gibi değil.
***
Sosyal medyadaki sayısız “Atatürkçü” feryadın hülasası mesabesinde bir feryat:
“Biri bizi aydınlatsın, İmamoğlu, azılı Atatürk düşmanı Nuri Pakdil’in 4 yıldır oynatılmayan eserini niye sahneletiyor? Biz her seçtiğimizden hayal kırıklığı mı yaşayacağız, sahneye koyulacak oyun mu kalmamış da Atatürk düşmanlarına fırsat yaratılıyor?”
Bu kafaya göre CHP’li idareciler sadece “Atatürkçüler”e fırsat sunabilirler.
Oy herkesten alınabilir, ama fırsat herkese verilemez!
AK Partili belediye Nazım Hikmet’in piyesini sahnelediğinde iyi, ama CHP’li belediye Nuri Pakdil’in piyesini sahneleyince kötü!
***
Umut’un sahnelenmesine karşı çıkmak gene neyse de, Mustafa Kemal’i eleştirdiler veya “Atatürkçü” asabiyetten yaka silktiler diye insanların hapse tıkılmasını da talep ettirebiliyor bu kafa.
Hatta “Madem Atatürk’e karşılar, öyleyse Atatürk Cumhuriyetinde onlara yer yok; vatandaşlıktan çıkarılsınlar!” bile dedirtebiliyor.
İktidarı eleştirmeye gelince demokrasi ve ifade özgürlüğü havarisi kesilenler, konu “Atatürk” yahut “Atatürkçülük” aleyhtarlığı olunca en yaman diktatörlüğün yılmaz müdafilerine dönüşebiliyorlar.