Cumhurbaşkanı Erdoğan 19 Haziran 2018’de “24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra faizle kurla nasıl uğraşılır görün” demişti.

Sayın Erdoğan’ın seçmenlerden yetki istediği gün, dolar 4.74 seviyesindeydi, TÜİK’in açıkladığı resmi verilere göre yıllık enflasyon oranı yüzde 15.39’du.

2 Mart 2019’da Rize’de “Enflasyon tekrar 6’lara 7’lere kadar düşecek. Bize bu 20-19 enflasyon oranları yakışmaz. Enflasyonun hararetini daha da düşüreceğiz. Milletimizi para simsarlarının eline bırakmamak için tanzim satış uygulaması başlattık” demiş.

TÜİK iki gün sonra (4 Mart) ülkemizde yıllık enflasyon oranının yüzde 17.93 olduğunu açıklamıştı.

Enflasyon Nisan 2019’da 19.71 seviyesini gördü, 2019 haziran ayının sonunda birkaç puanlık düşüşle yüzde 15.7’ye indi..

14 Temmuz 2019’da gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen Erdoğan enflasyonu düşürme stratejisini şöyle açıkladı: “Yıl sonuna kadar hedefimiz enflasyonu tek haneli rakama düşürmek. Faizi ciddi manada düşüreceğiz. Faiz düştüğü anda enflasyonun da ciddi manada düştüğünü göreceksiniz. Faiz oranlarında da yıl sonuna kadar belli bir hedefimiz var ve bunu başaracağız. Emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz.”

Erdoğan, 8 Temmuz 2019’da faiz indirimine yanaşmadığı gerekçesiyle Merkez Bankası başkanı Murat Çetinkaya’yı görevden almış yerine Murat Uysal’ı getirmişti. Para Politikaları Kurulu 25 Temmuz’da Murat Uysal başkanlığında toplanmış ve Merkez Bankası faizi 24’den yüzde 19.75’e indirmişti.

Enflasyon düştü mü peki?

TÜİK enflasyon oranını yüzde 19.91 olarak açıkladı, iktisatçılara göre temmuz ayı enflasyonu 2003 yılından bu yana kaydedilen en yüksek orandı.

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 Ağustos 2019’da AK Parti Bursa İL Başkanlığı’nın teşkilat yemeğinde yaptığı konuşmada “Faizler görüyorsunuz düşüyor. Faizlerin düşmesiyle beraber enflasyondaki gerileme de sürecek, piyasadaki canlanma yeniden ivme kazanacaktır. Öldük bittik diyerek milletimize karamsarlık aşılamaya kalkan felaket tellallarına kulak asmazsak, Allah’ın izniyle, yarınımız bugünümüzden çok daha güzel olacak” demişti.

16 Kasım 2019’da Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu sosyal güvenlik merkezlerinin toplu açılış töreninde “Enflasyon da inşallah 2020’de tek haneli rakama inecek” demişti.

4 Temmuz 2020’de “Türkiye’nin salgın sonrasında bu kadar güçlü çıkması birilerini rahatsız etti. Enflasyonu tek haneye düşürmekte kararlıyız” demişti.

4 Ağustos 2021’de “Bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Faiz oranlarında da düşüşe geçiyoruz, yüksek faiz yok. Çünkü yüksek faiz, bize yüksek enflasyonu getirecektir” demişti.

Sayın Erdoğan bu açıklamayı yaptığı tarihte enflasyon oranı yüzde 19.25’ti.

Eylül ayında enflasyon yüzde 19.58’e yükseldi.

Gördüğümüz göreceğimiz en düşük enflasyon seviyesi de Sayın Erdoğan’ın ülkemize yakışmıyor dediği “19-20” oranları oldu.

29 Kasım 2021 tarihinde “Göreceksiniz inşallah enflasyon nerelere düşecek, çok açık ve net bütün delilleriyle her şeyiyle ortada. Alt gelir grupları başta olmak üzere tüm kesimlerin şartlarını iyileştirmek için mücadele ediyoruz. Kimsenin mağdur olmasına müsaade etmeyiz” demişti.

30 Aralık 2021 tarihinde Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği’nin 12. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada “Yılbaşında enflasyon ve fiyat artışları hızla düşecek derken temennimizi değil, teknik bir hakikati ifade ediyoruz. İnşallah çok yakında bunu da hep beraber göreceğiz” demişti.

Temmuz ayına geldik. Enflasyonun düşeceği falan yok. Aldı başını gidiyor. Sayın Erdoğan ise enflasyonu düşürmek için ciddi adımlar atmak yerine hala “enflasyon düşecek” totemi yapmaya devam ediyor.

2019 yılında 2020 yılını ay ay işaret etti, 2020 yılının sonlarında 2021 yılını işaret etti, 2021 yılının son ayında 2022 yılını “ekonomi düzelecek, işler rayına girecek, enflasyonda kurda düşecek” diyerek işaret etti.

Şimdi çıktı 2023 yılını işaret ederek “Aralık ve Ocak gerçekleşmeleriyle enflasyonun sırtımıza bindirdiği kamburdan kurtulacağımız 2023 Şubat ve Mart aylarından itibaren önemli ölçüde geride bırakmış olacağız” müjdesi veriyor. (14 Haziran 2022)

Dün yine 2023 Şubat Mart ayını işaret etti:

“Ekonomide son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığının belini büktüğünü gayet iyi biliyoruz. Şubat Mart ile birlikte enflasyonu kontrol altına alarak yolumuza devam edeceğiz.” (6 Temmuz )

***

2018 seçimlerinde “Türkiye 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz” diyerek seçmenden destek istedi. Çok değil birkaç ay öncesine kadar da bu söylemi tekrar ediyor “Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeye hiç olmadığımız kadar yakınız” diyordu.

Şimdi “Türkiye’nin gelişmekte olan ülke zincirini kırıp dünyanın en büyük 10 ülke ekonomisine girmesi 2023’te yapılacak tercihe bağlıdır. Bu seçim, AK Parti için, Tayyip Erdoğan için değil Türkiye için önemlidir” demeye başladı. (11 Mayıs 2022)

***

Erdoğan’ın “verin yetkiyi bu kardeşinize” dediği günden bu yana ülkenin iki yakası bir araya gelmiyor.

Bir devlet başkanı bir kez, iki kez yanıldı, öngörüsü doğru çıkmadı diyelim. Beş yıl boyunca yanılır mı? Çelişkiye düşer mi? Beş yıl boyunca ne dediyse tam tersi çıkar mı?

Burada bir terslik, bir sakatlık yok mu?

Ülkenin ekonomisini uçuracak vaadiyle getirdiği hükümet sistemi ülkenin felaketi oldu. Enflasyon patladı. İstikrar sağlanacak denildi Türkiye’de istikrar diye bir şey kalmadı. Kurumlar çöktü. Ekonomi dikiş tutmuyor. CB Sisteminde Türk lirasının değeri yükselecekti, Amerikan doları her gün yeni bir tarihi rekor kırıyor.

İşi olanların dahi geçinmekte zorlandığı bir Türkiye tablosu var.

Ama iktidar bütün bu gerçeklerle yüzleşmek, iktisatla bilimle, akılla bağdaşmayan “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezindeki inadına devam ediyor.

Bu inadın ve kötü ekonomi yönetiminin ağır faturasını ise maalesef halk olarak bizler ödüyoruz.