Ya sisteme uyacaksın ya da emekli olacaksın
Ülke futbolu olarak enerjimizi kavgaya, transfer çalımlarına ve faydasız tartışmalara harcadığımızdan dolayı son yıllarda Avrupa seviyesinden iyice uzaklaştık ve dibi gördük.
Milli Takım EURO 2020’de Şenol Güneş ile Avrupa sisteminin uzağında kalırken Avrupa’nın en kötüsü olarak elemeleri tamamladık. Şenol Güneş turnuva sonu kendisi dışında herkesi suçladı.
Takımın tecrübesiz olduğunu, bu turnuvalara alışkın olmadığını söylese de, Avrupa ile açılan makası, sistemlerin ne kadar değiştiğinden bahsetmedi.
Galatasaray da Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında sistemsizliğin kurbanı oldu. Terim ilk maçta alınan hezimetten sonra ‘Ben Sarı-Kırmızılı taraftardan 3 yıl istedim, onlar beni anlıyordur’ demiş olsa da siz Galatasaray spor kulübü olarak ülkeyi yurt dışında temsil ediyorsunuz.
İstediğiniz süre Türk futbolunun gerilemesine sebep oluyor. ‘PSV Eindhoven bize göre daha hazır bir takım’ olarak anlatsanız da siz ego yapmayıp takımınızın başında dursaydınız takım hazır halde olurdu. Yıllardır transferlere geç kalınıyor, geç geliyor sebeplerinin arkasına saklandık.
Asıl gerçek hiç yapamadığınız sistem oldu. ‘Sahaya çık, haydi aslanım, haydi kaplanım’ ile olmuyor. Önünüzde size en güzel örnek dar kadro ile mucize yaratan Sergen Yalçın’ın sistemi var. Onun elinde daha mı tecrübeli oyuncuları vardı? Falcao, Babel, Diagne, Arda, Feugholi, Muslera gibi oyuncuları yoktu. Bir takımda herkes gelişiyorsa ve krediyi nasıl teknik direktöre veriyorsak takım geriye doğru gidiyorsa da bu fatura hocaya kesilir. Aynı Terim 1996-2000 arası tarih yazarken bunu her yıl 10 transfer yaparak kazanmadı, elindeki oyuncuları geliştirerek yaptı. 2019-2021 bilançosuna bakıldığında ise bu açıdan çok geride kalındı.
Luyindama-Marcao ikilisi gelişmiyor, Ömer geriliyor, Yedlin yerinde sayıyor, Emre Kılınç eski seviyesinden uzak ve son olarak ise Mohammed ilk geldiği günleri mumla arıyor. Şenol Güneş milli takımı ile konu aynı... Fransa’yı, Hollanda’yı dize getiren oyuncularımız turnuvada formlarının çok çok uzağında kaldılar. Mezarlıklara bakın, vazgeçilmeyenler ile doludur.
Gerçekler acı, anlattıklarınız artık çok tatlı gelmiyor. Takımlar olarak yapılan harcamalara bakın. Siz geçmişte başarılar kazanmış olabilirsiniz,
UEFA şampiyonu, Süper Kupa veya bir başkası Dünya Üçüncülüğü almış olabilir ama bunlar eskide kaldı. Teknoloji gibi, futbol da her gün ilerleme kaydediyor. Bu sisteme ya ayak uydurursunuz, ya da yaşlarınız artık müsait emekli olursunuz… Bu aşamada şu çıplak gerçeği de anımsayalım. Avrupa ülkeler sıralamasında 18’inciliğe kadar geriledik. Artık ön eleme ülkesiyiz. Türk futbolu için en kritik ay Ağustos. Avrupa’ya çıkacak olan takımlarımızın yukarı tırmanabilmesi için oynayacağı maçlar hayati önem taşıyor.