İsmail Uçar mektup yazmadı...
Adalet Bakanı da “HSK’ye gönderilen ihbar dilekçesi” diyor. Ama ihbar dilekçesi de değil.
Başsavcı İsmail Uçar HSK’ya ne mektup yazdı ne de ihbarda bulundu.
Başsavcı, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine sadece cevabi bir yazı yazdı. Tarihi, 6 Ekim 2023.
Bunu nereden anlıyoruz? Başsavcı Uçar’ın HSK’ya yazdığı cevabı yazısının başında bir “sayı” bilgisi var; HSK 2023/1355.
Hemen alt satırda ise “ilgi” başlığı altında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere bürosunun sayı ve tarih bilgisi bulunuyor. Buradaki tarih 5 Ekim 2023.
Bir altındaki paragrafta ise “HSK tarafından bilgi verilmesi istenen soruşturma evrakı” hakkında düzenlenen tutanak örneklerinin yazı ekinde bulunduğu yazılı.
Başsavcı Uçar, HSK’nın 2023/1355 sayılı evrakına dört sayfalık bir cevabi yazı gönderdi. Ekinde de 20 sayfalık, 5 Ekim 2023 tarihlerini taşıyan ve değişik savcılar tarafından tutulan tutanaklar vardı.
Ama Başsavcı, HSK tarafından kendisinden istenen soruşturma evrakı bilgilerini vermekle yetinmedi, çürümüş yargının parça parça dökülen halini yazılı belgeye döktü, imzasını attı.
Ve her nedense “Adalet Bakanlığı ve HSK himayesinde kendi aramızdaki kanserli hücreleri temizlememiz, tabiri caiz ise cerrahi müdahale yapmamız, gerekirse yargı içinde oluşmaya başlayan çete ve çetecikleri yok etmek için kemoterapi uygulayıp, kanserli hücreyi toptan yok etmemiz gerekmektedir” cümlelerinin geçtiği bu yazışma basına da sızdı.
İş bununla da kalmadı.
Arkasından bir yargı mensubunun HSK’ya yazdığı dilekçe de basına sızdı.
Başsavcı Uçar’ın HSK’ya gönderdiği cevabi yazıda ismi geçen ve şaibeli tahliye kararları verdiği iddia edilen Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimi Sidar Demiroğlu’nun kendisini savunduğu ve HSK’ya yazdığı dilekçeyi medyada gördük.
Hâkim Sidar Demiroğlu kendisini savunurken, Başsavcı İsmail Uçar’a soruyordu: “Neden şimdiye kadar sustun, 1 yıl boyunca işlem yapmadın?”
Gel gör ki Sidar Demiroğlu şimdi Anadolu 21. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı.
Başsavcı Uçar’ın basına sızan 6 Ekim 2023 tarihli yazısında Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun’un da adı geçiyor… Ancak o da şimdi İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı.
Başsavcı Uçar, HSK’ya verdiği cevabi yazıda;
“Bekir Başkanın, bazı dosyalarda verdiği talimatlara uymayanların HSK tarafından yerinin değiştirildiğine dair yerleşik bir kanaat olduğu ve hatta Sidar Demiroğlu’nun Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olması için Kurula (HSK) öneride bulunduğunun duyulduğuna” dair ayrıntılı bilgilerden söz ediyor.
Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ya cevabi yazısı, aslında yargının ölümünü anlatıyor… Yargı ölmüş.
Belli ki yargıda kemikleri kıracak, damarları patlatacak bir çarpışma dönemi başladı.
Cin şişeden çıktı, önüne çıkanı çarpacak… Aslında o Cin’i Ayhan Bora Kaplan dosyasında çıkarttılar. Yargıtay üyesi olan Yüksel Kocaman ile işe başladılar.
Cin Ankara’da çıktı, İstanbul’u önüne kattı.
Yargıda bütün bu olup bitenlerin elbette asıl sorumlusu HSK.
Tüm bu hâkim ve savcı atamalarını yapan, Yüksel Kocaman’ı Yargıtay’a üye atayan Hakimler ve Savcılar Kurulu.
Aslında ben bunları çok önceden “101 Soruda 15 Temmuz Yargısı” adlı kitabımda anlatmıştım. Sormuştum, “Türk yargı sistemini kilitleyenler kim? Yargı neden felç?”
Cevap vermiştim: “Bunun aslında tek bir nedeni var. Siyaset eliyle dizayn edilen Hakimler ve Savcılar Kurulu. Eğer HSK bağımsız değilse onun hakkında işlem yapacağı hâkim ve savcıların bağımsızlığından ve güvencesinden söz etmek mümkün olamaz.”
Kitabın yayınlanmasından bir yıl geçmeden kamuoyuna yansıyan karanlık resme bakın: Bir başsavcı, bir adalet komisyonu başkanı, bir ağır ceza mahkemesi başkanı ve bir Yargıtay üyesi… Ve de Hakimler ve Savcılar Kurulu.
15 Temmuz Yargısı çürüdü, kirlendi.
Ben demiyorum, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar diyor: “kimi meslektaşlarımız girdikleri kirli ilişkilerde FETÖCÜ hâkim ve savcılara rahmet okutur hale geldiler.”
15 Temmuz Yargısı öyle pis işler gördü ki artık taşınamaz hale geldi… Şimdi tasfiye zamanı.
33 yıllık bir hukukçu olarak dilerim ki gerçekten tarafsız ve bağımsız olan bir yargı gelsin.
Gelir mi?
Maalesef hala pek mümkün değil gibi…