Düşman Fenerbahçe’nin mi Ali Koç’un mu?
Gündemi sıcak tutmak, anında soğutma konusunda Dünya’nın en iyi ülkelerinden biri olabiliriz. Futbol gündemi o kadar değişken ki ne yazılır, ne çizilir, kimse bilemiyor. Gündem Trabzonspor - Fenerbahçe arasında oynanan lig maçıydı. Şu an hakem eğitmeni bazı hakemler arasında olan konuşmaların sızması, Saadettin Saran adaylığına karşı Aziz Yıldırım’ın nasıl tavır alacağı. Esas başlık konusuna dönersek, Fenerbahçe ya da Ali Koç’un amacı ne? 2 Nisan Olağan Divan Kurulu’nda oylamaya sunulacak kritik toplantı öncesi başkanın bazı gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında bazı maddeler üzerinde karar kılındığı; “Anormalliği normalleştirdiğimiz için bu noktaya kadar geldik. 2 Nisan’da kongre üyelerimizle tüm ihtimalleri istişare edeceğiz. Bütün sponsorlarımızla görüştük, yazılı onaylarını aldık, biz neredeysek, onlar orada olacaklar. Kredilerimiz için bankalarla da görüşeceğiz. Önümüzde kötü, daha kötü ve en kötü olmak üzere üç seçenek var. Alt lige inmek, bir süre için futbol faaliyetlerine son vermek veya yurt dışında bir takım almak da ihtimal dahilinde... Fakat bu kongrede netleşecek. Hangisini yapacağımızı şu anda kesin olarak söyleyemem. Fakat hiçbir şey olmamış gibi davranmayacağımızı garanti ediyorum.” Kötü, en kötü, çok kötü sıralamasında nereden bakarsanız bakın sarı lacivertliler için dönüm noktası; ancak halka arz olmuş bir takımın sadece sponsorlar “bizim yanımızda” demesi konuyu çözümlemeyebilir. Daha önce yine üyelerle yapılan toplantıda çoğu üyenin “ligden çekilelim” yönünde parmak kaldırması sonucu sayın başkan, “siz bunun bize maliyetinin ne olacağını biliyor musun?” diye açıklama yapmıştı.
Şimdi gelinen noktada yaklaşık 10 milyar TL borcu aşan bir kulüp, bunun altından nasıl kalkacak? Diğer bir konu ise, ben buradayken Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacaklar sözü. Evet, sarı lacivertliler 2011 sezonundan itibaren kurulu bir yapı ile uğraşıyor. Bu yapıya karşı eski başkanı taraftarı ile dik bir duruş gösterdi, cezasını çekiyor mu, çekiyor. Ancak güne dönersek, şimdi sarı lacivertliler bu yapı ile mi karşı karşıya, yoksa başka bir yapı mı var? Yorumcu Rasim Ozan Kütahyalı; Türk futbolunun rahatlaması için Ali Koç’un istifa etmesi gerektiğini söylerken, kimlerin bunu istediği hakkında açıklama yapmıyor. Aziz Yıldırım son açıklamasında; “Fenerbahçe Başkanı’nı kim şampiyon yapmak istemiyor? Adı ne? Adını koymadan mücadele olmaz. Biz adını koyduk, FETÖ dedik. Bütün camia hep beraber mücadele ettik.
Toplumsal olarak tepki koymamız lazım. Düşman belli değil.” Fenerbahçe düşman diye tarif ettiği yapıyı biliyor ise mücadele etmesi daha kolay olacaktır. Ancak görünmeyen hayali bir yapı varsa, işin içinden çıkması çok zor.” dedi.
BÜYÜKEKŞİ’Yİ KİM SEÇTİ?
Merakla beklenen disiplin kurulu sevkleri yapılamadı. Yapılanlar kulüpler ve başkanlar üzerinden. Maç biteli 11 gün geçmesine rağmen (Perşembe akşamı) halen kayıt incelemesi yapıldığı söyleniyor. Karar ne zaman çıkar, seçim sabahı olabilir mi? Burası Türkiye olabilir! Sızıntı montaj olayları ise dibe vuran futbolun artık ne halde olduğunun göstergesi. Bir film çekiliyor, oyuncu kim, yönetmen kim, hepsi hayali.
Bir taraf FETÖ ayağı diyor, diğer taraf Gürcistan tarafından hakemlere baskı var, Fenerbahçe ve bazı kulüpler işin içinde Büyükekşi ve yöneticileri var, çözeni hapise atar bu sistem… Kulüp başkanlarına her birine sorsanız bir kaç kulüp hariç “biz seçmedik” derler Türkiye Futbol Federasyon başkanını. Kapalı kapılar altında da acaba öyle mi? Dursun Özbek TFF çok memnunuz, görevlerini çok iyi yapıyorlar, bir hafta sonra tasını tarağanı alıp gitsinler biz Galatasaray olarak istemiyoruz. Sayın Ali Koç bir hafta başkana sarılmalar, diğer hafta “kendisini seviyoruz ama istifa etmesi gerekir” Son açıklamasında sürekli “TFF’yi siz seçtiniz” diyorlar, sinirleniyorum. Biz seçmedik, önümüze tek seçenek koydular, başka şansımız yoktu. Seçenek sunulan yer sanırsak, siyaset. O zaman şöyle soralım başkanlar diğer değişle iş insanları futbolun içine siyaseti kim soktu?