Yeni anayasa mı?
Tarihimizde ilk defa asgari ücret tek bir Cumhuriyet Altını alamaz hale geldi… Diyanet, gene ilk kez “emekliye ve asgari ücretliye fitre verilebilir” açıklamasını yaptı.
İnsanların bir marketin yola döktüğü gıdaları kapıştığı görüntüler çoğalıyor…
Toplumsal vicdanı yaralayan adaletsizlik duygusu da yoksulluğa eşlik ediyor.
Adaletsizlik yoksulluğu besliyor…
Adaletsizlik ekonomiyi sarsalıyor.
Bu haftanın en sarsıcı ekonomik gelişmelerinden biri de TÜSİAD krizi sonrası Merkez Bankası’ndan yaklaşık 10 milyar dolar dövizin çıkışı oldu.
Bir haftada 10 milyar dolar çıkış, dehşet.
Bu arada “kararsızlar partisinin” oyu da sürekli artıyor.
Asal Araştırma’nın son anketinde “sandığa gitmeyeceğim, oy vermeyeceğim” diyen kararsızların oranı yüzde 37’ye yükseldi.
Yönetilemeyen ve sistemli bir şekilde yoksullaşan halk siyasetten umudunu kesiyor. Bu çok tehlikeli…
İnsanlarda, toplumsal sorunların çözüleceğine dair umudun yitiyor olması, bireyin daha da yalnızlaşmasıyla, artan baskı ortamında toplumsal dayanışmadan uzaklaşmasıyla sonuçlanabiliyor.
Kendisini, ailesini, geleceğini tehdit altında gören, günlük yaşam gailesinin her an artan zorluklarıyla boğuşan milyonlar…
Ortak hayatın en belli başlı sorunu şüphesiz geçim derdi.
Ne yazık ki milyonların derdi ile siyasetin dertleri arasında uçurum var. Siyasetin ikbal kavgası tüm kaygıların üzerinde.
Halk sürekli ve düzenli fakirleşirken Ankara’nın gündemi erken seçim, yeni anayasa tartışmaları ve transferler…
AKP’nin son kongresinde yaptığı transferler bu hafta çok konuşuldu. Detaylara girmek niyetinde değilim. Siyasi etik vs…
Belli ki kendi ikbali için AKP’nin bu transferlere ihtiyacı var. Hem de hala çekim merkezi olduğunu gösterme çabası içinde.
İlk elde TBMM’de 360 ve hatta mümkünse 400 reye ulaşmak istiyor.
AKP’nin gündeminde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıklıkla söylediği bir anayasa değişikliği var. Nitekim Serap Yazıcı Özbudun’un transferinin de bu anayasa değişikliğinin, özellikle de Kürt siyasetine yönelik etkili bir mesajı olduğu yorumları yapılıyor.
Rahmetli eşi Ergun Özbudun Hoca, 2007 yılında AKP’nin sivil anayasa ismini verdiği anayasa taslağını hazırlayan akademisyen heyetinin başkanlığını üstlenmişti. Serap Hanım da bu çalışmalarda Hoca’nın yanında idi.
Ergun Hoca’nın, hep tartışmalı olan vatandaşlık tanımı, inanç özgürlüğü gibi başlıklarda seçenekli maddeler ile düzenlediği anayasa taslağı, tepkiler üzerine öylece kaldı. Sonrasında yaşanan olaylar ile siyasi iktidar da zaten başka ufuklara yelken açtı.
Şimdi amaç ne yapıp edip hep iktidarda kalmak…
Terörsüz Türkiye yolculuğu, İmralı Heyeti, Öcalan’ın beklenen açıklaması ve sözü edilen anayasa değişikliği…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden adaylığı, yürümeyen, sıkıntıları olan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin reforme edilmesi, belki parlamenter sisteme dönüş…
Yaptıkları ve yapacakları her hamleyle iktidarda kalmanın yollarını arıyorlar.
İşte böyle hazırlıklar varken muhalefet, siyasal iktidarın muhtemel planlarını yok sayar gibi… Yok sayınca da ciddi bir alternatif için hazırlıklı ve kararlı duruş eksik kalıyor…
Nasıl tavır alınacağı, ne yapılabileceği, demokratik bir rejime dönüş için sağlıklı ve etkili bir yolun ne olabileceği tartışmaları buharlaşıyor.
