Kerry-Lavrov mutabakatı ne anlama geliyor?
ABD ile Rusya’nın Suriye mesaisinin sembol şehri haline gelen Cenevre’de cuma günü Kerry ile Lavrov bir anlaşmaya vardıklarını ilan ettiler. Pazartesi uygulamaya girecek olan anlaşma kısaca şu noktaları içeriyor: Çatışmaların kısmi olarak durdurulması ve çatışmalardan zarar gören bölgelere insani yardımın gönderilmesi... IŞİD ve Nusra Cephesi’nin (isim değiştirmesine rağmen) bu anlaşmanın dışında tutulması ve Ahrar-ü Şam’ın da bu anlaşmaya uymayacağına dair beyanatları çatışmaların ancak kısmi olarak duracağını göstermektedir.
ABD, bu adımın siyasal süreç için bir ön adım olacağını ümit ettiğini belirtti. Lavrov’un açıklaması ise anlaşmanın asıl mahiyetini daha açık bir şekilde ortaya koymaktaydı. Lavrov, Kerry ile vardıkları anlaşmanın en önemli özelliklerinden birinin, Suriye topraklarında ılımlı muhalefet ile teröristlerin birbirinden ayrılması olduğunu ifade etti. Zaten ABD ile Rusya, ‘terörist’ unsurlarla daha etkin mücadele etmek için Ürdün’deki bir koordinasyon merkezi aracılığıyla daha fazla işbirliğine gidecekler gibi gözüküyor. Rejime daha fazla imkan sağlayan bu anlaşma, muhalefetin hareket alanını daha fazla kısıtlayacak gibi duruyor.
Suriye muhalefeti zaten uzun süredir iki yönlü bir dizayna tabi tutuluyor. İlki, ABD ve Rusya Suriye’de IŞİD’in yanına başka İslamcı örgütleri de katarak Suriye muhalefetindeki İslamcı tonu azaltıp, muhalefeti güçlü bir şekilde savaşma motivasyonu ve kapasitesine sahip olan gruplardan arındırmaya çalışıyor. Şu anlık her ne kadar sadece El Nusra’nın adı zikredilse de muhtemelen önümüzdeki dönemde Ahrar-ü Şam’da El Kaide parantezi içerisine alınıp hedef listesine konulacak. Dün çeşitli medya organları Ahrar’ın anlaşmaya uymayacağını ilan ettiğini duyurdu. Eğer bu doğruysa, bu hem ABD hem de Rusya’nın daha geniş bir şekilde bu örgütü hedef almasını sağlar. IŞİD’den farklı olarak Ahrar ile El Nusra’nın bulundukları bölgeler ile genel Suriye muhalefetinin konuşlandıkları bölgelerin iç içe geçmişliği dikkate alınacak olursa, Ahrar ve El Nusra cephesine karşı girişilecek bir hava bombardımanı kaçınılmaz olarak diğer Suriye muhalefetini de kısmi olarak hedef alacak ve zayıflayacaktır. Bu da dolaylı olarak rejimin işini daha kolaylaştıracaktır.
İkincisi, ABD Suriye’de ÖSO’dan bağımsız olarak seküler kodlara sahip Suriye Demokratik Güçlerini kurup serpilmesini sağlayarak Suriye muhalefetini daha fazla sıkıştırıyor. Daha önce de belirttiğim gibi ABD’nin SDG’ye sadece IŞİD ile mücadele bağlamında bir rol biçtiğini düşünmek naiflik olur. ABD, SDG’yi Suriye’nin geleceğinde yer alması gereken bir güç olarak tasavvur ediyor. Bu da ÖSO’nun Suriye muhalefetinin ana adresi olma iddiasını zayıflatacaktır. İki yönden yapılan baskıyla muhalefet terbiye edilmeye ve pazarlık masasında minimuma razı edilmeye çalışılıyor. Zaten ABD - Rusya arasında bugüne kadar yapılan bütün görüşmelerde muhalefeti minimuma razı etme konusunda bir anlayış birliği olduğunu gözlemleyebiliyoruz.
Son olarak, Lavrov - Kerry görüşmelerinden anlamlı bir çözüm beklemek pek gerçekçi değil. Öncelikle ikisinin öncelikleri ve Suriye’de meselenin ne olduğuna dair algıları ve Suriye’de sahada mücadele eden güçler ile bölgede Suriye meselesinden yakından etkilenen ve onunla ilgilenen aktörlerin öncelik ve algıları arasında derin bir uçurum var. ABD ve Rusya’nın kullandığı söylem ve eylemlerine bakacak olursak, Suriye krizini önemli ölçüde bir insani dram ve ‘terörizm’ meselesine indirgediklerini görüyoruz. ‘Terörizm ile mücadele’ ikisinin sadece ortak kesişim kümesi olmakla kalmıyor aynı zamanda Suriye’de temel önceliklerini oluşturuyor. Suriye’de “mesele ne” ve “çözüm ne olmalı” konularında sahadaki ve bölgesel güçlerle temel iki uluslararası aktör arasındaki makas devam ettiği sürece, Rusya ile ABD’nin görüşmelerinden çözüme dair sahici bir çıkış veya perspektif beklememek gerekir.
Peki bu görüşmeler ve antlaşmalardan ne çıkar? İnsani dramda geçici bir azalış ve donmuş bir kriz. Daha açmak gerekirse, Suriye’deki krizi mümkün mertebe insani dram ile terörizm parantezine hapsetmeyi tercih eden ABD-Rusya’nın üzerinde uzlaştıkları anlaşma metni de çözümden ziyade krizi dondurmayı hedefliyor. Bu anlaşma da muhtemelen Rusya ile ABD’nin Şubat ayında üzerinde uzlaştıkları fakat pek uygulanamayan anlaşmayla aynı kaderi paylaşacak.