Şiirin bittiği yer
Şiir, kalbin olduğu zamandan beri kalbi genişleterek büyüyor.
Aklın olduğu zamandan beri de birileri “şiir artık bitti” diyor. Bitmeyen bir sitem, bir türlü eskimiyor; her zaman ikna edecek birilerini buluyor. Şiirle gerçekten ilgilenenlerse “şiir bitti” sözüne şaşırmaya devam ediyor.
Şiirle ilgilenmeye devam edebilmek için inatla şaşırabilmek gerekiyor biraz da. Hayretini kaybeden inceliğini de yitiriyor çünkü.
Peki şiir bitmiyorsa ne oluyor? Nereden yürüyor? Şiir bitmedi diyoruz madem, hani nereden akıyor? İşte tam onları söyleyeceğim şimdi.
Bu köşede daha önce birkaç yazıda ilk kitabını çıkaran 20’li yaşların başındaki şairlerden bahsettim. O yazılar muhtemelen en az okunan yazılar oluyor, olsun. Bu yazı da onlardan biri olacak gibi, o da olsun.
Daha önce bahsettiğim isimleri yine de tekrar edeyim: Mehmet Burak(1995), Muhammed Enis Özel(1997), Veysel Oğulcan(1997), Yavuz Selim Yaylacı(1998).
Gencecikler, dipdiriler, aynı karedeler, farklı penceredeler.
Şiirin bittiğini sananlar sadece Ali Ural’ın çevresine baksalar mahcup olurlar. Ali Hoca, yıllardır büyük emekler veriyor. Yeni kalemlerin mürekkebini tazeliyor, onları sallayıp kurumasını önlüyor. Sonra biz de harika gençlerin muhteşem şiirlerini okuyoruz. Karabatak Dergisi de Şule Yayınları da bu yüzden bu kadar güzel. Ali Hoca’nın son işaret ettiği şairse Ahmet Akarsu. Karabatak Dergisi’nden beğeniyle takip edebildiğimiz şair, Astronot Gamzesi isimli yeni kitabıyla kaliteli şiirini sürdürüyor.
Bir diğer damarsa Yedi İklim’den akıyor. Yedi İklim Dergisi, tüm ağırlığıyla gençlere kol kanat germeye gayret ediyor. Fatih Memiş(1991)’in 2018’de çıkan “Sana Seslenmek İstedim” isimli kitabı incecik şiirlerin yükünü taşıyor. Uğurcan Güler(1998) ise şiir kitabını heyecanla beklediğimiz bir diğer şair.
Bir şairin ilk kitabını beklemek de şiir okumaya dahildir, “şiir bitti” söylemine karşı tebessümü büyütür.
Başka bir güzel damar da İthaki Yayınları’ndan akıyor. Şiirlerini heyecanla izlediğimiz Devrim Horlu(1988) editörlüğünde İthaki Poetik Serisi hızla büyüyor. Naile Dire(1994)’nin ilk kitabı Türbülans ve Mehmet Özkan Şüküran(1994)’ın yeni kitabı Aynada Yürüyen Sesler de şiiri ve kalbimizi genişletmeye devam eden kitaplar. Ayrıca İthaki, 90 sonrasında doğan şairlerden başka kitaplar da yayınlamaya hazırlanıyor; çıkmadan duyurmayalım, bir takip ipucu olsun sadece.
Ketebe Yayınları da 90’dan sonra doğan şairleri takip etmek için iyi bir adres. Rıdvan Tulum(1993)’un İnsansın ve Akşam, Enes Kılıç(1995)’ın Bütün Ölümlerimle Aynı Arabada kitapları Ketebe etiketiyle çıkan iki güzel “ilk kitap”. İtibar ve Muhit okurları bu isimleri zaten tanırlar. Şiirleri insanı akşama götürüp akşamsız getiriyor, ölümler içinde yaya bırakıyor.
Rıdvan Tulum ayrıca Şiir Versus ekibinden. Şiir Versus, son yılların en iyi şiir dergilerinden biri. Şiir öldü diyenler “versus” Şiir. Şiir kazanır. Şair kaybeder yine de.
Şiir Versus, şiirle ilgilenenlerin mutlaka takip etmesi gereken çok nitelikli bir dergi. Yeni şiirin can damarlarının aktığı yerlerden. Bu dergileri takip etmek şiire kan vermektir aynı zamanda.
Muhit Dergisi de geçtiğimiz temmuz ayında güzel bir iş yapıp Genç Şairler Dosyası hazırladı. Çok güzel isimlere işaret etti, şiirleri hakkında güzel şeyler söyledi, kimilerinin şiirlerine de yer verdi. O isimleri burada da analım, kayıtlara bir kez daha geçsin:
Zülal Sema(1997), Ervanur Erdoğan(1997), Beyzanur Turcihan(1995), Büşra Yavuz(1997), Ayşegül Baytut(2000), Hacer Akbulut(1998), Yunus Emre Güneş(2000), Ömer Faruk Topçu(1997), Muhammed Said Çimen(1997), Mehmet Fatih Öz(1996), Mehmet Ali Yafez(1994), Yunus Karadağ(1991), Bahadır Sancak(1994).
Bir de ayrı kanatlardan uçan şairler var.
Emre Ay(1994), Kavim Yayınları’ndan çıkan Hariç isimli kitabıyla bir şeylerin haricinde bir şeyler söylüyor. İyi bir şeyler onlar.
Eray Sarıçam(1993), Ebabil Yayınları’ndan çıkan iki şiir kitabıyla farklı ve güzel şiirler deniyor. Onu da dergilerden takip etmek mümkün. Sessiz ve iyi çalışıyor.
2018 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’nü alan Bekir Dadır(1993)’ın ilk şiir kitabı Çöl Bahçıvanı ise Hayal Yayınları’ndan çıktı. Kitap, ince ve sade şiirler taşıyor.
Şiir bitti söylemi kimilerini ikna ediyor, kimilerini de şaşırtıyor demiştik. Ben “şiir bitti”nin fırsatçısı olmak istedim. Konu şiirin haline gelmişken yeni şiirden bahsetmek, iyi isimleri iyi okurlara işaret etmek istedim.
Şiirimiz altın çağını yaşıyor belki de. 90’dan sonra doğan şairler de pırıl pırıl şiirler yazıyor. Şiir bir sönme yaşamayacak, zamanla daha da büyüyecek, büyüdükçe güzelleşecek.
Şiir böyle bitmez, onu ancak birbirini yiyen şairler bitirebilir. Dedikoduyu çok seven, kavgaları hırs temelli olan, kardeş kavgası görünce kılıcını kırmak yerine bileyen, düşmanlığı büyüten şairler bitirir. Telefonla çözebileceği ufak tartışmaları da, dergilere yazması gereken düşünsel eleştirileri de twitter’a yazan şairler bitirir.
Biz de şiiri onlara bırakmayız zaten. Şair heyecanıdır der geçeriz. Ona da kardeş kavgası diye bakar kılıcımızı kınına sabitleriz. Biraz üzülür, biraz kızarız ama sevgimizi eksiltmeyiz.
***
İsmini anmadığım şairler olabilir, dalgınlığıma veya cahilliğime gelmiştir. Kasti sansürler yapmıyorum. Atladığım şair varsa peşinen özür dilerim. Bu yazıların da riski budur, nasip diyelim.