Trump’ın öreceği duvar ve başını çarptığı duvar

Görünen o ki, ‘güçlü, yüksek, aşılamaz, sağlam’ duvar örmekte maharetli olduğunu düşünen hatta o ‘utanç duvarını’ ucuza mal etmekle övünen ABD’nin çiçeği burnunda başkanı Trump, kafasını şimdilik ABD’nin yargı duvarına fena halde çarpmış gibi.

Federal Yargıç James Robart’ın “Hukuk güçlü bir şeydir. Herkesi sorumlu tutar ve bu ABD Başkanı’nı da kapsar. Kimse hukukun üstünde değil. Başkan bile” ifadelerini kullanarak Trump’ın Başkanlık Kararmamesi’nin bütün Amerika’da durdurulmasına karar vermesinin ardından temyiz mahkemesine giden Trump oradan da istediği sonucu alamadı.

Biliyorsunuz Trump, sosyal medya hesabında ‘sözde yargıç’ olarak tanımladığı Federal Yargıç Robert’ın kararının bozulacağını neredeyse ‘kesin bilgi’ gibi “Sözde yargıcın kararı bozulacak” sözleriyle açıklamıştı…

Böylece başkanlık sistemiyle yönetilen ABD’de yargı erki kendi gücünü kullanarak Trump’ın insanlık dışı kararnamesinin önüne geçmiş oldu.

***

İşte devletin kurumsallaşmasını sağlayacak, dışarıdan müdahalelere izin vermeyecek, güçlü olanın ele geçiremeyeceği, dolayısıyla bir ülkedeki vesayeti gerçek anlamda bitirecek olan hükümet sistemi budur ve kuvvetler ayrılığı, ‘fren-denge’ mekanizması dediğimiz şey tam olarak bunun için vardır.

Çünkü, fren-denge mekanizması esasında meclis ve başkan arasındaki ilişkiyi düzenlemek, onları sistemin içerisinde dengeli bir şekilde tutmak ve aşırılıklara izin vermemek için gereklidir.

Bütün yetkilerin tek elde toplanmasına fiili imkan tanıyan sistemlerde kuvvetlerin birbirini kontrol edip birbirini dengeleyebilmeleri mümkün olmamaktadır.

Bunun için başkanlık sisteminde meclis ve başkanlık seçimleri eş zamanlı yapılmamakta ve meclis her iki yılda bir tam üye sayısının üçte biri oranında yenilenmektedir.

Ki, bu durum milletvekillerini bağımsızlaştırıp güçlendirir, özgüvenlerini artırır ve oylarını aldığı halka karşı daha sorumlu hale getirir.

Sadece milletvekillerini değil elbette. ABD’de bugün Trump’ın aşırılığına ‘dur’ diyebilen bir yargı var ise bu yargıçlarının bağımsızlığını sağlayan ve yargıçlara aynı zamanda özgüven sağlayan sistem sayesindedir. Şu örnek bunu en güzel şekilde anlatıyor sanırım.

***

Uzun yıllar Temsilciler Meclisi’nin başkanlığını yapmış olan Samuel Rayburn, kendisine yöneltilen “8 ayrı başkanın altında çalıştınız değil mi?” sorusuna şöyle cevap veriyor: “Ben hiçbir başkanın altında çalışmadım, sekiz ayrı başkanla birlikte çalıştım.” (TBMM Araştırma Merkezi, Karşılaştırmalı Başkanlık Sistemi, Mart 2015, sayfa 24.)

Rayburn aslında verdiği bu cevapla başkan ve meclis arasında hiyerarşik bir sıralama olmadığını, ikisinin işbirliği içerisinde çalıştığını anlatır.

ABD Başkanı Trump’ın aşırılığını durduran şey de tam olarak budur.

Çünkü, güçlerin birbiri üzerinde etkide bulunabildiği bir sistem iki başlılığı kaldırmayacağı gibi pek çok sorunu da beraberinde getirir. Çünkü daha aşılamaz çatışmalar çıkar bu durumda.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum