‘Asıl tehlike İran değil Türkiye’
Londra merkezli ve fakat Katar sermayeli Middle East Eye (www.middleeasteye.net), güvenilir bulduğu bazı kaynaklara dayanarak iddia ediyor:
İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın gizli servis yöneticileri geçen ay bir Körfez ülkesinin başkentinde gizli bir toplantı yaptı.
Toplantının ana konusu, “Türkiye ve İran’ın bölgesel nüfuzunu kırmak”tı.
ABD’deki Donald Trump yönetimi ile Riyad arasındaki ilişkilerin üzerine düşen Cemal Kaşıkçı cinayeti gölgesini kaldırmak da toplantıda ele alınan konular arasındaydı.
***
Sitenin 8 Ocak tarihli ve “How Gulf states hatched plan with Israil to rehabilitate Assad” (Körfez devletleri Esed’i yeniden muteber hale getirmek için İsrail’le nasıl plan yaptı) başlıklı haberine göre, söz konusu toplantıda şu dört karar alındı:
1.Afganistan’daki ABD askerlerini geri çekmek isteyen Trump’a bu konuda yardım edilecek. (İlk adım atıldı; ABD’li yetkililerle Taliban temsilcilerinin Abu Dabi’de bir araya gelmesi sağlandı. Bu buluşmada Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Pakistan yetkilileri de hazır bulundu.)
2.Türkiye’nin -Irak siyasetindeki en büyük Sünni güç olan- Ulusal Eksen Cephesi üzerindeki tesirini alabildiğine azaltmak için “Irak’ta Sünni kartı kontrol altına alınacak”. (İlk adım atıldı; 17 Aralık’ta Riyad’a ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Irak Meclis Başkanı Muhammed El Halbusi’ye, Türkiye’nin Ulusal Eksen Cephesi üzerindeki tesirini azaltması veya bu cepheyle ilişkisini tamamen kesmesi telkin edildi.)
3.Suriye ile diplomatik ilişkiler ihya edilerek ve Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü sağlanarak Beşşar Esed yönetimi İran’ın yörüngesinden çıkarılmaya çalışılacak. Esed’e ‘İran’la ilişkilerini kesmeni değil, ama İran’ın çıkarlarına hizmet etmeyi bırakıp baban gibi İran’la eşitlik ilkesine dayalı bir ilişki kurmanı bekliyoruz’ mesajı verilecek. (İlk adımlar atıldı; 16 Aralık’ta Riyad’ın inisiyatifiyle Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir Şam’ı ziyaret etti, 24 Aralık’ta Esed’in güvenlik danışmanı Ali Memlük Kahire’de ağırlandı, 27 Aralık’ta Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn Şam’daki elçiliklerini yeniden açacağını duyurdu.)
4.Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG güçleri Türkiye’nin müdahalesine karşı desteklenecek.
***
Bizim için sansasyonel değeri olan bir haber değil bu.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır yönetimleri İsrail’le öteden beri can ciğer kuzu sarması ve bunlar başta Suriye ve Irak olmak üzere her yerde Türkiye’nin çarkına çomak sokmak için ellerinden geleni senelerdir yapıyor, biz de bunu senelerdir biliyoruz zaten.
Fakat haberdeki şu bilgiler -hepimiz için değilse de- çoğumuz için yeni olsa gerek:
“(Toplantıya katılan) Yetkililer, bölgedeki başlıca askerî rakiplerinin İran’dan ziyade Türkiye olduğu hususunda da fikir birliğine vardılar ve Türkiye’nin nüfuzunu kırmaya yönelik planlar üzerine durdular. İsrailliler, toplantıda, İran’la askerî yollarla baş edilebileceğini, fakat Türkiye’nin kabiliyet sahasının çok daha geniş olduğunu söylediler. Gelen haberlere göre Cohen (MOSSAD başkanı) ‘İran’ın gücü kırılgan. Asıl tehdit Türkiye’den geliyor’ şeklinde konuştu.”
Şahsen benim göğsümü kabarttı bu satırlar.
Allah utandırmasın.
***
“Yeni Türkiye”nin geçmiş yıllarda insan hak ve hürriyetleri, hukuk devleti, çoğulculuk konusunda telkin ettiği büyük umutları canlandırarak ve yeşerterek gücümüzü tahkim edebilsek, kabiliyet sahamızdaki genişliği asıl o zaman görün.