İstanbul’un havası misali değişen bir futbol iklimimiz var. Bir sabah kalkıyorsunuz MHK başkanı değişmiş hava bulutlu, öğlen güneş açıyor 5 Avrupa ekibinin scoutu Türk yıldızlarımızı izlemeye gelecek. Kerem 15 milyon euro, Uğurcan 25 milyon euro, Altay 20 milyon euro... Akşam maç sonrası sis çöküyor, gelen ekip 40 yaşında Atiba’ya hayran kalıyor. Diğer sabah, hakem krizi baş gösteriyor. Türkiye Futbol Federasyonu başkanı istifa ediyor. Tam da Spor Yasası’nın çıktığı günlerde.

Kara bulutlar devam ediyor, başlanıyor eski tekrarlamalar. Küme düşme kaldırılsın, lig şaibeli, şampiyonluk tescil edilmesin naralarına. Hatta daha da ilerisi oluyor. Malatya’dan bir milletvekili Cumhurbaşkanı’ndan ricada bulunduğunu belirtiyor, reisim bu sene düşme kaldırılsın.

Futbolun katili diye bağırılan hakemler, elbet yanlış hatalı kararlar verebiliyorlar, çoğu vasat bir yönetim gösteriyor ama sadece onlar mı bu işin aktörleri?

Dört tane küme düşen takımdan başlayalım. Üçünün yolun sonuna doğru başkanları istifa etti, sözde hastalık sebebi ile... Her birinin sezonda değiştirdiği teknik direktör sayıları benzer, linç edilen bir başkan var mı?Pjanic, Teixeira, Batshuayi transferleri yapıp hedef Avrupa diyerek sıfır çekip geri dönen başkanın, görevde kaldığı sürece 70 transfer yapıp başarı yakalayamayan başkanın, bu sezon lig Şampiyonluğu göğüsleyip, kulüp zararı en fazla açıklayan kulüp başkanın hiç mi suçu yok? Avrupa’da küme düşmekten başı dönen sözde yıldızlarımızın hiç mi suçu yok?

Saha ve saha dışında neler oynandığı neler yapıldığı hakkında konuşulan bir şey yok. Yayıncı kuruluşun bu kadar fiyat düşürmesini, kulüplerin borç bataklarından nasıl çıkacağını, futbolumuzun her geçen gün geriye gittiğini çözecek projeler konuşulmaz. Konuşulan tek konu, sessiz kalan, her maça ayrı psikolojik baskı ile çıkan hakemler.

Sonuç olarak şöyle yapılsa; Çoğu başkanın isteği talep doğrultusunda Türk hakemlerini sınır dışı edip yerlerine yurt dışından yabancı hakem ithal edelim, nasıl olsa alıştık ülke olarak ithalat yapmaya…