“İnşallah Türkiye değişmez” duasına rağmen Türkiye de değişiyor…
Donald Trump’ın ABD’de başkanlığa yeniden gelmesini sağlayan seçim, o daha Beyaz Saray’a taşınmadan, dünyanın dört bir tarafında öngörülmemiş gelişmelere yol açmaya başladı.
Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la ilgili çıkışını ilk günden global gelişmelere bağladığımı biliyorsunuz.
Etrafında meydana gelmiş pek çok olayı tedirginlik sebebi sayan devlet aklı, Trump’lı dünyanın Türkiye’yi yeni tehditlerle tanıştıracağının belli ki farkında ve tedbir arayışında…
İktidarın büyük ortağını kendi çizgisine çekmekte zorlanıyor olmasına rağmen, Bahçeli’nin kararlılığını sürdürdüğü, ‘tam mutabakat’ tespitinin iki tarafça yapılmasıyla bir kez daha anlaşıldı.
Türkiye böyle…
Rusya da, uzun zamana yaymakta mahzur görmediği Ukrayna’yı kendi topraklarına katma çabasını hızlandırma yolunda adımlar atıyor. Daha önce hiç düşünülmeyecek bir şey gerçekleşti: Kuzey Kore ordusuna mensup askerler Ruslarla birlikte savaşıyor Ukrayna’da…
Kuzey Kore ile Rusya’nın global denklemde aynı cephede buluşması, daha geniş bir mutabakatın ilk adımı olabilir…
Ya Çin de o cepheye katılırsa?
Suriye’de “Bitti, yok oldu” denilen Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) adlı El-Kaide irtibatlı örgütün birden bire hareketlenip Halep’e yürüyüşü, Ankara’ya elini çabuk tutması gerektiğini bir kez daha hatırlatmış olmalı.
Yalnızca Suriye merkezi yönetimini tehdit etmiyor HTŞ’nin başını çıkartması, onun her yöne doğru ittifaklar kurabilecek yapısı, bölgedeki bütün ülkelerde alarm zillerini çaldırmış olmalı.
Rusya’da da “Ne oluyor?” sorusu sorulmaktadır hiç kuşkusuz…
Moskova’nın Kuzey Kore hamlesine mi cevap veriyor Washington?
Eğer karşılıklı hamleler söz konusuysa Avrupa bu denklemin neresinde?
Önceki gün Paris’ten gelen bir haber bu bakımdan önemli…
İngiltere’nin dış istihbarat örgütü MI6’in başkanı Richard Moore, Fransa ile İngiltere’yi birbirine yaklaştıran bir dizi anlaşmanın imzalandığı Entente Cordiale’in 120. yıldönümü vesilesiyle Paris’te yapılan toplantıda konuşmuş…
Yanında Fransız istihbarat örgütünün başı Nicolas Lerner de varmış…
Moore’un söyledikleri de İngiltere-Fransa cephesinin bir hamlesi olarak yorumlanabilir.
Trump’ın, Ukrayna savaşı konusunda, selefi Joe Biden’den farklı düşündüğü biliniyor. Seçim kampanyası sırasında, Kiev’i desteklemenin ağır maliyetini hatırlatıp, Rusya’nın muzaffer çıkmasına da yol açsa savaşı “24 saat içerisinde” bitireceğini söyleyip durdu Trump.
Moore, “Evet, Ukrayna’yı desteklemenin bir maliyeti var ama bundan vazgeçmenin maliyeti çok daha ağır. Putin başarılı olursa Çin bunun ne anlama geldiğini değerlendirecek, Kuzey Kore’nin cesareti artacak ve İran da çok daha tehlikeli hale gelecek” demiş…
Yukarıda Rusya ile Kuzey Kore’nin Ukrayna savaşında aynı cephede buluşmasına değinirken, “Ya Çin de o cepheye katılırsa?” sorusunu sormuştum ya, Trump’ın oluşturduğu yeni yönetim kampında yer alacağı duyurulan bazılarını tanıdığı Amerikalılara, işte bu ihtimali hatırlatıyor Moore…
Çin, Trump ve yandaşlarına göre, ABD’nin ‘1 numaralı rakibi’…
‘Rakip’ gözüyle baktıklarını ‘düşman’ belleyen bir anlayışa sahip Trump ile kadrosu; Moore işte onları bu konuda uyarıyor…
Richard Moore, konuşmasının bir yerinde, “Ben 37 yıldır istihbarat mesleği içerisindeyim, hiçbir dönemde dünyayı bu denli tehlikede görmemiştim” de demiş…
Açın bakın, Wikipedia’daki hayat özetinde Moore’un mesleğinin ‘diplomat’ olduğu bilgisiyle karşılaşacaksınız. En son Ankara’da büyükelçiydi Moore (2014-2017). Demek ki, o sırada eski mesleğine -istihbaratçılığa- kısa süreliğine ara vermiş…
Yoksa o zaman da?..
[Ankara’da üç yıl süren görevi sırasında, Beşiktaş taraftarı olarak ve âmâ eşi ve onun rehber köpeğiyle ara sıra verdiği aile fotoğrafıyla hayli popülerdi Moore. Konuya ilişkin haberlerde, Trump kazanırsa Washington’a büyükelçi gönderileceğinden söz ediliyordu Moore’un; gitmeden mesaj iletme görevini açıktan yerine getirmiş görünüyor. Artık gitmese de olur.]
“Ne oluyor?” meraklıları için dünyada Trump ile birlikte çok şeyin değişeceğini bir kez daha tekrarlayabilirim.
Kimi yeni tedirginliklerle karşılaştıracak dünyamızı bu değişikliklerin, kimi de eski yanlışlıkları daha iyi görmemizi sağlayarak gözlerimizi açacak.
“Önümüzdeki süreçte çok şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez” diyen biri olmuştu Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun yapıldığı 28 Mayıs 2023 gününün gecesi…
Sahi kimdi o?