Bencil ve kibirlileri kim cezalandırır?

Adalet Tanrıçası Themis, tanrıça oldu olalı böyle zulüm görmedi desem abartı olmaz sanırım.

Bu dönemin tek adamları, adalet tanrıçasının kolunu, kanadını, ruhunu kendi iktidarları için sürekli kırıyorlar.

Yargı kendi bahçeleri olsun istiyorlar.

İşte Macaristan’da Orban, yargı mensuplarının atanması, etki altında kalmaları, basın özgürlüğü gibi pek çok alanda yasal değişiklikler yaptı.

Otokratların ortak bir özelliği de kopyacılık olduğundan şimdilerde aşina olduğumuz gibi “seçim yasalarını” değiştirdi.

İşte Polonya’da Duda, o da yıllardır yargı mensuplarıyla ve yasalarla uğraşıyor.

Macaristan ve Polonya, bu baskıcı tek adamlar yüzünden sürekli Avrupa standartlarından uzaklaşıyor.

Ama AB de boş durmuyor.

Her iki ülke milyarlarca euroluk AB fonlarını alamıyorlar.

Orban son seçimden başarılı çıkmış olsa da AB iki gün önce, Orban yönetimine karşı “hukuk devleti kurallarının ihlali” nedeniyle yeni bir yaptırım işlemine başlandığını açıkladı.

Polonya sadece fonlardan mahrum kalmadı, aynı zamanda her gün 1 milyon Euro ödeme cezasına da çarptırıldı.

Avrupa Adalet Divanı, yargıçların erken emekliye ayrılmaya mecbur edilmesi, yargıçlara yönelik disiplin mekanizması gibi düzenlenmelerin kaldırılmasını istiyor.

En son ceza miktarı 70 milyon Euro’yu geçti.

Polonya’nın daha fazla bir yaptırıma muhatap olmasını ülke içindeki dirençli protestolara bağlıyorum. Hukuk yok ise devletin de olmayacağını bilen bilinçli Polonyalılar yıllardır her baskıcı kanuna ülke geneline yayılan demokratik eylemlerle direniyorlar.

Başkentte on binler Parlamento binası önünde, diğer şehirlerde ise adliyelerin önünde yargı mensuplarının haklarına ve kendi geleceklerine sahip çıkıyorlar. Sloganları, olan biteni dört kelimede anlatıyor:

“Bugün hâkim, yarın sen”…

AB gibi denetimi ve yaptırımı bulunan bir sisteme dâhil olmaları ve itiraz kültüründen geliyor olmalı önemli tabii.

Ülkemizde ikisi de yok maalesef. Aksine “tek imzalı tek adam” yönetimi var…

AB Stratejik Pusula Belgesi’nde Türkiye artık “tam aday ülke” olarak değil, “partner ülke” olarak anılıyor.

İtiraz kültürünün yerine ise “biat” var.

Sandığın ucu göründü ve iktidar korkusundan seçim yasalarını Orban usulü değiştirdi.

Toplumdan yeterince ses çıktı mı?

Haklarını yemeyelim TBMM’de vekiller mücadele etti ama sonra bitti. O kadar.

Artık “birinci sınıf” bile olmayan hâkimlere sandıklar emanet edilecek.

Halbuki “bu hukuksuzluğa izin vermeyiz” kararlılığını bu toplum göstermeliydi, göstermeli…

Süleyman Demirel, “sandığa ne girerse o çıkar” derdi…

Artık sandığa ne giriyorsa o çıkmıyor. Yaşadık gördük.

Şimdi işler daha da garanti olsun isteniyor ki seçim yasaları değişiyor.

Sadece seçim yasası mı, akıllara durgunluk veren mahkeme kararları duyuyoruz…

Kılıçdaroğlu’na açılan davada hâkim “dikkatli olması yönünde ihtiyati tedbiren uyarılmasına” karar verdi.

Yargılama sürecinde, dava konusu edilen hakkın korunmasına yönelik mahkemece verilen karara “ihtiyati tedbir” adı verilir.

Kemal Kılıçdaroğlu’na açılan dava tazminat davası, bu davada davanın konusu bir miktar para.

Bir tedbir kararı verilecek ise dava edilen parasal miktarı koruma altına alacak bir karşılık üzerine tedbir konulmasına karar verilir.

Kılıçdaoğlu’nun dikkatli davranması, dikkatli konuşması konulu bir dava açılabilir mi? Açılamaz, o zaman böyle bir tedbir kararı da verilemez.

Desek de “daha dikkatli konuş” kararı veren hâkimler dönemi de başladı anlaşılan.

İşte böyle her türlü karara imza atabilecek hâkimlere sandıklar teslim edilmek isteniyor ve biz hep birlikte sessiziz.

Adalet Tanrıçası Themis de bugünlerde sessiz, ona yeteri kadar saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığında, o sessiz kalır çünkü.

Ama onun yerini, adaleti sağlamak için intikam almayı savunan merhametsiz Nemesis alır. İnanışa göre, aşırı gurur ve bencilliğe düşenleri cezalandıran, kaderin vücut bulmuş hali olan bir tanrıçadır.

Bencil ve kibirliler ile Nemesis ilgilensin ama biz de kaderimizi tanrıçalara bırakmayalım.

Kararsız oyların hala fazla olması ve seçim yasası değişikliği, sandık için büyük bir risk olabilir. Muhalefetin hazırlıklar yaptığını, sandığa girecek olana güvendiğini biliyorum ama sandığa ne giriyorsa o çıkmasın isteniyor, unutmayın.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum