Dinlenmek
Biraz dinlenmek için yazılarıma ara vermiştim. İki ay geçti üzerinden, dinlenemedim. Ben de dinlenmeyi beklemekten vazgeçtim.
Çok yorulduğumu hissedince ara verdim. Çünkü yazılarımı takip eden herkes için bir kuş besliyorum içimde. Onları yoracak yazılar yazmak istemedim. Zaten hayat zor, insan dinlenmek istiyor.
Dinlenmek mümkün mü, inanın bunu bilmiyorum. İnsan dünyayı tanıdıkça yoruluyor. İsmet Özel, 28 yaşındayken yayımladığı Kanla Kirlenmiş Evrak şiirinde şöyle demişti:
“öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda”
İnsanın saçlarının bile yorulduğunu bu şiiri okuyunca fark etmiştim ilk kez. Şimdi bir de şampuan fiyatlarına bakınca hissediyorum.
Kiminle ne konuşsam, birkaç dakika içinde bu pahalılığa geliyor konu. Eskisi gibi heyecanlı bir hayretle, savruk bir öfkeyle de konuşulmuyor bu konular. Bir iç çekiliyor hemen, gözler öne düşüyor. Kaç kez şahit oldum buna, tek tek saymak boşuna. Anladım ki yorgunluk kitlesel artık. Her yanı işgal eden pahalılık ve diğer belalar, bize dinlenecek parklar bırakmadılar.
İnsan onuruna aykırı şartlarda yaşayan milyonlarca insanın yorgunluğunu görmek için rastgele birkaç kişinin gözlerine bakmak yetiyor. Fakat çok uzaktan bakınca saçın yorulmasını da gözün dolmasını da görmek zor. “Artık her evde 2-3 telefon var” mesafesindeki sorumluların bu yorgunluğu görmesini beklemiyorum bu yüzden. Onların gerçek bir göz bebeğine gerçekten bakmadıkları çok uzaktan bile çok açık görünüyor.
İnsan yine de dinlenmek istiyor. Bunca gürültünün içinde biraz olsun duyulsam diyor. Fakat duyulmak için bağırıp bu gürültüyü büyütmenin anlamı yok. Biz kendi şarkımızı ısrarla mırıldanalım; çığırtkanın nefesi tükenir, bizim şarkımız bitmez.
Biz o şarkıyı ısrarla mırıldanalım. Bizi dinleyecek, dinlendirecek güzel insanlar var. Tüm bu yorgunluğu üstümüzden almasa da paylaşacak, başımız düşünce onu toplayacak, kırılan hayalleri yapıştıracak birileri var. İlk anda akla gelmiyorsa da, bir bakışta görünmüyorsa da var. Dünya çok kalabalık ve her yerde bir iyilik var.
Dinlenemesem de, bunları söylemek için döndüm köşeme. Çünkü zihnimizi, ceplerimizi, rüyalarımızı, hayallerimizi, fikirlerimizi ve dertlerimizi alt üst eden bu işgale direnmeliyiz.
Umut, inanç, sabır.
Söyleyeceklerim bunlardır.