Dün tarihi bir gündü
Altı muhalefet partisi lideri Ankara Bilkent Otel’de düzenlenen törende üzerinde anlaştıkları “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” metnini imzaladı.
Artık CHP’nin, İYİ Parti’nin, Saadet Partisi’nin, Gelecek Partisi’nin, DEVA Partisinin ve Demokrat Parti’nin “Türkiye Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmeli” derken neyi kastettiklerini biliyoruz.
Altı muhalefet partisinin hukukçu genel başkan yardımcıları Muharrem Erkek, Bahadır Erdem, Bülent Kaya, Ayhan Sefer Üstün, Mustafa Yeneroğlu ve Bülent Şahinalp’in aylardır üzerinde çalıştığı sistem metninde yapılan ve altları kalın kalın çizilen “hukuk, adalet, özgürlük, liyakat, kuvvetler ayrılığı” gibi vurgular önemli.
Eksiklik yok, fazlalık yok, itiraz edilecek, buna ne gerek var denilecek hiçbir şey yok.
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti “Türkiye Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğinde “Anayasa Mahkemesi ve AİHM Kararlarının derhal uygulanması sağlanacak” diyor.
***
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, Hakimler ve Savcılar Kurulu kaldırılacak. İki ayrı kurul oluşturulacak” diyor.
Yargının siyasallaşmasında, adaletin bu derece sakatlanmasının, hukuk sisteminin sistematik bir şekilde mağduriyetler üretmesinin, hukuk devleti ilkesinin bu derece ağır tahribatlar görmesinin birinci derecede sorumlusu Hakimler ve Savcılar Kuruludur. Bunun aksini söylemek mümkün mü?
Ülkemizde hukuk sorunlarının bitmesi isteniyorsa doğru adım Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun kaldırılması, yerine iki ayrı kurul oluşturulmasıdır.
***
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, Kamu İhale Kanunu yeniden düzenlenecek, kamu ihaleleri ve kamu özel sektör işbirlikleri çerçevesinde yapılın projeler iktidar yanlısı kişilere verilmeyecek, kamu kurumlarından kimse haksız kazanç elde edemeyecek, artık beşli, onlu çeteler olmayacak” diyor.
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, Sayıştay Anayasa’da yüksek mahkeme olarak düzenlenecek, iktidar partilerinin etkisinden kurtarılacak, iktidarlar har vurup har savurmayacak, TRT ve Anadolu Ajansı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak, Anadolu Ajansı iktidar partisinin bülteni, teşkilat görevlisi gibi çalışmayacak” diyor.
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, RTÜK’e yasal düzenlemeler yapılacak. Üyeler Meclis tarafından seçilecek, RTÜK iktidar partisinin sopası olmayacak, kurumlar devletin kurumları olacak” diyor.
***
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, YÖK kaldırılacak, öğretim üyeleri rektörlerini kendi seçecek, Melih Bulu olayları yaşanmayacak, bir gece yarısı CB kararıyla 1 aylık profesörler üniversitelere rektör atanamayacak, hakkıyla rektör olacak, üniversiteler iktidar milletvekillerini ödüllendirme yeri olamayacak” diyor.
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek” diyor.
Altı parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçtiğimizde, Meclis’in denetim yetkisi güçlendirilecek, Siyasi Etik Kanunu hazırlanacak” diyor.
CB hükümet sisteminin en güçlü vaatlerinden biri “daha güçlü bir Meclis” idi. Bugün daha zayıf bir Meclis’in olduğunu, CB hükümet sisteminde kendilerini Züğürt Ağa gibi hissettiklerini AK Partili milletvekilleri söylüyor. Kendi bütçesini bile yapamayan Meclis’in güçlü olduğunu kim söyleyebilir.
Ve Türkiye’nin Siyasi Etik Kanunu’na kavuşacağı yazılı. Hatırlayacaksınız Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, başbakanlığı döneminde bu düzenlemeyi istediği için görevinden olmuştu. O dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Siyasi Etik Teklifi’nin Meclis’ten geçmesi, yasalaşması halinde “il başkanı bulamayız” dediği haberleri yazılmıştı ve bu bilgi hiçbir zaman tekzip edilmedi.
***
Altı partinin “güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerisinin toplumda karşılık bulduğu muhakkak.
Toplum Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden memnun olsaydı bugün altı parti “güçlendirilmiş parlamenter sistem” önerisiyle yola çıkabilirler miydi?
Ankara Bilkent’te dünkü toplantı olur muydu?
Altı liderin “sizi düzlüğe çıkartacağız, bu sistemden sizi kurtaracağız” anlamı taşıyan mutabakat metnine imza atmaları toplum için umut, Cumhurbaşkanı Erdoğan için trajik olmalı.
Sonuçta tarihte hiçbir hükümet sistemi modeli yok ki, birinci yılında sistem arıza sinyalleri versin, mekanizması tıkansın, rehabilite edilmeye ihtiyaç duyulsun. Ve sistemin sahiplerinin elinde dahi başarı gösteremesin, performans karnesi zayıflarla dolu olsun, bir dönemini bile tamamlayamasın. Sınıfta kalsın. Sistem eskimeden hurdaya çıksın.
Trajik dediğim bu.
***
Hiç kuşkusuz hem altı liderin tören salonuna birlikte yan yana yürüyerek, gülümseyerek geldikleri görüntü ve kürsüde imza sonrası verdikleri fotoğraf muhteşemdi. Hepsini ama başta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu gösterdiği çabalardan dolayı can-u gönülden tebrik ediyorum, kutluyorum.
Bu birlikteliğin oluşmasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun çabası büyük.
Türkiye’nin ihtiyacı olan bir fotoğraf bu. Bu fotoğraf, ülke meselelerinde bir araya gelebileceklerini, söz konusu ülke olduğunda siyaset üstü davranabileceklerini ortaya koyan bir kare. Ülkeye hizmet için birbiriyle rekabet eden ancak birbirleriyle yarışırken üsluplarını, seviyelerini koruyacaklarını, nezaket ve centilmenlik kurallarını hasıraltı etmeyeceklerini, birbirlerinin yüzlerine bakacak, aynı masa etrafında birbirlerine karşı mahcubiyet hissetmeden oturabileceklerini gösteren bir karedir.
Umarım hep böyle kalırlar. Seçim zamanlarında birbirleriyle kıyasıya yarışsınlar, en sert sözleri söylesinler ama nezaket ölçüsü hiç kaçmasın.