Mehmet Şimşek Bey, var mı fiyakalı bir cevabınız?
Türkiye sürekli fakirleşen, adalet duygusunu neredeyse tümüyle yitirmiş acıklı bir ülke oldu.
Sadece dünkü Çorlu Tren Kazası duruşma sonucu, Mısra Öz’ün yüreğinden kopan çığlığı her şeyi fazlasıyla anlatıyor.
Bu sefil vaziyetten kurtulmak için yapılması gereken birçok iş var.
Onlardan biri de kısaca FATF olarak bilinen “Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu”nun Gri Liste’sinden çıkmak.
1989 yılında G-7 ülkeleri tarafından kurulan bu grup, kara paranın aklanmasıyla mücadeleye ilişkin tavsiyeler listesi oluşturmuştu.
Gri Liste, bu mücadeleyi yeterince yapmayanların sıralandığı liste.
Türkiye’nin içine düştüğü sefaletten kurtulabilmesi için birçok sorunu çözerken Gri Liste’den de çıkması gerekli.
Neden?
Çünkü Türkiye’nin gri listede yer alıyor olması yabancı bankalarla ve yatırımcılarla olan ilişkilerini belirliyor.
Dış yatırım çekme sürecinde uluslararası otoriteler, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde itibar kaybına uğrarken, bu durum bankacılık işlemlerini de olumsuz etkiliyor.
Dış ticaret ağı yüksek olan Türk şirketlerinin ekstra denetimler ve yükümlülüklerle karşılaşmasına da neden oluyor.
Bu bağlamda gri listede yer almak, yüksek dış finansman ihtiyacı olan Türkiye ekonomisine yabancı yatırım ilgisini azaltırken, dış ticareti ve pazar paylarını da daraltıyor.
Gri listeden çıkmak, kara para aklamadan çıkmak…
Daha da önemlisi uyuşturucu bataklığından kurtulmak demek.
Mehmet Şimşek 1 Kasım 2023’te şöyle demişti:
“Biz ne gerekiyorsa yapıyoruz. FATF bünyesinde 27 Ekim tarihinde bir toplantı yapıldı. Ülkemizin gri listeden çıkması için öngörülen eylem planındaki maddelerden sadece bir hususun kaldığının altı çizildi. O hususu da size anlattım; kripto varlıklara ilişkin yasal düzenleme. O konuda da inşallah en kısa sürede Meclis’imize düzenlemeyi sunacağız. Eğer siyasi başka türlü mülahazalar olmayacaksa ülkemizin gri listede kalması için hiçbir sebep bu çerçevede kalmamış olacak.”
FAFT’ın 21-23 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştireceği genel kurula kadar, en geç Ocak ayı sonunda kripto yasasının çıkacağı söyleniyordu.
Biz de umutla 21-23 Şubat 2024 tarihinde alınacak kararları beklemeye başladık.
Gri Liste’den çıkacağız ve ihtiyaç duyulan yeni taze para gelmeye başlayacak…
Aaa, ne görelim?
Birleşik Arap Emirlikleri, Uganda, Barbados gibi ülkeler gri listeden çıktı da Türkiye çıkamadı.
Haldır haldır arayıp duruyorum, Türkiye’nin Gri Liste’den neden çıkamadığını bir türlü öğrenemiyorum.
Hiçbir yerde neden Gri Liste’den çıkamadığımızı derli toplu anlatan bir haber bulamadım.
Ama toplantı biter bitmez Mehmet Şimşek gene herkesten ve her şeyden önce devredeydi…
24 Şubat günü şöyle diyordu:
“FATF ekibi tarafından Türkiye’ye yapılacak ziyaret akabinde hazırlanacak değerlendirme raporu haziran ayındaki Genel Kurul toplantısında ele alınacak ve bu toplantıda ülkemize yönelik gri liste kararının kaldırılması bekleniyor.”
Bakıyorsunuz bol salçalı bir propagandayla Haziran’da çıkacağımız söylentisi anında tüm kanallardan yayılmaya başlanmış…
İyi de biz hani Şubat’ta çıkacaktık. Ondan söz eden yok.
Şimdi en azından iki soru var cevap bekleyen:
1-Kripto varlıklara ilişkin yasal ve teknolojik düzenlemeyi FAFT’ın verdiği son tarihlere kadar neden yapamadık?
2-FATF neden Türkiye’ye ziyaret sonrası görüş bildirecek?
FATF, 2021’de Türkiye’nin kendileri ile çalışma ve kara para aklama sisteminin etkinliğini güçlendirmek için üst düzey siyasi taahhütte bulunduğunu söylemişti.
Şimdi de çok hayati bir noktaya temas ediyor:
“FATF, kara paranın aklanmasının önlenmesi ve terörizmin finansmanı ile mücadele reformlarının uygulanmaya başlandığını ve sürdürüldüğünü, uygulamanın gelecekte de sürdürülebilmesi için gerekli siyasi kararlılığın devam ettiğini doğrulamak amacıyla yerinde bir değerlendirme yapılmasını talep etmektedir.”
FATF diyor ki “siyasi taahhüt verildi, hem de üst düzey. Ama bir de kararlılık olması gerek.”
Kararlılık var mı, ona bir bakalım.?
Galiba bulamadığım asıl cevap bu…
Uyuşturucu başta, kara para ile kararlı ve sürekli bir savaşım söz konusu olacak mı? Galiba durumu belirsiz görüyorlar ve iş bundan dolayı uzayıp duruyor…
İçeride işler kolay; algı yönetimi…
Uydur uydur söyle.
Sorgulayan yok.
Malum medya zaten “hazır olda duran” bir emir eri.
Muhalefet ise… Bir zamanlar bir muhalefet vardı gerçekten ama onu da kaybettik gibi son zamanlarda.
Böylesine rahat bir ortamda her istediğini söyleyip kalabalıkları ikna edebiliyorsun.
Ama elin oğlu yemiyor.
“Şubat’ı beceremediniz, Haziran” diyor.
Biz de soruyoruz: Uganda listeden çıktı, Türkiye niye çıkamadı?
Mehmet Şimşek Bey, var mı fiyakalı bir cevabınız?