Refakatçi raporu için rapor parası ödenmez
Devlet hastanesinin düzenlediği sağlık kurulu raporunda annemin yakın takip ve bakımı yapılmaz ise hayati tehlikesinin bulunduğu belirtilerek 45 gün süreyle refakatçi olduğum yazılmış. Refakatçi raporu için SGK’dan rapor parası alabilir miyim? Buğra A.
Rapor parası olarak da bilinen geçici iş göremezlik ödeneği, 5510 sayılı Kanunun 18. maddesine göre Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla sigortalının iş kazası ve meslek hastalığı, analığı veya hastalığı halinde ödenmektedir.
Refakatçi olunduğuna yönelik sağlık raporu ise kamu görevlileri veya özel sektör çalışanlarına birinci dereceye kadar yakınlarının tedavi süresince ve hayati tehlike içinde oldukları durumlarda düzenlenmektedir. Dolayısıyla sigortalıların refakatçi olduklarına dair düzenlenen sağlık kurulu raporları iş göremezlik raporu olmadığı için SGK tarafından refakat raporlarından dolayı 5510-4/a kapsamında çalışan sigortalılara rapor parası ödenmemektedir.
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda refakatçi olunan sürede memurun aylık ve özlük haklarının korunarak üç aya kadar izin verileceği ve gerektiğinde bu sürenin bir katına kadar uzatılacağı öngörülmüş olsa da İş Kanunu’nda refakat iznine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu bakımdan özel sektör işyerlerinde bireysel veya toplu iş sözleşmeleri ile ya da işyeri uygulamalarında refakatçi olunan sürede çalışanın ücretli izinli sayılacağına dair bir uygulama yürütülmüyorsa, işçinin talebi ve işverenin de yönetim hakkı kapsamında bu süre zarfında yıllık ücretli izin verilmesi veya ücretsiz izne ayrılması mümkündür.
ÜCRETSİZ İZİN KULLANAN İŞÇİNİN HAFTA TATİLİ ÜCRETİ KESİLİR Mİ?
Yıllık ücretli iznim olmadığından hafta içi bir gün ücretsiz izin aldım. Bir günlük ücretimle birlikte hafta tatili ücretim de kesilir mi? Yeşim K.
İş Kanunu’nun 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok kırk beş saat olduğu ve aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı öngörülmüştür.
Ayrıca Kanunun 46. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında, hafta tatilini hak etmek için çalışılmadığı halde çalışılmış gibi kabul edilen sürelere yer verilmiştir. Bu süreler,
- Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,
- Kanunun Ek 2 nci maddede sayılan mazeret izni süreleri,
- Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri
- çalışılmış günler gibi hesaba katılmakta,
- Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılmaktadır.
Bu bakımdan, bir günlük ücretsiz izin kullanmış işçinin bu izin süresi hafta tatiline hak kazanmada çalışılmış günler gibi hesaba katıldığından, hafta içi bir gün ücretsiz izin kullanmış olsa bile hafta tatili ücretine hak kazanmış olacak, haliyle yalnızca bir günlük ücret kesintisi yapılabilecektir.
YABANCI ÜLKEDE İKAMET EDEN ŞİRKET ORTAĞI BAĞKUR’LU OLUR MU?
İkameti Almanya’da olan bir kişi, Türkiye’de kurulu bir limitet şirkete ortak olduğu takdirde Bağkur’lu olur mu? Hasan D.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 6. maddesinde Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanların sigortalı sayılmayacaklarına yer verilmiştir.
Dolayısıyla hem ikameti yurt dışında olup hem de bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olan kişiler ülkemizde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışsalar bile 4/b kapsamında sigortalı (eski adıyla Bağkur’lu) sayılmamaktadır. Bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olma şartı ile uzun vadeli sigortalı kolu hükümlerine tabi olanlar kastedildiğinden, bulunduğu ülkede sadece sağlık sigortasından yararlanan kişilerin, bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmadıkları kabul edilmektedir.
Bu iki şarttan birinin, yani ikameti yurt dışında bulunma şartı ile bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına tabi olma şartından birinin eksik olması halinde ise 4/b kapsamında zorunlu sigortalı olarak tescil edilmektedir.
Bu bakımdan ikameti Almanya’da olan kişinin Alman sosyal güvenlik mevzuatına tabi olmaması halinde ülkemizde kurulu bir limitet şirkete ortak olduğu takdirde 4/b kapsamında zorunlu sigortalı olarak tescili yapılacaktır.