Ülke futbolu olarak bazen inanılması güç istatistiklere imza atıyoruz. Hollanda karşısında yorulmadan 4 gol Norveç deplasmanı 3 gol. Geçmişte İngiltere’ye resmi maçlarda gol atamamış bir takımımız vardı.
Bugün yeni jenerasyonumuz için grup liderliği, dışında büyük turnuvalarda Final oynama söylemleri bile başladı, erken olsa da.
Sıkılaştırılmış takvimde 1 haftada 3 maç oynamamız ve nazar olarak gördüğümüz hastalık ve sakatlarımıza rağmen kazanma alışkanlığı olan iskelet kadromuzda Letonya karşısında da Caner dışında değişim olmadı.
Rakip Letonya ise kaybettiği 2 maça nazaran Kames’i kesip her iki kanada da 2 şer bek oyuncusu koyarak, sahaya 2 ofansif oyuncusu ile çıkarak alan savunması anlayışı ile bizi durdurup, kontra hücum anlayışı ile sahaya çıktı.
Üçüncü maçımızda da golü atmak için çok beklemedik. Çalhanoğlu’nun asisti ile sahalarına girer girmez Kenan’ın güzel şutu ile ağları bulduk.( Bu gol Mart 2014 den sonra Milli Takımımızın en hızlı golü olarak kayıtlara geçti.)
Defansif anlayış ile maç boyu kapanacak izlenimi veren Letonya kalesinde gördüğü erken golle, defans bloğunu biraz öne çıkarınca, tempolu istediğimiz pozisyonları rahatça bulabildik.
Rakip ceza sahasına girmeden uzaktan şut geleneğimiz bu maçta da devam etti, Caner ile direğe takılsak da, Hakan ile golü bulup rahatlar gibi olacaktık derken, dakikalık bir motivasyon kaybımız ile ani bir kontra ile kalemizde golü gördük. Moral bulan Letonya kalemize gelmek istese de Bizim Çocuklar önlemi erken alıp oyuna döndüler, ilk yarıyı istediği gibi bitirdi.
İkinci yarıya da Mert Müldür’ün becerisi ile kazandırdığı penaltı ile başlayan Milli takımımız ilk yarıda olduğu gibi rahatlığa geçemeden 2 golü kalesinde gördü.
Güzel goller attığımız maçta, kolay gol yemek dengemizi biraz bozdu.
Oynadığımız 2 maçta stoperlerimizin arasına girerek, onları rahatlatan Okay Yokuşlu’nun bu maçta biraz yorgunluğu olunca kolay gol yememize de etken oldu.
Bazı oyuncularımızın yorgunluğu oyundan düşmesine Şenol Hoca’nın erken müdahalesi de etki etmedi, ve kabus dolu bir ikinci yarı oynadık, favori olarak çıktığımız, istatistikler olarak önde olduğumuz bir Letonya karşılaşmasını da kazanamadık.
Denizleri okyanusları çok rahat geçtik ama, derede can simidi takmak zorunda kaldık. Aldığımız beraberlik biraz moralimizi bozsa da Eylül ayına kadar, burayı fazla düşünmeyeceğiz.
