Adli yıl yine Beştepe’de başladı…

Adli yıl dün Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle açıldı.

Adli yıl törenleri üç yıldır Beştepe’de yapılıyor.

Oysa bu törenler 1943 yılından beri ya Ankara hukuk fakültesinin konferans salonunda ya da yargının kendi salonlarında yapılırdı.

Ağır hukuk sorunları yaşadığımız böylesi bir dönemde yüksek yargının en tepesindeki ismin törende söyleyecekleri hayati öneme sahipti. Merakla bekliyordum. Bu sebeple Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’yı dikkatle dinledim, konuşma metnini de dikkatle okudum.

Sayın Akarca güzel konuştu, adeta kürsüde hukuk felsefesi dersi veren bir hoca gibiydi. Oysa yüksek yargının en tepesindeki bir isimden beklenen, hukuk adına, adalet adına, yaşanan hukuk sorunları adına daha somut şeyler söylemesiydi.

Başkan Akarca yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı, yargıya güven, mahkemeler eliyle yapılan hak ihlalleri gibi konularda ciddi sorunlar yokmuş gibi konuştu. Adil yargılanma hakkını ihlal ederek verilen mahkumiyetler, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ancak sırası gelirse Yargıtay’dan, AYM’den, AİHM’den dönmesi şeklindeki vahim gerçekler ülkemizde yaşanmıyormuş gibi konuştu.

Yargının ve hukuk sisteminin somut sorunlarına hiç değinmedi.

Yargının somut sorunlarına değinmeyen Akarca’nın sanki ülkemizde yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı varmış da… Sanki yüzde 70 oranı ülkemizde yargıya güvenmeyenlerin değil de güvenenlerinin oranıymış gibi… Adeta bir siyasetçi üslubuyla “Hukuk bağımsızlığımıza saygı duymayanlardan yargı bağımsızlığı dersi almamız mümkün değildir” diye konuşmasını yadırgadım doğrusu…

***

Ben yine de en azından dünkü törende Yargıtay Başkanının “hakim teminatı” sorununa değinmesini beklerdim.

Biliyorsunuz Beştepe’de düzenlenen görkemli törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’ndeki en önemli düzenleme “hakim teminatı”nın getirileceği konusundaki açıklamaydı. Ama bu düzenleme hala ortada yok.

“Hakim teminatı” ilkesi 27 Mayıs darbesinin kaotik ortamında bile dönemin Yargıtay Başkanı Recai Seçkin tarafından dile getirilmişti. Merhum Seçkin, 1960 Adli Yıl Açılış töreninde 27 Mayıs darbesinin lideri Org. Cemal Gürsel’in huzurunda yaptığı konuşmada “hakim teminatı”nın Anayasa’ya yazılmasını istemişti. Bu ilkenin önemini şu sözlerle anlatmıştı:

“Ülkenin temeli olan adaletin gereği gibi dağıtılması için gerçekleşmesi aranan ilk şart, mahkemelerin tarafsız olması yani hüküm veren hakimin, dosyadaki delillerin, kendi hukuk ve kanun anlayışının ve nihayet vicdanının etkisinden başka hiçbir şeyin etkisi altında olmaksızın karar vermesidir, buna muhakemelerin istiklali denilmektedir.

Hakim, hukuk esasları ve vicdanı yerine idare adamlarının veya davada etkili olanlardan birinin etkisi altında kalarak karar verirse verdiği karar açıklamaya lüzum yoktur ki, özünde adaletle ilgisi olmayan bir belge, daha açıkçası bir zulüm belgesinden ibaret kalır. Bu durum haksızlığa uğrayanın olduğu kadar, bütün toplumun gönül rahatlığını da bozar.”

O dönemi bir düşünün. Gözünüzün önüne getirin. Sonra da Recai Seçkin’in bu konuşmasını. Ne kadar cesurca değil mi? Şöyle devam ediyor Sayın Seçkin:

“Bütün medeni dünya anayasalarında bu ve bundan önceki anayasalarımızda olduğu gibi yeni Anayasa’da dahi mahkemelerin müstakil olduğu yollu bir hüküm bulunacaktır. Ancak birçok acı olay göstermiştir ki, Anayasa’da böyle bir hükmün olması hiçbir zaman hakimi, idarenin etkisinden kurtarmaya yetmemekte, bu prensibin gerçekleştirebilmesi için tamamlayıcı hükümlere ihtiyaç bulunmaktadır.”

Yargıçların bağımsızca karar vermesini yazan hükmün gerçekleşmesini sağlayacak en önemli hükmü ve o hükmün ne olduğunu açık açık şöyle anlatıyordu merhum Recai Seçkin:

“Hakim teminatı. Hakim teminatı demek, hakimin işlediği suç sebebiyle verilmiş bir mahkeme kararı veya disiplin kurulu kararı veyahut rızası bulunmadıkça, hem yerinin hem görevinin değiştirilmemesi ve hakimlikten çıkartılmaması demektir. Bugünkü Anayasa’da hakimlerin kanunun gösterdiği haller dışında azlonulmayacakları yollu hüküm, hakim teminatının esasını teşkil etmektedir. Gelecek Anayasa’da bu hüküm konulmakla beraber, hakim teminatının ne olduğu da yazılmalıdır. Yani, hakimin rızası veya ceza mahkumiyet kararı olmadıkça yerinin veya görevinin değiştirilmeyeceği ve kendisinin hakimlikten çıkartılmayacağı...”

Merhum Recai Seçkin’i hayırla yad ediyorum. Eminim yıllar sonra bile hayırla, minnetle yad edilmeye devam edecektir.

***

Gördünüz mü “hakim teminatı” ilkesinin yargı bağımsızlığı ve adaletin tecelli etmesindeki hayati önemini?

İşte bu ilke Yargı Reform Strateji Belgesi’nde önce ilan edilmesine rağmen hala yasalaşmıyor!

Yargı Reform Belgesi’nde yargıçları teminat altına alan bu ilke yasalaşmış olsaydı… Ya da ülkemizde yargıçlarımız “hakim teminatı” ilkesinin güvencesi altında bulunsaydı. Bugün yargı sistemi, toplumun geniş kesimlerine yayılan mağduriyetlere sebep olur muydu? Mahkemelerimizden bir uçtan başka diğer bir uca savrulan kararlar çıkar mıydı?

Hakimler, beraat kararı verdikleri halde iktidarın hoşuna gitmeyeceğini bildikleri davaları uzun süre bekletirler miydi? Karar vermekten korkarlar mıydı? Başlarına bir iş gelmeyeceğini bilseler hakimler bugün mesela Osman Kavala, Ahmet Altan gibi davalarının dosyalarında nasıl kararlar verirlerdi?

Örnekleri çoğaltabiliriz….

Yargıya güvenmeyenlerin oranı mı yüzde 70 olurdu, güvenenlerin mi? Düşünün ki bugün AK Parti’ye oy verenler bile yargının bağımsızlığına güvenmiyor, mahkemelere itimat etmiyor.

Ülkemizde adaletin tecelli etmesi, hakimlerin kanunlara ve vicdanlarına göre karar vermesini sağlamanın yolu “hakim teminatı” ilkesinden geçiyor. Hakimlerin kanunlara ve vicdanlarına göre karar verdiği bir ülke adil bir ülkedir. Ve o ülke hukuk devletidir. Ve o ülkede hukuka güven artar. Hukuka güvenin arttığı bir ülke…. Hadi siz devam edin… O ülkede başka zincirleme hangi güzel şeyler olur?

YORUMLAR (33)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.