15 Temmuz’un ekonomik boyutu

Geçtiğimiz yıl, “15 Temmuz’da ne olduğunu anlamak yasaktı, hala yasak.

Bu ülkenin bir bireyi olarak geleceğimizi, özgürlüklerimizi bizden alan, insanlarımızın öldürüldüğü hain 15 Temmuz Darbesi ne idi?” diye yazmıştım.

Bu soruya pek bir cevap çıkmadı.

Aradan bir yıl geçti bu sefer iktidar tarafından biri “karanlıktan” şikâyet etti.

Cemil Çiçek 11 Temmuz’da verdiği bir röportajda dedi ki; “15 Temmuz birçok yönüyle aydınlanmadı”

“15 Temmuz olayı hiç hafife alınacak bir olay değil. Çok yönlü oturup üzerinde kafa yorulması gerektiği kanaatindeyim. Halen birçok yönleriyle o işin aydınlandığını düşünmüyorum. Çünkü devletin işleyişi açısından birçok problemi getirdi. Halen bu problemlerin önemli bir kısmı devam ediyor.”

Bugün “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” ilan edilen 15 Temmuz’un altıncı yılı…

Hala daha ne olduğu tam bilinmiyor.

Oysa darbeye teşebbüs edileceğini yandaş medyada yazmayan neredeyse kalmamıştı.

Devletin savcısı da darbeden 39 gün önce 6 Haziran 2016 tarihinde darbe olacağını iddianamesine yazmıştı. Birlikte okuyalım;

“1- FETÖ/PDY’nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu,

2- Bu tehlikenin gerçekleşmesi halinde bunun devlet için gerçek bir yıkım olacağı, devletin yeniden ayağa kaldırılmasının mümkün olamayabileceği,

3- FETÖ/PDY’nin tasfiyesinin devlet için artık varlık yokluk meselesi hâline geldiği.”

Okuyunca insan ürperiyor.

Aynı iddianamede bir cümle daha var :

"Devletin derin bir yapının eline geçmesini, acziyet içerisinde izlemesi, seyretmesi beklenemez."

İnsanların sokağa çağrıldığı, insanların öldüğü 15 Temmuz böyle göstere göstere geldi.

Darbe olacağını bilen medyası ve yargısı olan bir siyasi iktidar garip bir biçimde darbeyi ıskaladı.

Ama ıskalamayan, çok hazırlıklı olanlar da vardı. Mesela bir savcının kimleri göz altına alınacağının listesi hazırdı.

KHK ile ihraç edileceklerin listeleri de...

Listeledikleri herkesi hapislere attılar, işten çıkardılar ama altı yıl sonra devletin işleyişinde büyük problemler var.

Devletin işleyişindeki önemli problemlerin bir parçası, el konulan ve TMSF’ye aktarılan şirketler ile ilgili… Büyük bir servet transferi…

OHAL rejimi altında tutuklamalar, ihraçlar 15 Temmuz rejiminin beşerî kısmı ile ilgiliydi…

Ama bir de mali boyutu vardı. “Teröristlerin” şirketleri vardı. Sayıları dokuz yüzü aşan şirketlerdi bunlar. Ciroları milyonlarca lira.

Beşerî tedbirlerden toplum başını kaldıramazken mali konuların KHK’ları da hazırdı oysa. Darbe girişimi onca bilgiye rağmen önlenememişti ama sonrası için hazırlıklar mükemmeldi.

Beşerî hayatın KHK’sı 6755 sayılı yasa ile 8 Kasım 2016 tarihinde… Ekonomik hayatın KHK’sı ise 6758 sayılı yasa ile 10 Kasım 2016 tarihinde hemen yasallaştı.

6755 sayılı yasada, “bu madde yerinde durdukça Türkiye normalleşemez” dediğim 37. madde var. Kenan Evren’in kendi anayasasını yaparken koyduğu koruma zırhı maddesi benzeri bir madde.

Bu 37. madde öyle elverişli ki resmisi sivili 15 Temmuz darbesinden sonra görev alan herkesi idari, cezai, mali, hukuki mesuliyetten koruyor.

6758 sayılı yasa ile de el konulan malvarlıklarının yönetimi TMSF’ye aktarılıyor. Sanki bu malvarlıklarının sahipleri hüküm giymiş cezaları kesinleşmiş gibi malvarlıkları ellerinden alınıyor.

Gerçi beraat edecek olmalarının da bir anlamı olmadığı sonradan anlaşılacaktı. Beraat etsen bile “iltisaklı” uydurmasına göre görevine dönemez, şirketini geri alamazdın.

Yasal düzenlemeler ardı ardına geldi…

Örneğin 2 Ocak 2017 tarihli KHK’da TMSF’ye aktarılan mal varlıları hakkında tek karar mercii belirlendi… TMSF’nin bağlı olduğu bakan.

O bakan da bugünlerde ismi çok geçen Nurettin Canikli…

Hemen arkasından 9 Temmuz 2017’de bakana kayyum atama yetkisi verildi ve elverişli 37.maddeye dahil edildi.

Sonra kayyumun atadığı temsilci, temsilcinin görevlendirdiği şusu busu herkes torba koruma zırhına, 37.maddeye dahil oldu.

2 Ocak 2017’den, Mayıs 2022’ye kadar 5 yılı aşkın süre tek yetkili kişi olan bakan 932 şirkete kayyum atadı, milyonlarca liralık bir sermayeye kondu.

Şirketler satıldı, şirketler iflas etti, sahiplerinden ölenler oldu. Ama paralar ne oldu, kayyumlar neler yaptı? Bunlar pek aydınlanmadı.

Sadece özgürlüklere ve yaşama çökme değil, sermayeye çökme boyutu da var…

15 Temmuz karanlıkları ile öylece duruyor.

Belli ki o karanlık da bu iktidar gidince aydınlanacak.

YORUMLAR (37)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
37 Yorum