Mesele yapı meselesi
Yıllardır eleştirdiğimiz futbolumuz da nelerimiz eksik. Kültürümüz yok. Gitsin, gelsin oyunları oynuyoruz.
Oyun inşa edemiyoruz. Akıllı oyun, oynama sistemini tartışmıyoruz. Elimizdeki tek taktik, ”coşku.” Tedavi yok. Tedavimiz sonuca göre sıkıntılar ortada. Çözüm biliniyor, çözen yok.
Herkes günü kurtarma peşinde. Doğru analizlerden kaçıyoruz. Elimizdeki kaynağı ,işlemeyi ve geliştirmeyi bilmiyoruz. Oyuncu yetişmiyor ve gelişmiyor ülkemizde. Tecrübeli olsa dahi yaşlanan hocalarımız, yeni gelişen sistemlere ayak uyduramıyor.
Tartıştığımız, Kenan’ın ayakkabısı çıktı, baraj eksikti, Mert adamı kaçırdı veya Enes neden oynadı değil. Sorun YAPIMIZ…
Şenol Güneş, sonuç üzerinden yapılan eleştirilere saygı duyarım. Kaybedilen maçtan sonra övgü beklemiyorum. Beklentiyi büyütmek bazen sıkıntılı oluyor.
Beklentimiz ne olmalı, sporseverler olarak hocam? Sadece Avrupa ve Dünya Kupası’na kalabilmek mi?
Geçmişe takılıp, kalmadan yarına odaklanalım ama biz, eskiden ders alamıyoruz, neden hatalarımızı araştırmıyoruz.
Maça dönersek Şenol Güneş, kritik Hollanda maçı öncesi, bazı as oyuncuları dinlendirip az süre bulan oyuncularla maça başladı.
Enes suni çimde daha önce oynadığından dolayı ilk 11 maça başladı. Takımın tek sol belki Rıdvan ise hatalı çimde oynadığından dolayı kulübedeydi.
Kaan-Efecan anlaşması ile kazandığımız penaltıyı suni çim golcümüz kaleciye teslim etti.
Son 6 maçta kalesinde 23 gol gören,3.8 gol yeme istatistiğine sahip Cebelitarık karşısında ilk yarıda penaltı dışında, yakaladığımız şans sayısı sadece bir.
Oyuna giren yıldız oyuncularımız zorlu maçı çözdüler.
Küçük maçların büyük adamı, Hakan girdi attırdı ,attı bizi faciadan kurtardı. Kenan Karaman son sözü söyledi.
Letonya ve Karadağ maçı gibi öne geçtiğimiz maçta, bu sefer üstünlüğümüzü koruduk. Kolay olan maçı zorda olsa geçtik.