Sakinlik ve psikolojik baskı...
Futbolda en önemli olgulardan bir tanesi rakibinizin üzerinde oluşturduğunuz psikolojik baskıdır. Son 6 yıldır zorlu Trabzon deplasmanında kaybetmeyen Fenerbahçe rakibinin üzerinde oluşturduğu bu psikolojik baskıya sakin kalma özelliğini de ekleyince Trabzon’dan elini kolunu sallayarak istediğini aldı.
İlk 20 dakikada rakibinin üzerine gelmesini bekleyen Fenerbahçe sağlam savunma kurgusuyla bu sahte baskıyı atlatınca oyunun kontrolünü de yavaş yavaş eline geçirmeye başladı. Golü duran toptan bulmayı hedefleyen Sarı-Lacivertli ekip Lens’in yaratıp olumlu kullandığı kornerlerde penaltıyı bulup, rakibinin en etkili organizasyon ayağı Yusuf Erdoğan’ı kırmızı kartla dışarı yollayınca maçı 28. dakikada bitirdi. Tabi bu arada Lens’e de ayrı bir paragraf açmamız lazım. İlk bölümde Lens’i topla buluşturmakta güçlük çeken Fenerbahçe meşin yuvarlağı bu oyuncuya göndermeye başlayınca iyice rahatladı. Teknik özelliğini aldığı topları en verimli şekilde ceza alanındaki tehlike bölgelerine gönderme yeteneğiyle bütünleştiren Lens ikinci Fenerbahçe golünde de Sow’a ‘al da at pası vererek’ bir anda maçın kahramanı oldu. Ona bu da yetmedi. 3. golde de yaptığı enfes vuruşla adeta bir gün önce şov yapan vatandaşı Sneijder’e nazire yaparak devrenin son haftasına bir Hollanda damgası vurdu. Dedik ya sakin Fenerbahçe istediğini hele ilk yarım saatlik dilimde 10 kişi kalan rakibine karşı her şeyi uyguladı.
SON DERECE ÜZÜCÜ
Bu arada Trabzon’un eski savaşçı ve mücadeleci ruhundan çok şeyler kaybettiğini de vurgulayalım. Türkiye’nin 4. büyüğü olan Trabzonspor’un giderek ne yaptığını bilmez zavallı bir takım haline gelmesi gerçekten son derece üzücü. Fenerbahçe’nin geriye yaslandığı anlarda bile pozisyon üretmek yerine sadece uzaktan amaçsız vuruşlara yönelmeleri bu etkisizliğin ve yetersizliğin en açık kanıtı. En önemli 3 silahından yoksun bir halde Trabzon’a gelen Fenerbahçe bir zamanlar cehennem diye adlandırılan Avni Aker’den elini kolunu sallayarak çıkıyorsa bunun başka bir açıklaması olabilir mi? Kısacası sakinlik ve psikolojik baskı faktörünü olumlu kullanan Fenerbahçe bunu Lens’in yaratıcılığıyla da bütünleştirince takım halinde mücadele etmenin ödülünü alarak rahat bir tatile uzandı. Tabi bu sakinliğin Dick Advocaat’ın benzer kişiliğinden kaynaklandığını da belirtmemiz gerekir.