Kazanma arzusu çoğalınca...
Belli ki zirvedeki puan kayıpları Fenerbahçe’nin iştahını kabartmış. Bugüne dek rakipleri üzerinde baskı oluşturamayan, topu istediği gibi hücum alanına taşıyamayan, pozisyon üretmekte zorlanan Fenerbahçe bu kez Gaziantepspor karşısında tüm bu eksikliklerini gidermiş bir görünümde başladı maça. Özellikle orta alanda uygulanan baskı Sarı-Lacivertli ekibe hamle üstünlüğü getirirken, pozisyon üretiminin de çoğalmasına yol açtı. Bunun en önemli nedeni ise Volkan Şen ve Lens’in inanılmaz derecede hareketli oluşları ve topu bir an önce tehlike bölgesine gönderme düşüncelerinin olmasıydı. Lens, Fenerbahçe için gerçekten ciddi bir kazanç. Öncelikle hiç egoist değil. Asist yapmayı seviyor. Topu ayağına alınca da kafasındaki düşünce içeri o topu kesmek. Duran topları da büyük bir beceriyle kullanıyor. Nitekim ilk gol de onun ayağından çıkan ve Emenike’nin kafasıyla biten organizasyon sonucu geldi. Emenike demişken; vücudunu iyi kullanan, son vuruş kadar duvar olmayı da beceren yıldız isim bu sezon daha yararlı oynuyor.
Fenerbahçe’nin ligin zenginliğini arttıran bir diğer önemli ismi ise Mehmet Topal. Sarı-Lacivertli ekibin bu olumlu yanlarını söylerken aynı becerinin savunma hattında olduğunu söylemek güç. Nitekim ikinci yarıda oyunu kontrol etme sevdası Gaziantep’i cesaretlendirip, Fenerbahçe’nin daha fazla üstüne gelmesine yol açtı. Bunun sonucunda da bir anlık hata bu ana kadar golü pek düşünmeyen Antep’e bu şansı tanıdı. Tabi bundan Advocaat’ın topu ileride tutan, rakip savunmayı yıpratan Volkan’ı oyundan alıp hamle üstünlüğünü rakibe bırakmasının da rolü büyük.
Fenerbahçe’nin iştahının iyi olduğunu söyledik ama üretilen pozisyonların sonuçlandırma noktasında ciddi sıkıntıları var. Özellikle Volkan son vuruş becerisini bir türlü geliştiremedi. Bir takım bu kadar pozisyon ürettiği maçta istediğini alamıyorsa bunu ciddi ciddi gözden geçirip nerede hata yaptığını araştırmalı. Biz hemen söyleyelim uzun toplarla rakibi delme arayışı yerine, daha planlı ve daha organize olunması temel şart olarak görülmeli. Tüm bu sıkıntılara rağmen kazanma arzusu ve Lens’in bir kez daha adrese giden duran top becerisi Fenerbahçe’nin yüzünü güldürdü.