Belli ki ağır Manchester yenilgisi Fenerbahçeli futbolcuları biraz olsun hırslandırmış. Ligin güçlü ekiplerinden Konyaspor karşısında özellikle ilk yarıda geçmiş maçlara oranla daha derli toplu ve daha fazla mücadele eden bir futbol sergilediler. Ha bunu söylerken sezon başından beri bir organizasyon planı olmadığı yönünde eleştirdiğimiz Fenerbahçe'de bu yönde fazla bir değişim olmadığını hemen vurgulayalım.
Maçın başında uzun toplarla rakibinin üzerine gidip pozisyon bulmayı deneyen Fenerbahçe yalnız Emenike'nin yanına birisini ekleyemeyince yine pozisyon bulmakta güçlük çekti. Sarı-Lacivertlilerin bu durumdan kurtulması için yaratıcı bir isme gereksinimi vardı. O yaratıcı da dün Lens olarak ortaya çıkınca gol yollarında sıkıntı çeken Fenerbahçe beklemediği bir anda Lens'in gayretiyle penaltıyı buldu.
Hücum organize etmekte güçlük çeken Fenerbahçe'de Lens'in yaptığı bir diğer önemli katkı da ayağına aldığı her topu tehlike bölgesine gönderme çabası ve isteğiydi. Golü bulduktan sonra sadece kapanmayı düşünen ve Konyaspor'un üzerine gelmesini bekleyen Fenerbahçe ikinci yarının neredeyse tamanında anormal bir baskı yedi.
Burada Fenerbahçe'yi ayakta tutan isim ise yerinde müdahalelerle tehlikeleri başlamadan bitiren Skrtel idi. Lens'in oyundan alınmasını garipsedik ama uzun süren sakatlıktan çıkan Hollandalının fizik olarak düşmesi de bu kararın alınmasının bir nedeniydi sanırım. Baskılı Konyaspor'un sorunu ise; topu tehlike bölgesine geçirememeleri idi. Burada zaman zaman topu kaptırarak Fenerbahçe'ye pozisyon ikramında bulundular ama Sarı-Lacivertli ekibin hücum etmek gibi bir düşüncesi pek yoktu.
FENERBAHÇE'YE YAKIŞMADI
İsmail'in bu kadar çok top kaybetmesi, Fenerbahçe'nin top tutmakta zorlanması hedefi yüksek olan bir takıma yakışmayan görüntülerdi. Biraz mücadele eden ve ikinci yarı oynatmaktan çok oynatmamayı düşünen Fenerbahçe Konya'dan arzuladığını aldıysa Lens'in yaratıcılığına, Skrtel'in kesiciliğine ve Emenike'nin rakibi yıpratan fizik gücüne dua etmeli.
Ancak bu arada her takımında Konyaspor gibi hücum fakirliği içinde olmayacağını hemen hatırlatalım. Sanırım Fenerbahçe taraftarı da ikinci yarıdaki bu pasif görüntüden hiç mutlu olmamıştır.
