Niyet iyi ama çözümü yok
Fenerbahçe ile Trabzonspor oynuyor, tribünler bomboş... Bu bir anlamda futbolumuzun ve büyüklerimizin geldiği durumun özeti. Takımlarımız iddialarını yitirince haliyle seyirci de tribünden kaçıyor.
İlginç bir maç izledik dün gece Saracoğlu’nda. Oyunun ilk bölümünde daha istekli gözüken ve yaptığı baskıyla Trabzonspor’u etkisiz hale getiren bir Fenerbahçe vardı. Dick Advocaat; Emenike, Sow ve Van Persie üçlüsüyle golcülerini sahaya sürmüş, rakibine ‘kazanacağım’ mesajını göndermeyi amaçlamıştı.
İlk bölümde Lens’in fazla etkili olmamasına rağmen yine de oyunun kontrolü Sarı-Lacivertli ekipteydi. Bunun en büyük nedeni de fiziği güçlü Emenike’nin yaptığı koşularla rakip savunmayı yıpratmasıydı. Ancak 3 forvetli oyun Fenerbahçe’nin bol bol ofsayta düşmesine neden oldu. Sow’un golü haklı olarak iptal ederken ikinci goldeki ofsayt atlanınca Fenerbahçe aradığını buldu. Ancak bundan sonra Sarı-Lacivertli ekibin orta alanı yorulup oyundan düşünce top tutamaz hale geldiler, bu da Trabzon’un kıpırdanmasına neden oldu. Peşpeşe üretilen pozisyonların ana nedeni orta alanda ele geçirilen üstünlük ve Fenerbahçe’nin ileri gitmeye niyeti olmayan oyun anlayışıydı. Volkan Demirel 2 nefis kurtarış yapmasa Trabzonspor’un İstanbul’dan 3 puanla dönmesi işten bile değildi.
Burada Dick Advocaat’a şu soruyu yöneltmek lazım: “Üç golcüyle sahaya çıkıyorsunuz ama o golcülere topu kim götürecek? Tehlike bölgesinde onlarla nasıl buluşturulacak?” Bu sorunun yanıtı Fenerbahçe için koskoca bir hiç. Bütün sezon boyu bu soruna çare bulamayan Hollandalı’nın ligin sonunda bulması elbette ki mümkün değildi.
Fenerbahçe’nin bir diğer yanlışı da çok pas hatası yapıp rakibin üzerine gelmesine izin vermek. Trabzon da bunu iyi kullandı ve İstanbul’dan arzuladığı puanı aldı.
Kısacası iddiasız iki büyüğün tat vermeyen kısır bir çekişmesini izlerken 3.’lik ve 5.’lik hedefleri için de yara aldıklarını söyleyelim. Ama bu sıkıcı sezonda ikisinin de daha fazla bir şey yapması beklenemezdi.