Kesin bilgi, Alevilik sorun değil…
Öncesinde hiç sorulmaz, sorulamaz…
Irkın ne olsun, hangi millete dahil olacaksın, inancın olsun mu, olursa ne olsun, mezhebin olsun ister misin, hangi dili konuşmak istersin?
Kadın mı olmak istersin, erkek mi?
İnsanoğlu bütün saflığıyla gözlerini dünyaya açar…
Doğarken sorulamayanı, kendilerini daha üstün gören birileri utanmadan sorgular.
Hangi hakla? Belli değil…
Böylesine sıkkın bir ruh halinde bir ankete gözüm takıldı; Artıbir Araştırma Şirketi’nin anketi…
Anket çok yakın zamanda yapılmış…
İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, Samsun ve Konya'da yapılan ankette sorulan sorulardan biri şu:
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olması durumunda mezhebi/Alevi olması sizin için bir sorun mu?”
Ankete katılanların yüzde 86.3'ü Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliğinin kendileri açısından bir sorun teşkil etmediğini söylemiş.
“Evet, sorun" diyenlerin oranı yüzde 9.6'da kalmış…
Artıbir Araştırma Genel Müdürü Hüseyin Çalışkaner anketteki bu çarpıcı sonucu şöyle açıkladı:
“İşte halkın düşüncesi. Aslında halk siyasilerin çok önünde. Bunu gündem yapmak çok anlamsız. Bu araştırma gösteriyor ki mezhep üzerinden siyaset yapmak kimseye bir fayda sağlamayacaktır.”
Çalışkaner haklı; kimlik siyasetinin dertlerine çare olmadığını gören halk siyasetin çok önünde.
Refah ve özgürlük talep ediyorlar.
Endişeleri Alevilik değil, yaşamı idame ettiremeyecek hale gelmiş olmak…
Siyaset, çok gerilerde kaldığı için hala Türk-Kürt, Sünni-Alevi gibi bildik kimlikler üzerine oyun kurma hastalığından kurtulamıyor.
Utanç duyulması gereken bir tartışmayı Türkiye’ye yaşatıyorlar.
İlk başta mecburen “Mezhep” anketi yapılması gibi bir sevimsiz duruma neden oluyorlar…
Gerçekten utanç ve ıstırap verici…
Pazar günü, Erdoğan’ın adaylığını sönük, şamatasız açıklaması şaşırtıcı idi.
Ama “Bay Kemal” ile ilgili söyledikleri daha da şaşırtıcı oldu doğrusu.
Çubuk’ta yaşanan linç girişimi sonrasında bir “geçmiş olsun” demeyi bile esirgeyen Erdoğan:
"Nasıl 85 milyonun hakkını ve hukukunu gerektiğinde canımız pahasına koruyorsak, ana muhalefet partisinin genel başkanın hakkını üç beş kendini bilmeze, üç beş marjinal tetikçiye evelallah çiğnetmeyiz.
Yeter ki sen aday ol. Senin de yanında dimdik dururuz Bay Kemal…”
Erdoğan’ı hemen Bahçeli takip etti:
“CHP Genel Başkanı’nın Alevilik inancına sahip olması onun için kayıp, handikap değildir. Alevi İslam inancına sahip olan kardeşlerimiz bizim can beraberimizdir. Mezhep üzerinden fitne çıkarmaya heves edenler fitnenin çıbanbaşıdır”.
Neden işittik bu “değerli” cümleleri?
Utanarak ve büyük bir üzüntü ile yazıyorum.
Zaman zaman 6’lı masanın bazı ortaklarından, zaman zaman şaşırtıcı bir şekilde çok cılız da olsa parti tabanından gelen kaba ve çirkin, ilkel sesleri duyuyorlar çünkü.
Oysa o kaba ve ilkel sesleri çıkaranlar hiç kalabalık değil.
Halkın değerleri ise dönüşüyor, değişiyor, siyasal yamyamlığı dışlıyor.
Aslında bu ilkel tartışmadan yararlanmak istemek, bir hayırlı sonucu da beraberinde getiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığına fayda sağlıyor, kabul görmesini pekiştiriyor.
Erdoğan’ın adaylığını açıklarken bile gene aklında Kemal Kılıçdaroğlu vardı.
Bu kadar güçsüz bir adaysa beş vakit “Bay Kemal” demek niye?
Erdoğan bu seçimi kaybedecek. Bu nedenle İzmir’de “yoldan geçiyordum, uğradım” der gibi adaylığını “açıklamış” oldu.
Kaybedeceğini bilen Erdoğan’ı seçime yakın bir tarihte “bir sebeple” çekilmiş ve emaneten bir adayı açıklamış olarak görmemiz mümkün.
6’lı masanın kararlı bir şekilde, HDP’nin adaylarla ilgili açıkladığı kırmızı çizgilerini de unutmadan, adayını belirlemesi ve derli toplu, tavizsiz arkasında durması gerekiyor.
Birinci ve hayati derdi her geçen gün artan yoksulluk olan halkımızın ihtiyacı umudu diri tutacak olan güçlü bir irade ve birliktelik.
Artıbir Araştırmanın mezhep anketinde aldığı %86.3 lük gibi ezici çoğunluk, İYİ Partili İ.Halil Oral’ı özür dilemek zorunda bırakan toplumsal baskının rakamsal karşılığı olmuş.
Neyse ki halk, bu gereksiz, faydasız tartışmadan utanılması gerektiğini bir avuç muhatabına kafalarına vura vura öğretiyor.
İlkellikten maden bulacağını sananlar, siyaseti çamura bulamakla kalıyor…