Rusya Suriye'ye neden daha önce yardım etmedi?
“Rusya Suriye’ye neden daha önce yardım etmedi?”
Rus Haber Ajansı Sputnik muhabiri Hediye Levent tarafından sorulan bu soru, Suriye Şam Araştırma Merkezi’nden Turki El Hasan tarafından cevaplandı.
Turki El Hasan buna;
"ülkedeki kriz, siyasi ve askeri olarak dikey ve yatay süreçlerle ilerledi ve Rusya'nın müdahalesi için uygun siyasi zemin yeni oluştu"
şeklinde cevap veriyor ve devam ediyor;
“Rusya'nın siyasi manevrası ve Suriye'de kimyasalların yok edilmesi sürecinden sonra tehdidin tırmanışı durdu ve yatay sürece geçildi. Yatay süreçte, Suriye'deki krize dahil olan bütün ülkeler Suriye'de ‘teröristlerin ve radikallerin varlığına ikna oldu ve siyasi çözüm söylemleri öne çıktı”
“Rusya, müdahale için 14 ay bekledi. Koalisyonun IŞİD'e karşı operasyonlarının başarısız olduğunu herkes itiraf etti. Bu saldırılar olurken IŞİD daha da güçlendi, daha çok yere yayıldı.”
Elbette ki Rusya’nın Suriye Esad rejimine desteği hiç kesilmedi, burada sözü edilen yardım, Rusya’nın fiilen çatışmalara dahil olması.
Rusya BM’deki rolünü her zaman Esad lehine oynadı, rejime istihbarat, teknik destek ve silah sağladı.
El Hasan’a bakarsak Rusya, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanımı suçlamasından aklanmasa da tekrarının engellenmesinin kesinleşmesini beklemiş ve IŞİD gibi bir büyük tehlikenin kendisinden başka kimse tarafından durdurulamayacağına karar vererek savaşa müdahil olmuş.
Yani Rusya 14 ay, sırf Esad’ın savaş suçlarının uluslararası kamuoyu nezdinde normalleşmesini bekleyip, sonra da tümüyle insani ve ahlâki sebeplerle müdahalesini gerçekleştirmiş.
Peki gerçek bu mu?
Rusya’nın, halihazırdaki hakimiyet alanı olan eski SSCB ülkeleri dışında tek bir askeri üssü bulunuyor. Bu, aslında bir ikmal limanı olan Tartus.
Tartus, örneğin son günlerde İsrail kökenli bir manuplasyon sitesi olan Debka’nın yaydığı, Çin’in bölgeye Rusya’ya yardım için indiği yalan haberine konu olan eski Varyag yeni Liaoning uçak gemisinin yanaşabileceği büyüklükte bir liman değil.
Rusya’nın Tartusda önemli bir askeri yığınağı da bulunmuyor.
Yine de Tartus, hem Rusya’nın Ortadoğuya açılan kapısı ve hem de Akdenizdeki varlığının önemli bir parçası.
Ve tabii hepsinden önemlisi de eski SSCB döneminin özlemiyle yanan Rus halkının zaafiyetinin üzerinde yükselen Putin’in eskeri güç odaklı politikalarına bağlı prestij algısı..
Aslında yukarıda Tartus ile ilgili yazılanlar “di”li geçmiş zaman kipiyle yazılmalıydı çünkü geride kaldılar.
Artık Rusya’nın Suriyede giderek artan bir askeri yığınağı, Tartus üssünü büyütme planları, bir geçici hava üssü (Humeymim) ile sivil ulaşıma kapatılarak askeri amaçlara yönlendirilen Lazkiye havaalanı ve kim bilir daha neleri var..
Buradaki “kim bilir?” ise lafın gelişi.
Çünkü Rusya, Suriye arenasını silah endüstrisinin bir reklam ve deneme platformu olarak kullanmak konusunda oldukça başarılı.
Örneğin Lazkiye Havaalanında uçakları gösteren bir film, güya yanlışlıkla ve kısa süreliğine bir elektronik karıştırıcı olan Rus gizli silahı Krasukha-4’ü görüntülüyor ve bu bilgi viral olarak yayılıyor.
Rusya’nın dünyanın en büyük silah satıcılarından biri olma özelliği de bu savaşın parçalarından ve kuşkusuz ki Suriye stratejisinde belirlileyici sebeplerden biri.
Rusya’nın Çatışmaya fiilen katılımına geçen sürece bakıldığında da bu açıkca görülebiliyor.
Özellikle BM’deki veto yetkisi ile uluslararası arenada ve gönderdiği silahlarıyla savaş alanında verdiği destek, fiilen çatışmanın içine dalma evresine ancak stratejik İdlib muhaliflerin eline geçtiğinde, Esad rejimi sona en yakınken gerçekleşti.
Böylece Rusya Esad’ın en sıkıştığı anda devreye girerek, isteklerini karşısındaki en zor durumundayken dayatabildi ve şimdi tarihindeki en büyük üslerden birini Suriyeye kurmaya hazırlanıyor.
Putin’in basın danışmanı Dmitriy Peskov’un gazetecilerin konuyla ilgili sorularına verdiği hırçın cevaptan da, söz konusu soruya konu, Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Rusya’nın Suriyedeki operasyonları yöneten Operasyon Dairesi Başkanı General Andrey Kartapolov’un, “Bir Suriye’de mevcut Tartus deniz üssü yanı sıra ikinci kara üssü kurmayı düşünmüyoruz. Asıl planımız tek bir üs oluşturmak. Burada Rusya silahlı kuvvetleri deniz, kara ve hava birlikleri bir arada yer alacak” demeci bunu gösteriyor.
Küçülmüş ve Baas rejimiyle yönetilen bir ülkecik ile de bu üssün etrafında bir güvenlik duvarı oluşturulacak.
Bu olası ülkenin sınırlarını tahmin etmek de zor değil. Suriyedeki Rus hava gücünün bombaladığı yerlere bakmak yeterli.
Sözün özü Rusya, artık Suriye’den kalan ne varsa onu ele geçirdi ve geçirmeden önce de iyice zayıflasın diye bekledi.
Ne Suriyede siyasal bir çözümden yana ne de IŞİD tehlikesi umurunda.
Bütün bunlardan geriye bir tek ve önemli soru kalıyor;
Rusya Suriyede kurduğu bu oluşum ile ne yapacak?
Belki de amacı askeri teknolojisinin reklamını yapmak ve yine silah satmaktır.
Biz yine de sorunun asıl cevabının, o silahların satın alınmasını gerektirecek koşulları yaratmak olmadığını umalım.