Derin yoksulluk, ağır baskı, hukuksuzluk, adaletsizlik, bütün bunlara rağmen muhalefet neden istenilen yerde değil, eksik olan ne?
Galiba en temelinde siyaset kurumunun toplumsal dertlerden kopuşu var…Muhalefet milletvekili olup transfer olanlara bakmak yeterli.
Genel başkanların belirlediği listelerin ne kadar sağlıklı olduğu ortada…
Halkın kendi verdiği oyu denetleyebileceği, demokratik, etkili bir sisteme başta siyaset kurumu direniyor.
Zaten o yüzden de ilk düğme yanlış iliklenmiş oluyor.
Siyaset kurumunun demokratikleşmesi, 12 Eylül yadigarı olan kırk küsur yıllık yasaların değiştirilmesi, artık gidilemez noktaya gelinince mümkün olacakmış gibi duruyor.
Ama hiç olmazsa siyasal iktidarın önce anayasa değişikliği, sonra seçim gibisinden muhtemel oyun planlarına karşı muhalefet tarafından etkili karşı çözümler üretilebilse…
Yolsuzluk, yoksulluk, adaletsizlik çıkmazında halk muhalefetini arıyor.
Depremzedeler gibi yıkıntılar arasında bağırıyor:
“Orada muhalefet var mı?”
Bir ses verin…















YENİ ANAYASA **
Yanıtla (1) (0)Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun Yeni Anayasa konusundaki görüşleri:
1. Bu meclis dört yıl için yasama yetkisi almıştır.
2. Meclis üyeleri mevcut anayasaya sadakat yemini etmiştir.
3. 1. ve 2. Maddede belirtilen nedenlerle bu meclisin bir yeni anayasa yapma yetkisi yoktur.
4. Yeni bir anayasa yapma şartları oluşturmak için,
a. Evvela halkın yeni bir anayasa isteyip istemediği referanduma sunulur.
b. Nitelikli çoğunlukla kabul edildiği takdirde baraj
Cumhur ittifakı iktidara yeni gelmiş gibi cek'li, cak'lı konuşuyor. Millet'in yüzde yetmişi açlık sınırında debelenip duruyor
Yanıtla (1) (0)Üniversitelerden, sendikalardan hiç ses çıkmıyor
Yanıtla (1) (0)Yeni anayasa degil derhal secim istiyoruz.
Yanıtla (8) (0)Genel af yapılmadan, hemen seçim şart. Yoksa sosyal düzen alt üst olacak. Can mal ırz güvenliği kalmayacak. Beka için seçim.
Yanıtla (0) (0)halk, muhalefet milletvekillerinin de memleketin değil kendi çıkarlarının peşinde olduğunu görüyor. mllletvekilliği emekliliği ve trafik cezalarının meclisce ödenmesine karşı çıkmaması, muhalif vekillerinin belediye başkanlarının da kendi yakınlarını işe alması, liyakate önem vermemesi, maddi çıkar karşılığı iktidar partisine geçmeler, muhaliflerin halka umut verememesi, vs. vs. yok aslında birbirlerinden çok farkları...
Yanıtla (5) (0)Vekil aylıklarını asgari ücretin x katını geçemez diye karar a bağlasınlar bak bakiimm no’luyor?
Yanıtla (1) (0)Umutsuzluk ateşi yakmak, iktidarın taktiğidir. İktidarın meclis çoğunluğu ile yaptığı avantajları niye muhalefete yüklüyorsun.
Yanıtla (0) (0)Dünden bugüne siyasi hayatımızdaki hiçbir şey sürpriz değil, bir bakıma her şey adım adım geldi!
Yanıtla (0) (0)Çoğumuz haklı olarak demokrasi azlığından şikayetçiyiz bugün…
Bu kadarını da hiç görmemiştik!
Tamam da, son yüzyıl içinde klasik bir demokrasiyi hiç yaşamadık ki…
Zihniyet anlamında ve yerli, milli rövanş sarmalında sallanıp gidiyoruz işte…
Yanılıyorsun, 1960'dan 1980'e kadar parti barajı yoktu. Barajı aşamayan partilerin oyları büyük partilere aktarılmıyordu.
