Amerika’da iken, göz ucuyla baktığım bir oyun vardı. Muhtemelen hala var. 

Bir binici, binmeye alıştırılmamış hırçın bir ata ya da öküze biner, üzerinde durabilmeye, onu yola getirmeye çabalarken helak olur. Tepe taklak hoplaya zıplaya öküz üzerinde durmaya direnir.  

Bu gösteri oyununa, Amerikalılar rodeo diyorlar... 

Önceki gün siyasal olayları izlerken, aklıma Amerika’daki günlerim ve orada göz ucuyla da olsa izlediğim rodeo gösterileri geldi. 

Çarşamba günü, Anayasa’ya aykırı olarak HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürüldü. 

Gün gergin bir şekilde sürerken, Yargıtay Başsavcılığı HDP’nin kapatılma davasını açtı. 

Dün ise MHP Kurultayı vardı. 

Bu yazıyı yazmadan önce siyasetin lezzetsiz, aceleci ve sıcak gündemine kapılmadan dişe dokunur bütün yaklaşımlara, yorumlara baktım. 

Elbette, bu çok sıkışmış olan siyasal iktidarın siyaset mühendisliği hatta içinde bulunduğu ruh haline bakarsanız, sanki bir adım sonra, “kaybetsem de gitmem” diyecekmiş gibi bir garip ve gittikçe abarttığı hoyratlığı da gördüm. 

Siyasal iktidarın, 19 yıldır üzerinde bir şekilde durduğu rodeo öküz, doğal olarak iktidarın birikmiş beceriksizlik, yolsuzluk ve ağır israfı sonunda iyice hırçınlaştı. 

İktidar da hırçınlaştırdığı rodeo öküzünün üzerinden düşmemek için can havliyle korkutucu şeyler yapıyor. 

Ancak, can havliyle yaptığı korkutucu şeylerin başında devlet ve toplumun zembereği olan hukuku kırması geliyor… 

Siyasal iktidar, bir yandan  hırçın öküz üzerinde durmaya çalışırken, bir yandan da biraz daha iktidar umudu için,  hukuk diplomalıları eliyle hukuku kırarak, Kürt siyasetine düşmanlık yapıyor. 

Tam bir çıldırmışlık hali... 

Bana en çok dokunan da bu oldu; hukuk diploması sahiplerinin hukuku kırması... 

TBMM Meclis Başkanı hukuk fakültesi mezunu… 

Yargıtay Başsavcısı keza… 

Gördüm ki bir devlet ve toplumun esas felaketini, hukukun değerini, işlevini yok sayan, hatta kendi sığ ve ilkel çıkarı için hukuku kıranlar oluşturmakta. 

Bu taşra kurnazlığı ve hoyratlığı hukukun, “birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati” gözettiğini yok sayıyorlar. 

Çirkin, ilkel, ucuz. Kazanırsın, kaybedersin ama oyunun kuralını yok etmezsin, iktidar için toplumsal mekanizmayı ıskartaya çıkaramazsın. 

Ama TBMM’nin dokunulmazları, kendileri gibi dokunulmaz olan Ömer Faruk Gergerlioğlu’na, Anayasa’ya rağmen dokundular. 

Bunu kimin adına yaptılar? 

Kendilerine oy vererek TBMM’ye gönderen millet iradesi adına. 

Aynı irade, HDP milletvekillerini ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu da TBMM’ye gönderdi. 

TBMM’de Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kararının okunması zorunluluk muydu? 

Hayır değildi. 

Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, Anayasa Mahkemesi başvurusunu beklemeyi engelleyen bir yasal düzenleme var mı?  

Yok. 

Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verir ise Ömer Faruk Gergerlioğlu, aynen Enis Berberoğlu gibi TBMM’ye geri dönecek mi? 

Evet. TBMM Başkanı bunu bilmez mi, bilir… 

Ama hemen sonrasında gelen HDP kapatma davası ile anlaşılıyor ki hukukmuş, Anayasa imiş, bir teferruattan ibaret. 

Başka hesaplar var. Bu hesabı da milletin oyu ile TBMM’ye gelip kendisinin vekil olduğunu unutup, asil sananlar yapıyor. 

Ama öyle olmuyor işte, daha evvel de olmadı. 

Siz bir siyasal çıkarcılık için hukukun gözünü çıkarsanız, kulaklarını kesseniz, dilini koparsanız da pek bir şey fark etmez. Çünkü hukuk, “birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözettir” ve bu gerçek yok edilemez. Sadece kısa vadede sakatlanır. 

Bir tek adamın iktidar rodeosu için bu zorba dile, bu vicdan yoksunu yaklaşımlara ihtiyaç olmadığını, aklı başındaki herkes görüyor. 

Bu ülke, tek adam iktidarı sürsün diye yakacak mı geleceğini? 

Buna razı olacak mı? 

Bu inatlaşma, bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ortak iyilik ve ortak menfaate suikasttır. 

Dokunulmazlıkları kaldırmak, HDP’yi ve  Kürtleri siyasetten tasfiye etmek, siyasetin doğal akışının önünü keser. 

Ve bu derece çıldırmışlık, rodeo oyununda bile başarılı olmak için iyi bir formül değildir. Hırçın öküz dayanamaz, 19 yıllık sahibi de olsa üzerinden atarken, huzuru da barışı da umudu da çiğneyip ezer geçer. Hukuksuz entrikalarla iktidar olan da artık baş edemez.