Milliyetçi Hareket Partisi’nde ‘ihraçlar’ kapıda!

Sanırım MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bundan sonra partisinin grup toplantısında yapacağı konuşmaların demirbaş ana gündem başlıklarından birisi ‘başkanlık sistemi’ olacak.

Sanırım Devlet Bahçeli, ‘başkanlık sistemi’ni referanduma götürene kadar ve öyle ya da böyle sonuçlanıncaya kadar bu işin peşini bırakmayacak.

Sanırım Devlet Bahçeli bu ‘başkanlık sistemi’ tartışmasından bir damar yakaladı ve yakaladığı bu damarı pek bir sevdi.

Ve sanırım Devlet Bahçeli ‘başkanlık sistemi’nin daha çok polemiğini sevdi.

***

Peki, Devlet Bahçeli’nin açtığı yol ve yürüttüğü polemikle ‘başkanlık sistemi’ tartışması nasıl sonuçlanır ve kazananı kim/ler olur?

Aha da yazıyorum...

‘Başkanlık sistemi’ referanduma giderse elini kolunu sallaya sallaya, halay çeke çeke çıkar sandıktan.

Bu durumda...

Türkiye’nin yönetim sistemi değişir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘başkan’ olur ve Türk siyasal tarihine ‘ilk başkan’ olarak geçer.

Devlet Bahçeli, ‘başkanlık sistemi’ tartışmasını başlatan ve Türkiye’ye başkanlık yolunu açan siyasetçi olarak tarihe geçer.

***

Gelelim asıl mevzumuza...

Partisinin dünkü grup toplantısında konuşan MHP liderinin hedefinde yine CHP’liler vardı yine HDP’liler vardı ancak asıl düzenledikleri basın toplantısı ile ‘başkanlık sistemi’ Meclis’e gelirse ‘hayır’ oyu kullanacaklarını ilan eden ve “TBMM’de ‘evet’ deriz, referandumda ‘hayır’ deriz şeklinde bir tavrı doğru bulmuyoruz; bu, halkın aklı ile alay etmektir” diyen MHP’li milletvekilleri Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, Nuri Okutan ve İsmail Ok vardı.

Devlet Bahçeli şöyle söyledi:

“İsterlerse Mors Alfabesi, isterlerse dumanla anlatırım. Israrla partim parlamenter sistemden yanadır ve parlamenter sistemin revize ve reforme edilmesini istemektedir diyorum. Onlar kulp takmaya devam ediyorlar. TBMM’de ‘evet’, referandumda ‘hayır’ diyecekmişiz. Ve de bir grup Truva Atı bunun milletin aklıyla alay etmek olacağını zırvalıyor. Aslında kendilerinin maskaraya döndüklerini anlamıyorlar.”

***

Devlet Bahçeli’nin bu sözlerini dinledikten sonra MHP Genel Merkez’e yöneldim. MHP Genel Merkez’inin yönetim katına Devlet Bahçeli’nin sözlerinin ne anlama geldiğini ve bu durumda ‘Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, Nuri Okutan ve İsmail Ok’un durumunun ne olacağını sordum. Cevap oldukça kısa ve net oldu: “Müstehak oldukları şekilde muamele görecekler!”

“Nasıl yani” dedim.

Şöyle izah edildi:

“Bakın isimlerin zaten MHP ile bir alakaları bulunmamakta. Partimizin ne grup toplantılarında görürsünüz bunları ne başka bir toplantısında. Bu partinin bir Genel Başkanı, lideri var. Bu isimler partimizin liderinin ne dediğine değil, 15 Temmuz darbesini yapan Yurtta Sulh Konseyi’nin ne dediğine bakıyorlar. Talimatlarını başka yerlerden alıyorlar. Aldıkları talimatlar ne ise onu yerine getiriyorlar.”

“Bunların amaçları ve neyi hedefledikleri belli. MHP’yi kamuoyu önünde yıpratmak ve partimizi itibarsızlaştırmak.”

“Ama bugün ama yarın. En kısa zamanda bu isimler hakkında ihraç kararı verilecektir.”

Peki, Devlet Bahçeli sağ kolu ile ters mi düştü?

MHP lideri Devlet Bahçeli grup toplantısında yaptığı konuşmada “Meclis’te ‘evet’ dersek referandumda da ‘evet’ deriz” deyince...

Sosyal medyasından asosyal medyasına kadar “Bahçeli’nin sağ koluyla ters düştüğü” yönünde haberlerle deyim yerindeyse ortalık yıkıldı.

Bunun üzerine MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ı aradım ve “ters mi düştünüz ne oldu?” diye sordum.

Sayın Semih Yalçın’ın cevabı şöyle oldu:

“Benim Genel Başkanımla ters düşmem, O’nun hilafına bir açıklamada bulunmam mümkün mü? Biliyorsunuz birkaç gün önce bir mülakat verdim. Ancak mülakatta söylediklerimden farklı yorumlar çıkartıldı. Birkaç gündür yapılan tartışmalar da benim birebir söylediklerimin üzerinden değil, cımbızla çekilen sözler üzerinden yapılıyor. Nitekim mülakatın yayınlandığı gün bağlandığım televizyon kanallarında ve medya kurumlarında bu durumu açıkladım. Partimin görüşü ortada. Biz ‘revize edilmiş parlamenter sistem’den yanayız. Bu bizim görüşümüz. Ancak asıl bu milletin ne diyeceği önemli. Ayrıca neden referandumda sanki ‘evet’ çıkacakmış gibi tek seçenek konuşuluyor? Neden diğer seçenek konuşulmuyor? Biz önce Meclis’e gidelim, konuyu siyaset kurumu çözsün; çözemiyorsa millet çözer diyoruz. Biz halka gitmekten korkmuyoruz ve halkın hakemliğine razıyız diyoruz. Son sözü millet söylemeli diyoruz. Çarpıtmanın bir anlamı yok. MHP’nin referanduma gidelim demesinden, millete gidelim demesinden rahatsız olanlar ısrarla MHP’ye yönelik bir algı operasyonu yürütüyorlar. ”

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum