Deneyimin getirdiği avantaj
İki ayaklı kupa maçlarında başlangıç işin anahtarı. Koskoca Fenerbahçe takımı bunu bilmiyorsa söylenecek fazla bir şey yok. Tıpkı Galatasaray derbisinde olduğu gibi elinde kalan tek hedefine tutunabileceği Başakşehir maçında yenilmemeyi ön plana çıkartan Dick Advocaat’ın bu düşüncesi daha ilk 10 dakika içinde iflas edip bitti.
Geriye yaslanıp hücumu hiç düşünmeyen ve rakibin üzerine gelmesini bekleyen Fenerbahçe takımı kanat savunmasını unutunca bunun faturasını Cengiz’in ayağından gelen gollerle ödedi. Oysaki rakip Başakşehir’in kalesinde deneyimsiz bir file bekçisi varken, savunmanın da temel direği oyun alanında yoktu. Nitekim ilk rakibinin üzerine gidildiğinde bir pozisyon ve Ozan’ın ayağından gelen bir şans golü geldi. Ancak bu bile Fenerbahçe’nin hücum alanına gitmesine yeterli olmadı. Şurası bir gerçek; Medipol Başakşehir takımı bu ülkenin en iyi hücum yapan takımlarından birisi. Siz onların bu özelliğini bir kenara itip, savunmayla ayakta kalmaya çalışırsanız hayli sıkıntı çekersiniz. Nitekim Fenerbahçe de bu sıkıntı çekti.
LENS ÇOK ETKİSİZ KALDI
Kupanın ilk randevusunda iki takımın teknik direktörlerinden başlayıp tüm oyuncularına geçen sinirlilik hali belkide futbolun kalitesini aşağıya inmesinin en önemli nedeniydi. Böyle önemli maçlarda sakin kalmak her şeyden önemli ama bunu ne Fenerbahçe ne de Başakşehir başarabildi. Fenerbahçe’nin en etkili ismi olarak bildiğimiz Lens’in dün gece olan etkisiz görüntüsü ve savunmaya yardım etmeden oynaması da Sarı-Lacivertli ekibin bir diğer eksik kalan yönüydü.
Zaman zaman savunmada hata yapan Şener hücumda daha gayretli gözükünce van Persie’ye doğru bir orta yapıp golü attırarak belkide takımına tur için önemli bir avantaj sağladı. Eksik Başakşehir hücumda yine etkiliydi ama son haftalardaki çok gol yeme alışkanlıkları bu kez başlarına biraz fazla dert açtı.
Sonuçta futbol kalitesinin pek yukarı çıkmadığı maçta Fenerbahçe tur için avantajlı bir skoru deneyimiyle cebine koydu.