Yanıtla (0) (0)Kararsızlık, sandığa gitmemek... gibi eylemler... bunlar saçmalık. Halkın önceliği Bu iktidar, iktidardan nasıl uzaklatırılır bu düşünülmeli...
Yanıtla (3) (0)Ne desin Akp'den bıkan vatandaş, Muhalefete vereceğim oyumu dese İşini kaybedecek, Yardım kesilecek, çevresindeki Akp'li abiler ablalar üzerine çullanacak korkusu hakim. Bunun için karasızım, oy kullanmayacağım diyerek kem gözlerden saklanıyor.
Yanıtla (0) (0)Akli evveller önce normalleşme diye başladı ve hemen sonra CB adayını demokratik yoldan seçiyoruz kibirliliğini sıraya koydular. Bu yüksekten bakan tavirlar, halkın sıkınıtıllarını sadece salon konuşmalarına alma ukelalığını yaptilar. Ve Akp, yargı eliyle bastırmaya başlayıp sopayı sallamaya başlayınca vatandaş korktu ve kimseye güveni kalmadı! Hadi CB adayini seçtiniz sonra? Elinizden alan mı vardı? Chp bu gidişle kendi başını yiyecek gibi.
Yanıtla (0) (1)saygı değer figen hanım bir ülke için en büyük talihsizlik şu ortaya koyduğunuz tablo olsa gerek ammaa kimin ne kadar umurunda...
Yanıtla (1) (0)Ben de kararsızladanım. Kararsızlığımda kararlıyım. Seçime gidecek fakat geçersiz oy kullanacağım.
Yanıtla (0) (9)Tabii ki sizin tercihiniz. Ama bu mevcut yönetim devam etsin demektir. Diğerlerinden emin olamadığınız için kararsız kalmak normal ama mevcuta yarayan bir durum oluşmasını seyretmek üzücü.
Yanıtla (4) (0)Figen Hanım Türk siyasetinin acı veren tablosuna ışık tutmuşunuz…
Yanıtla (2) (0)Bu ülke, iktidar ve muhalefetin çözüm üretmeyen mücadelesine kurban gidiyor, mutlu değil; zamanını, insanını, kaynaklarını, geleceğini kaybediyor!
Siyaset kurumu sınıfta kaldı, dediğiniz gibi, halk sahipsiz, Türkiye çoktandır çok kötü yönetiliyor!
İtiraf etmeliyiz ki, kimseyi beğenmeyen, sağlı, sollu çok bilmiş aydınlarımız da belli ki kalite itibariyle yetersiz…
Keyfilikler diyarında düzen istenmez. Düzenin nizamın temelini teşkil eden Anayasa ve dahi yasa hiç istenmez. Bunlar birer vesayet aracı, bağ olarak görülür.
Yanıtla (2) (0)Utts büyük bir sorun asgari ücret ve fakirlik büyük sorun bunlar gündem yapılmalı seçim umut sandığa sahip çıkılmalı ortada olmayan göstermelik anka dan fayda yok
Yanıtla (0) (0)Anayasaya uyulmadıktan sonra yenisi eskisi ne fark eder,
Yanıtla (7) (0)Orada kalmış muhalefet. Çok güzel tespit. Kal gelmiş belkide:( Bir vekilin transfer olması niye? Diye sorsak SİZ MASA KURDUNUZDA… diye başlarsa söze. Herneyse..
Yanıtla (0) (4)Yönetenler durumu çok iyi kullanıyor, belediyeleri tek tek değiştiriyor vs.
(Tüm belediyeleri kapatıp BÜYÜK ŞEHİR şubesi yapmalı bence. Ciddiyim)
İbb nin de kayyuma devrini isteyecek sayı CeHaPe nin kim başgan ADAYI! ossun varsın sayısını geçermi sandık kurulsa emin değilim
GÜNAYDIN MUTLU SABAHLAR iktidarının biteceğini anlayan bu iktidar ve başı devam etmek için her türlü yolu deniyorlar anayasaya rağmen üç defa seçilen sayın cumhurbaşkanı ömür boyu kalabilmek uğruna hak hukuk adalet ve demokrasiyi bitirdi şimdide rakibini bitirmeye çalışıyor EFENDİM
Yanıtla (5) (0)Muhalefet ne yapsın sahte ithamlarla mahkemelerden çıkamıyorki her gün bir yalan bir iftira değnekçi çok ülkede
Yanıtla (13) (1)