Kocatepe, Akşener ve takipsizlik…
Yarın İYİ Parti’nin Afyon Kocatepe’de yapılacak olan toplantısı siyasi çevrelerin ilgisini çekiyor.
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Meral Akşener yerel seçimlere İYİ Parti’nin tek başına gireceğini açıklayacak. Yarın bu söylentinin ne kadar doğru olduğunu göreceğiz.
Ancak toplantı öncesi iki önemli gelişmeye tanık olduk.
Birincisi Meral Akşener’in Erdoğan’ı telefonla araması idi.
Bu aramanın sebebi rahmetli Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in İYİ Parti Grup Danışmanlığı önündeki engelmiş. Medyada yer alan haberlere göre kamuda öğretmen olarak görev yapan Ateş’in kadrosunun TBMM’ye geçişi için yapılan talebe Milli Eğitim Bakanlığı onay vermiyormuş.
Bunun üzerine, Meral Akşener, önce Milli Eğitim Bakanını arıyor. Ancak bu görüşmeden de sonuç çıkmayınca Akşener, Ayşe Ateş için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a telefon ediyor.
Erdoğan’ın cevabı “gereğini yapacağım” oluyor.
T24’ün 22 Ağustos 2023 tarihli haberine göre, Akşener ayrıca, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu atama için bir engel çıkartıyorsa ben kendisiyle de görüşebilirim” diyor.
Erdoğan gereğini yapıyor ve kısa süre sonra da MEB, Ayşe Ateş’in kadrosunun Meclis’e geçişine onay veriyor.
Bu arada Sinan Ateş’in iddianamesi hala yazılmadı, en son soruşturma savcılarından dosya alınmış, yeni savcılar görevlendirilmişti.
Sözünü ettiğim diğer gelişme ise 7 yıldır Meral Akşener hakkında devam eden soruşturmada takipsizlik kararı verilmesi.
Meral Akşener’in takipsizlik kararının tarihi de 22 Ağustos 2023. Takipsizlik kararına baktığınızda soruşturmaya esas kabul edilen gene bir gizli tanık. Adı Yağmur. (nedense hep doğadan isimler, Toprak, Söğüt vb)
“101 Soruda 15 Temmuz Yargısı” isimli kitabımda, “mahkemede suretine bile rastlanmayan gizli tanıklarla yol yürümenin bu dönemin alameti farikalarından ve hukuku katleden cinayet yöntemlerinden” olduğunu söyleyerek sormuştum; “gizli tanık in midir, cin midir”…
Meral Akşener’in takipsizlik kararında in mi, cin mi olduğu belirsiz bu gizli tanığın ifadesinin hükümden düşmesi, hukuka ve ceza mevzuatına uygun karar verilmesi son derece olumlu.
Takipsizlik kararında pek rastlamadığımız şekilde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Anayasa’nın hatırlandığını görmek de beni ayrıca mutlu etti.
Hele bir de “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz” içeriğindeki “suçsuzluk karinesinden” temel hak olarak söz edilmesi de tam bir şaşırtıcı mutluluk oldu.
Ama hatırlatmak isterim gizli tanıkların iftira niteliğindeki ifadeleri ile bu ülkede on binlerce insanın özgürlüğü gasp edildi, “iltisak” gibi bir uydurmaya gerekçe yapıldı, hayatlarına çöküldü.
Daha geçen hafta Ankara Bölge İdare Mahkemesi 15. Dairesi’nin hak ihlallerini saptayan iki Anayasa Mahkemesi Kararını, AİHM kararını, beraat isteyen Yargıtay kararını ve kesinleşmiş beraat kararını yok saydığını, ceza mahkemesinde incelenen ama delil kabul edilmeyen bir yazışmayı esas alarak “iltisak” kararı verdiğini yazmıştım.
Yargımızın birbiri ile uyumlu ve güvenli diyemeyeceğiz perişanlık halleri değil mi?
Yalnız Meral Akşener’in takipsizlik kararında dikkatimi çeken bir cümle oldu;
“…kullanımda olan GSM hattı ile örgütün tepe yönetiminde yer alan kişiler ile irtibatının bulunduğu…”
Bir başka paragrafta ise şöyle deniyordu; “… kayıtların incelenmesi sonucunda haklarında örgüt üyeliğinden soruşturma yürütülen ancak örgütün mahrem yapılanması kapsamında olduklarına dair herhangi bir veri bulunmayan kişilerle telefon irtibatlarının olduğu, bu irtibatların çoğunun eski tarihlere dayandığı ayrıca bu kişilerden bir kısmı hakkında soruşturma makamlarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verildiği, bu hali ile HTS kayıtlarında örgütsel nitelikte irtibatlarına rastlanmadığı…”
Benim için şaşırtıcı mutluluk vesilesi olan, layığı ile hukuka dayanan karardaki bu tuhaf ve zikzaklı anlatım da düşündürücü oldu doğrusu. Bu kavisli yorumlara neden ihtiyaç duyuldu acaba?
Hukuk parçalı, gölgeli değildir. Berrak ve saydamdır. Hukukun aynası olan yargı kararları da net, berrak, saydam ve gölgesiz olmalı…
Akşener’in yarın yapacağı konuşma, seçimlerdeki duruşu ve politikaları en çok AK Parti’nin geleceğini etkileyecek.
Yerel seçimlere kadar ilginç gelişmeler olur mu?
Yaşayıp göreceğiz…