‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyenleri şuraya alalım…
Tane tane yazalım, önceki gün Urfa, Adıyaman ve Malatya’da akşam saatlerinde başlayan sağanak yağmur gerekli tedbirler alınmadığı için sele dönüştü, insani ve kurumsal hataların birleşmesiyle sel faciaya dönüştü, 16 insanımız hayatını kaybetti.
Urfa valisi yaptığı açıklamada şöyle diyor:
“Şiddetli sağanak yağışın beraberinde getirdiği olumsuzluklar sebebiyle ilimizdeki tüm okul kademelerinde eğitim öğretime…”
***
Zihniyete bak, mantığa bak, sağanak yağışın beraberinde getirdiği olumsuzluklarmış!
Normalde yağıp, akıp gitmesi gereken yağmur logarlar tıkalı olduğu için akıp gidecek yer bulamamış, şehir göle dönmüş, yollar göle dönmüş, devletin hastanesi dahil yüzlerce evi, işyerini sel basmış. Araçlar yollarda kalmış.
Depremzedelerin çadırları sular altında kalmış.
12 kişi hayatını yitirmiş, selin alıp götürdüğü iki kişinin akıbetini, can kaybının nereye yükseleceğini bilmiyoruz.
Vali Beyimize göre bütün bunlar “olumsuzluk” kategorisinde!...
Tamam burası Yunanistan değil, Almanya değil, İngiltere değil.
“Vali Beyden” de ülkeyi 20 yıldır yöneten iktidar yetkililerinden, iktidar partisinin belediye başkanından da “Böylesine bir trajik bir olay yaşandığında, hiçbir şey olmamış gibi davranmak, yola devam etmek mümkün değil. Ülkemiz vatandaşlarının siyasi sisteme güvenmesini demokrasimizin gerekli bir unsuru olarak görüyorum. Buna siyasi sorumluluk Haksız yere ölen insanların anısına küçük bir saygı nişanesi olarak bunu yapmanın görevim olduğunu hissettim” diyerek istifa açıklaması yapmalarını beklemiyoruz.
Ne yazık ki beklemiyoruz!
***
Tırnak içine aldığım bu sözler Yunanistan’ın Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis’e ait.
28 Şubat Salı gecesi Yunanistan’ın Larisa kentinde bir yolcu treni ile yük treni çarpıştı. Meydana gelen kazada 58 kişi hayatını kaybetti, yüze yakın kişi yaralandı.
Kazanın üzerinden daha 24 saat bile geçmeden Yunanistan’ın Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis çıktı ama, fakat, lakin demeden… Kendisinden önceki bakanların sorumluluğunu da üstlenerek “Böylesine trajik bir olay yaşandığında, hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmek mümkün değil, haksız yere ölen insanlarımızın anısına bir saygı nişanesi” diyerek istifa etti.
Karamanlis “Benden önceki bakanlar devlet demiryollarında gerekli, iyileştirmeleri yapmamışlar. Eski dönemin ihmalleri yüzünden” falan filan güzellemesi yapmadan, vatandaşlarının devletlerine olan güven sarsılmasın, devletin itibarı zedelenmesin diyerek istifa etti.
***
Maraş merkezli depremde 50 bine yakın insanımız haksız yere hayatlarını kaybettiler de iktidardan bir kişi bile çıkıp istifa etmedi.
Bir kişi bile…
Maraş depremi göz göre göre geldi, iktidar yetkilileri olacak depremin tatbikatını bile yaptılar.
Ama tatbikatını yaptıkları, büyüklüğünü, nereleri etkileyeceğini bildikleri deprem için hiçbir tedbir almadılar. Depremin felakete dönüşmesini önleyecek adımları atmadılar.
Bildikleri depreme, baya baya hazırlıksız yakalandılar!
Maraş’ta, Adıyaman’da, Hatay’da, Antep’te binlerce insanımız bütün dünyanın gözünün önünde “sesimizi duyan var mı” diye diye yitirdiler hayatlarını.
Resmi kayıtlara göre 50 binin üstünde canımız hayatını yitirdi.
Çıktılar gayet güzel bir şekilde “böylesi bir felakete hazırlıklı olmamız mümkün değildi” açıklamaları yaptılar!
Şimdi…
Üç gün önce meteoroloji uyarmış, Urfa’da, Adıyaman’da ve Malatya’da “sağanak yağış” olacak demiş, önlemleriniz alın demiş…
Ama Urfa’nın, Adıyaman’ın, Malatya’nın valisi, belediye başkanı, kaymakamı Ankara’daki yetkililer bu uyarıya hiç kulak asmamışlar
Görevlerini yapmamışlar...
Şehirdeki logarların kontrolünü yapsaydı, su taşkınlıklarına sebep olacak yerlerde gerekli önlemler alınsaydı, mazgalların temizlenmesini sağlayasaydı, drenaj çalışmalarını yaptırsaydı, sağanak yağış sele dönüşmez, evler, iş yerleri, çadırlar, okullar, hastaneler, araçlar sular altında kalmazdı.
Yağmur yağar kanallardan akar giderdi…
Dere ve kanal yataklarına yakın yaşayan vatandaşları uyarsaydı, bodrum katlarda yaşayanları zamanındı uyarsaydı…
Bir sağanak yağış böylesine bir felakete dönüşmezdi…
Devletin valisi sorumlusu olduğu şehrin DSİ’ni, jandarmasını, yerel yöneticilerini organize etseydi, görevini hakkıyla yapsaydı sağanak yağmur yağardı, giderdi…
İktidarın Urfa Belediyesi dere yataklarına ruhsat vermeseydi, alt yapıyı gereği gibi yapsaydı bu sağanak felakete dönüşmezdi.
***
Bizim ülkemizde neden doğa olayları afetler büyük felaketlere dönüşüyor sürekli.
Neden?
Sevgili iktidar yetkilileri, Sayın Cumhurbaşkanı hani devletin itibarı çok önemliydi, hani devletin itibarından tasarruf olmazdı.
Her doğa olayının felakete dönüştüğü, en gerekli zamanda, olması gerektiği dönemde vatandaşının yanına vakitlice gidemeyen, vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılayamayan bir ülke nasıl bir ülkedir?
Bekledim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan en azından uyarıcı bir şeyler desin, alt yapıdaki kusurlar araştırılacak, ihmaller ve yanlış ruhsatlar olup olmadığı soruşturulacak türünden bir şeyler söylesin.
Hayır, söylemedi. Kendi iktidarı döneminde ve kendi belediyesinde kusur, ihmal, yanlış olur mu hiç?!
Erdoğan, alınmayan tedbirlerin ve ihmallerin faciaya yol açtığı, 16 kişinin hayatını yitirdiği sağanak yağışla ilgili çıkıp sadece başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletti.
Ve bir de “bakanlarımız, ekiplerimiz koordine bir şekilde çalışıyorlar” dedi.